Ülkemizde yasalar karşısında her şahıs ve her şirket eşit haklara sahiptir.
Peki uygulamada böyle mi?
Kâğıt üzerinde evet. Ama gerçekte ne yazık ki öyle değil.
Anlatayım.
Çok uluslu şirketlerin ülkemizde faaliyet göstermesinden yanayım. Bizim şirketlerimiz de başka ülkelerde yatırım yapıyor. Yabancı sermaye gelsin yatırım yapsın. Bunu olsa olsa alkışlarız.
Ancak dünya devi olmanın verdiği güçle gelip, ülkemizdeki yerli ve milli firmalarımızı yasalarımıza aykırı bir şekilde boğup, onları piyasa dışına itersen, seni kollayan bazı kurum ve kurum yöneticileri olsa da, milletçe karşına dikilir bu haksızlığa dur denilir.
Elektronik ticarette dünya devi olan iki firma var. Biri Amerikan dünya devi Amazon, bir diğeri Çinli AliBaba. Ne güzel. Daha da büyüsünler ama rekabeti ihlal etmeden, gittiği ülkelerdeki şirketleri piyasa dışına itmeden yapsınlar, başımız gözümüz üstüne.
Dünya devleri Amazon ve Alibaba
Amerikan şirketi Amazon, şimdilik Türkiye'de çok aktif değil. Ancak Çinli AliBaba yavru şirketi Trendyol ile Türkiye'de çok saldırgan ve etik dışı hareketlerle piyasanın dengesini alt üst ediyor.
Çin'de AliBaba'ya ait Alipay kullanmadan tuvalete gidemezsiniz. Her şey Alipay üzerinden geçer. Aynı AliBaba o kuralını Türkiye'de de uygulamak istiyor. AB ülkelerinde yapamadığını gelip ülkemizde yapıyor. İddialar o ki, AliBaba'nın bir alışkanlığı var. Gideceği ülkede önce işine yarayacağı kişi ve kurumları tespit eder. Sonra o kurumlara nüfuz eder. O kurumlarda en etkin kişiler ile ilişki kurar veya gerekirse o kişileri şirketlerine transfer eder ki, o kurumdaki işleri fazla kurcalanmadan, sıkıntısız şekilde yürüsün.
Çinli AliBaba'nın yavrusu Trendyol'un bu oyununu Rekabet Kurumu'nda gördük, başka kurumlarda da o ilişki ağını ördüğünü duyuyoruz, takip ediyoruz.
Trendyol'un ilişki ağı
Rekabet Kurumu'ndaki ilişki ağını bu köşede detaylı bir şekilde anlatmıştım. Hafızalarınızdaki bu ilişkiyi kısaca hatırlatayım.
Çinli AliBabanın yavru şirketi Trendyol, Türkiye'de elektronik ticarette hâkim durumda. Yani tekel. Trendyol'un bu hâkim gücünü kötüye kullanarak rekabeti ihlal edip rakipleri olan yerli ve milli firmaları piyasa dışına itme girişimleri ve de şikâyetler olduğu iddiaları üzerine Rekabet Kurumu bir sektör incelemesi yapıyor. Bu araştırma ve incelemeyi 6 kişilik bir uzman ekip yürütüyor. Ekibin başında Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz var. İncelemenin sonuna yaklaşınca aniden Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz Trendyol'a transfer oluyor. Ve beklendiği gibi Rekabet Kurulundan çıkan Hatice Yavuz'un başkanlık ettiği heyetten "Evet Trendyol hâkim durumda ama…" ile devam eden aklanma raporu çıkıyor.
Trendyol'u akla, Trendyol'a transfer ol
Hatice Yavuz transferinin arka planını araştırıp daha önce sizlere aktarmıştım. Unutmuş olabilirsiniz.
Trendyol'un ünlü tepe yöneticisi, Rekabet Kurulu Başkanı Birol Küle ile bir araya geliyor. Tepe yöneticisi Başkana diyor ki, "Biz rekabete çok önem veriyoruz. Bize sizin kurumdan birini önerin ki, onu transfer edelim." Teklifin amacı belli: "Şu anda şirketimiz radarınızda. Bu radardan bizi çıkaracak birini verin." Başkan Birol Küle de ne tesadüf ki Trendyol'un da dâhil olduğu incelemeyi yapan Hatice Yavuz'u öneriyor. Üzerine vazifeymiş gibi.
Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz da Trendyol'u aklayacak şekilde hazırladığı rapora kendi imza etmeden, diğer arkadaşlarına imzalatıp, kendisine Ankara'da hazırlanan lüks ofise, altında makam arabası ve yüksek transfer ücreti ile gidiyor.
Çinli AliBaba tecrübeli. (14 Mayıs 2021 tarihli T24'teki "AliBabanın çiftliğinde rekabet çalışanları" yazıma bakınız) Hatice Yavuz yetmez. Rekabet Kurumu ile yolunun çok kesişeceğini bildiği için Rekabet Kurumu'na işi düştüğünde ilişkileri daha geniş olsun diye sadece Hatice Yavuz yetmez, bir iki uzman daha almak istiyor. Ancak o ara Hatice Yavuz balonu patlamış, millet haberdar olmuş bu skandaldan. Bu kez Başkan Küle ve Hatice Yavuz'un önerileri doğrultusunda iki uzman başka avukatların yanına gidiyor gibi görünüp, aslında Hatice Yavuz'la çalışmaya başladılar. Trendyol'un Rekabet Kurumu ile bağlantıları böylelikle daha sağlamlaştı.
Çinli Alibaba alışkanlığından vazgeçmiyor
Çinli AliBaba güçlü. Kendi ülkesinde de rekabeti ihlal ettiği için, oranın rekabet otoritesinin radarında. Ama Çinli AliBaba'da cin fikirler çok. Rekabet otoritesinde ne kadar etkin isim varsa transfer ediyor.
Eski Çin Ticaret Bakanlığı Anti-Tekel Dairesi Müdür Yardımcısı Cui Shufeng halen Alibaba Araştırma Enstitüsü'nün Rekabet Politikaları Direktörlüğünü yapıyor. Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Anti-Tekel Dairesi eski yöneticilerinden Wan Jiang da Alibaba'nın hukuk danışmanı pozisyonunda. Hangzhou bölgesi eski yargıcı Chen Chen Alibaba'ya bağlı Ant Group'un hukuk direktörlüğünü yürütürken, Alibaba Araştırma Enstitüsü'nün başında bölgesel bir enformasyon ofisinin hukuk direktörü Gao Hongbing bulunuyor.
Bu girişimleri sonucu ülkesi Çin'de hakkındaki soruşturmayı ancak 2,8 milyar dolar ceza ile durdurabilmiş olan Çinli AliBaba Türkiye'de de işi düşeceği her kuruluşla da bu ilişki ağını kurma peşinde. Önce ayrım yapmaksızın tüm medyayı reklama boğdu. Böylelikle hiçbir yerde aleyhinde tek bir haber çıkmamasını sağladı.
"Türkiye'nin Trendyol'u" diye spor müsabakalarına sponsorluk yapmaya başladı. Güya bununla Çinli AliBaba'nın yavrusu olduğunu unutturacak.
Tüketicilerin şikâyetleri artıyor
Trendyol'dan alışveriş yapanların şikâyetleri artmaya başladı. Orijinal Apple AirPods aldığı zannedenlerin paketinden çıkan çakma Çin işi kulaklıklardan tutun, çakma bilgisayarlara kadar şikâyetler gelmeye devam ediyor.
Bakalım, Çinli AliBaba yavrusu Trendyol aracılığıyla ülkemizde daha neler yapacak, kimler onu koruyup kollamak için seferber olacak. Göreceğiz.