“Amanda Thripp!
Efendim Miss Trunchbull? Ne bunlar?
Neler ne Miss Trunchbull? Kulaklarından sarkan şeyler!”

Bütün heybeti ve askeri üniformayı andıran giysisiyle ün yapmış okul müdiresi Miss Trunchbull, küçük Amanda’nın iki kulağı üstünde örülerek toplanmış saçlarına “bu okulda asla izin verilmediğini” haykırıp, üstelik kızcağızın annesini de ’budala’ diye niteleyip, saçlarından tutup havalandırdığı kızı döndüre döndüre öyle bir hızla okul dışındaki tarlaya fırlatır ki, diğer bütün çocukların nutku tutulur.

Mathilda Wormwood rolüne hayat veren Alisha Weir

66.Londra Film Festivali, bu akşam kentin çeşitli sinemalarında başladı. Açılış galasını da, ünlü ve kuşaklar boyunca okunan, vazgeçilmeyen çocuk kitapları yazarı Roald Dahl’ın kitabından sahneye uyarlanmış ve büyük beğeni toplamış olan müzikalin sinema uyarlaması yaptı. Festivalin bir çocuk romanından yola çıkan filmle açılması çeşitli mesajlar veriyor. Ezilen bir kadın (öğretmen Jennifer Honey) ve kız ile erkek çocuklar (okulun öğrencileri), yer yer olağanüstü yetiler sergileyen, ama en çok, haksızlığa ve tahammül edemediği katı uygulamalara isyan eden Matilda’nın peşine takılıp acımasız görünen kadın yöneticiye (okul müdiresi Miss Trunchbull) meydan okuyor, yasaklanmış olan “hayır” sözcüğünü kullanıyor ve kabuslar yaşatan okulu, sonunda eğlenceli bir yere dönüştürüyorlar.

Lashana Lynch, Emma Thompson ve Alisha Weir

Bu yıl sonuncu kez Festival Başkanlığını yapan ve son beş yıldır, Festivalin çok daha çeşitlilik yansıtmasına öncülük eden Tricia Tuttle, 16 Ekim’e dek sürecek olan Festivalde pek “hafif temalı” filmler bulunmadığını söyledi. Bu yılki sinemanın “yaşadığımız hayli sorunlu dönemleri” yansıttığını belirten Tuttle, beyaz perdeye yansıyacak karmaşık öykülerle, izleyiciler, çok daha karanlık noktalara çekileceği için açılış ve kapanış filmlerini, sinemanın daha neşeli ve moral yükselten yapımlarından seçtiklerini anlattı.

Alisha Weir

“Matilda - Müzikal” filminde Matilda Wormwood’u canlandıran küçük oyuncu Alisha Weir’in, başarılı oyunculuğu ve sevimliliğiyle sinema izleyicilerini etkileyeceğine kuşku yok. “Çok gergindim, çünkü benim ilk büyük filmimdi. Bütün bu oyuncularla birlikte çalışmak ürkütücüydü ama hepsi de çok iyi davrandılar” dedi Alisha. Ön sıradan basın toplantısını izlerken Alisha’nın 10 - 20 yıl sonra nerelerde olabileceğini düşünmeden edemiyor insan.

Alisha Weir ve Miss Honey'i canlandıran Lashana Lynch

Filmde şefkatli, sabırlı, çileli ve öğrencilerine kollarını açan öğretmen Miss Honey’yi de Lashana Lynch canlandırıyor. Lynch, kendi çocukluğunda da hayatında bir “Miss Honey” bulunduğunu ve ilkokul yıllarında büyük desteğini gördüğünü anlattı, “Bana kendime güvenmeyi, kendim olmayı öğreten bir siyah kadındı. Miss Honey’nin de aynı öyle olacağını düşündüm” dedi.

Miss Trunchbull rolündeki Emma Thompson 

Filmde korkutucu müdire Miss Trunchbull’u oynayan (ve aslınca ince yapılı olan) Emma Thompson, büyük cüsseli ve atletik görünebilmek için giydiği ağır askeri nitelikli kostümü sete 6 kişinin taşıdığını anlattı. Geçtiğimiz aylarda, filmde, fiziksel olarak daha uygun, daha yapılı bir oyuncuya rol verilmemiş olması eleştirilmişti. Thompson, sahneye uyarlanan müzikalde Miss Trunchbull’u erkek oyuncuların canlandırdığını hatırlatarak, niye kendisini seçtiklerini başta yadırgadığını da söyledi. Filmin yönetmeni Matthew Warchus ise, “karakterin daha gerçekçi olması için” bu seçimi yaptıklarını anlattı. Müdire Trunchbull’un okul koridorlarında, avludaki taşlarda yankılanan ürkütücü çizmeleri, 1920’lerde Chicago’daki köprüleri suya girerek tamir eden kişilerden alınmış. Müthiş ağır olan çizmelerin Frankenstein-sal halleriyle müdirenin canavarca davranışlarına uyduğunu söyledi Emma Thompson.

Alisha Weir ve Emma Thompson

Sinemaseverlerin 164 film izleme olanağı bulacakları Londra Film Festivali’nde 24 yapımın dünya prömiyeri olacak. Dünya ya da Avrupa prömiyerlerini yapacak filmler arasında Guillermo de Toro’nun “Pinokyo” uyarlaması, Asif Kapadia’nın “Creature”ı, Rian Johnson’ın, Daniel Craig’in başrolde olduğu Glass Onion: A Knives Out Mystery”si, Jamie Adams’ın “She Is Love”ı da var. Luca Guadagnino’nun “Bones and All” filmiyle art arda festivallerde yankılar uyandıran Timothée Chalamet’in, Londra’da, Thames nehrinin güney yakasındaki kırmızı halılı karşılamada da büyük ilgi çekeceğine kuşku yok.

Londra’ya henüz tam anlamıyla sonbahar gelmezken, kentin “orta yeri yine sinema” olacak.