03 Ocak 2025

Türk usulü komedide tam bir zirve

Tur Rehberi, perdedeki insanı mutlu kılan şen-şakrak bir komedi olmuş. Yönetmen Hakan Algül’ün sinemada hayli çalışması var. Ama sanırım bu film onun kariyerinde zirveye oturur

TUR REHBERİ

X X X 1/2

Yönetmen: Hakan Algül
Senaryo: Cem Gelinoğlu, Onur Dur, İrem Tuğba Erol, Muammer Tali
Görüntü: Yalçın Avcı
Müzik: Alper Aytekin, Saki Çimen
Oyuncular: Cem Gelinoğlu, Eda Akalın, Meral Çetinkaya, Suna Selen, Macit Koper, Metin Coşkun, Vedat Erincin, Tarık Pabuççuoğlu, Melisa Duru Önal, Atılgan Gümüş, Alp Öyken, Elena Viunova, Engin Türkoğlu, Sadık Gürbüz

BMV yapımı, 2024

İşte sinemamızda tam bir yıl sonu sürprizi. Ya da gösterim tarihine göre, bir yeni yıl sürprizi de denebilir. Bu bir tür kara-komedi. Gerçi bizim sinemamızda o sözüm ona korku filmleri dışında her şey kabulümdür. Ama doğrusu komedilerimiz de pek ahım-şahım sayılmaz. İşte bu film ön yargıları kırıyor ve hayli eğlenceli bir film getiriyor karşımıza...

Önce karşımızda bir tiyatro ekibi buluyoruz. Ercüment Bey liderliğinde... Ki o, daha baştan bizi kâh son derece yakışıklı, kâh neredeyse çirkin fiziğiyle şaşırtıyor. Ve hemen söyleyelim, senaryoya da katılmış Cem Gelinoğlu’na bundan sonra komedide aranan bir oyuncu olma kapılarını açıyor.

Dört yıl öncesinde, Ercüment ve ekibi sahnede şarkı söyleyip coşarken, birden perde tutuşmuş ve alevler ortalığı sarmıştır. Anlaşılan o dört yıl onun için hapiste geçmiş ve cezasını çekmiştir. Artık bir büyük turneye çıkmak büyük hayalidir. Gösterişli bir otobüs bulur: iki yanında koca harflerle SİMENA- SEYAHAT OTOBÜSÜ yazan... O işin başında, sert yöneticiden şovmen’e veya palyaçoya her kılığa bürünecek ve büyük yardımı da şoförü Muharrem’den görecektir.

Böylece yola çıkılır. Antalya’nın o eşsiz sahillerine doğru… Ve otobüse doldurulan bir düzineye yakın yaşlı adamla! Bu kaderin oyunu mudur yoksa Ercüment’in seçimi mi? Kolay anlaşılmaz. Tek gerçek şudur: Bunlar artık ölümü kaçınılmaz kabul eden, hatta özleyen moruklardır. Ve kimileri ölüm biçimini ya da mezarının yerini saptamaktan zevk alacaktır!

İşte böyle bir şey, bu film… “Karıncayı bile incitmem” diyen birinin tam o anda bir sümüklüböceği ayağının altında ezmesiyle, bir başkasının “Biz birer küçük yüküz, başka bir şey değil” ya da “Sen beni göm de bitsin artık bu iş!” demesindeki mizah çok benzerdir. Hepsi birer kara mizah örnekleridir bunlar... İşte filmin bir diğer temel özelliği...

Ama komedi unsurları bitmez. Örneğin yaşlılardan biri tam bir gay çıkar. Hem de onulmaz biçimde! Bu kart gayi aradaki inatçı hanımlardan birine yöneltmek hiç kolay olmaz. Ama kadınların isteklerini yaptıramadığı hiç görülmüş mü?

Filmin belki en önemli ögesi oyuncuları. Elbette Cem Gelinoğlu’nun başta zikrettiğim oyunculuğu çok önemli. Ama ayrıca sayıları yine düzineye yakın eski (ama eskimemiş) oyuncuyu ne yapmalı? Kimileri büyük oyunculardır, kimileriyse isimleri değilse de yüzleriyle hatırlanan... Büyüklerin başında sanırım Suna Selen hanımefendi gelir. Yıllardır perdede görmediğimiz Suna Hanım gerçekten özlenmiştir ve gala gecesindeki süksesi anılmaya değer. Hele o bizlere dönüp “Benim bu gece için başka bir planım var” dediğinde... Benzer biçimde, bir dönemin önemli ve ödüllü oyuncuları Macit Koper veya Tarık Pabuççuoğlu da anmaya değer. Ayrıca şoför Muharrem rolündeki Engin Türkoğlu da...

Ya da yine kadınlara dönersek, Meral Çetinkaya... Bir dönemin tanınmış oyuncusu, ne yazık ki hayatı çok erken terk etmiş Yavuzer Çetinkaya’nın dul eşi de perdede görkemli bir yan karakter çiziyor. Aradaki o küçük rollerin ustaları galada bize yaklaşıp selamlaştılar. Ve onları tanımamaktan utanç duyduk. Oyuncu bahsini Ercüment’in o çok sevimli küçük kızını canlandıran Melisa Duru Önal’ı da anarak bitirelim.

Sonuç olarak, perdedeki insanı mutlu kılan şen-şakrak bir komedi olmuş. Yönetmen Hakan Algül’ün sinemada hayli çalışması var. 2010’lardan başlayarak Berlin Kaplanı, Eyvah Eyvah 3, Deliha, Olanlar Oldu, Bursa Bülbülü... Hepsi bir ölçüde hatırlanan filmler. Ayrıca birçok TV dizisi de imzalamış. Ama sanırım bu film onun kariyerinde zirveye oturur.

Son bir not ya da anekdot... Bu filmin galasına giderken eşimle bir beklentimiz oldu. Yarı şaka, yarı ciddi! O da filmin adıyla ilişkiliydi. Ve biz galaya eski-yeni birkaç turist rehberinin de gelmesini bekledik. Bizler de gençliğimizde o mesleği denemiş, hatta o çevrede tanışmıştık. Yani evliliğimizi biraz da buna borçluyduk. Ama inanın, biri bile gelmedi. Tam bir sükût-u hayal!


Yarın: OH CANADA

Atilla Dorsay kimdir?

Atilla Dorsay. 1939 İzmir, Karşıyaka'da doğdu. Çocukluğu zor savaş yıllarında geçti. O yıllardan her şeyin karneyle alındığını, radyolardan yayılan savaş haberlerini ve ilk sinema deneyimlerini oluşturan savaş üzerine filmleri hatırlıyor.

10 yaşındayken ailesi sırf onu Galatasaray Lisesinde okutabilmek için İstanbul'la göç etti. Böylece Fransız kültürüyle yetişti.

Güzel Sanatlar Akademisi'nde (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) mimarlık okudu. Hayatta her koşulda koruduğu estetik bakışını bu temele borçlu olduğunu söyler.

Rehberlik, gazetecilik ve eleştirmenlik yaptı.

1966'da başladığı Cumhuriyet gazetesindeki yazılarını 27 yıl boyunca sürdürdü.

Bu aralıkta Leman Dorsay'la evlendi. İki çocuk ve üç torunu oldu.

Sonraki yıllarda Cumhuriyet'ten kendi isteğiyle ayrıldı. Kısa bir süre için Milliyet'te devam eden ve hâlâ süren dergi yazarlığı yaptı.

Yeni Yüzyıl'da yepyeni bir gazeteyi yaratmanın keyfini yaşadı. Daha sonra Sabah gazetesinde devam etti. Buradan kendi deyimiyle, "ilkesel bir tavırla" ayrıldı: Bir yazısında, (Emek Yoksa Ben De Yokum) okuruna Emek sineması üzerine verdiği bir sözü tutmak için.

Dorsay, 2013'ten beri, "Özgür, serbest, hiçbir konu, yer ve zaman kısıtlamasına tabi olmadan... Ama artık maaşsız!.. Ve çok yakında tam on yılını dolduracak olan..." sözleriyle işaret ettiği T24'te yazıyor.

Dorsay'ın kültür-sanata dair birçok alanda çabaları oldu. İKSV'de çalışıp yıllar boyu İstanbul Sinema Festivali'nin kadrosunda yer aldı. Dünya çapında sayısız ünlüyü basın toplantılarında sundu, söyleşiler yaptı, fotoğraflarını çekti.

TRT'de, hem haftalık müzik programları yaptı, hem de filmler sundu. Özellikle sinemanın 100. yılının kutlandığı 1995 yılı ve sonrasında sayısız klasiği Murat Özer, Alin Taşçıyan, Müjde Işıl gibi genç meslektaşlarıyla birlikte tanıttı.

Sinema Yazarları Derneği'ni (SİYAD) kurdu ve uzun yıllar başkanlığını yürüttü. Ödül gecelerini özenle seçilmiş sunucular ve müzisyenlerle sundu. Yine kendi sözleriyle; "zamanı geldiğinde tüm bu görevleri genç arkadaşlarına bırakmayı da ihmal etmedi".

Dorsay'ın en büyük üretimleri kitapları. 1970'lerden itibaren eleştirisini yazdığı tüm filmleri Türk ve yabancı sinema olarak tasnif ederek pek çok kitapta topladı. Bu kitaplar, son 50 yılın bir dökümü niteliği taşıyor.

Aynı zamanda İstanbul, Beyoğlu, şehircilik; biyografiler (özellikle Türkan Şoray ve Yılmaz Güney), söyleşiler, seyahat notları, hikâye, hatta şiirler de yazdı.

Müzik merakını görkemli bir arşivle birlikte sunduğu bir eser yayımladı. Ne Şurup Şeker Şarkılardı Onlar adıyla yayımlanan bu kitap, 20. yüzyıl pop-müzik tarihini anlatıyor.

Tartışmalar, Polemikler, Kavgalar adı kitabı Eylül 2022'de yayımlandı.

Kitaplarının sayısı şimdilerde 60'ı aştı, ama daha sayısız projesi var. T24 Yazıları -Pandemi Günlerine Doğru: Sanat ve Siyaset Ekim 2023'te, "Unutulmaz İnsanlarımızla Konuşmalar" ve "Benim Sevgili ‘6 Silahşörler’im" 2024'te okurla buluştu. Ardından daha birçoğu da gelecek. Kendisinin dediği gibi "Allah kısmet ederse!.."

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ya sevecek ya da nefret edeceksiniz!

Nefis bir şarkıyla açılan Oh Kanada, biçim olarak tam bir kargaşayla sürer! Yer yer siyah-beyazdan renkliye, daracık ekrandan geniş ekrana geçilir. Velhasıl seyirciyi serseme çevirmek için akla gelen-gelmeyen yapılır!

2024 yılına sinema açısından bir bakış

Çok verimli, sayısal olarak çok çalışkan ama kalite açısından tartışmalı bir dönem...

Canlandırma sinemasına Disney el atarsa ne olur?

'Mufasa Aslan Kral' filminde; canlandırma hayvanların yüzlerinde, insan yüzlerinde görmeye alıştığımız tüm o ifade zenginliği vardır. İşte bu belki de o eskimeyen Disney damgasıdır ve filmin değerini bu yapar

"
"