03 Aralık 2016

Gençlerin bayılacağı koreografik bir vampir filmi

Katy Beckinsale’i tüm grafik güzelliği ve tükenmez enerjisiyle bulmak iyi geldi

KARANLIKLAR ÜLKESİ: KAN DÜNYASI     X   X   X 
(Underworld: Blood Wars)

Yönetmen: Anna Foerster
Senaryo: Cory Goodman
Görüntü: Karl Walter Lindenlaub
Müzik: Michael Wandmacher
Oyuncular: Kate Beckinsale, Theo James, Lara Pulver, Charles Dance, Tobias Menzies, Bradley James, Trent Garrett, Clementine Nicholson/ Amerikan filmi

 Amerikan filmi

 

 

Doğrusu Underworld serisi pek ilgimi çeken bir seri olmadı. Bende hep kendi adıma gına getirdiğim (ve korku sinemasının en sömürülmüş karakteri saydığım) vampirler üzerine çocuksu bir seri izlenimi bıraktı ve filmlerin çok azını gördüm.
Oysa seri 2003’de başlıyor. Ardından yine ayni temel isimle (Karanlıklar Ülkesi) 2006, 2009 ve 2012 çevrimleri geliyor. Olayı başlatan Kevin Grevioux, Len Wiseman ve Danny McBride’ın yarattığı karakterlerin öyküsünü, ilk iki filmde bizzat Wiseman anlatıyor. Sonra değişik ellere geçiyor.  Ortak tek öge sanki baş oyuncu Kate Beckinsale. O da 2009 yapımında yok gerçi!...
Anlatılan, özetle Vampir türüyle Lycan denen türün altı yüzyıldır süregelen ve insanların haberdar bile olmadığı savaşımı!...Fantezi bu, sınır tanır mı?
Ama sonunda insanlar durumu farkedip iki türü, özellikle de Lycan’ları yeryüzünden silmeye çalışıyor. Selena bir Vampir savaşçısıdır ve vaktiye Michael adında insan yanı da olan bir sevgilisi olmuştur. Uzaklarda yaşayan Eve adlı bir de kızı vardır. Ama tüm bu türlerin bileşik kanını taşıyan Eve, artık bir deney nesnesidir ve Lycan’lar onun peşindedir.
Yeni şefleri Marius’ün liderliğinde herzamankinden daha güçlü olan Lycan’lar vampirlere saldırırken, Selena hem onlara, hem de türdaşı Semira’nın Bizans entrikalarına karşı duracak, bu arada  son derece yakışıklı vampir David’den de destek bulacaktır. 
Kendi adıma sinemada vampirleri yeterince sevip bağrıma bastım!..Klasik Dracula filmleri, sonra Carl Dreyer’den (Vampir) Roger Vadim’e (Kan ve Gül), Coppola’dan (Bram Stokar’s Dracula) Neil Jordan’a (İnterview with the Vampire)... Ama son dönemin hızlı ve genç vampirlerine ilgim yok gibi.
Bu film de müthiş bir hızla başlıyor: serinin bilmem kaçıncı filmi olduğu için meraklılarının nasılsa her şeyi bilip herkesi tanıdıklarına güvenerek!... 
Ama giderek yeni kadın yönetmen Anna Foerster’in işini bildiği görülüyor. O sanki klasik trajedilerden süzülüp gelmiş şeytani entrikalar... O parlak özel efektler yağmuru...O bale koreografisi kıvamındaki döğüş sahneleri....Tüm bunlar hayli oyalayıcı.
Katy Beckinsale’i tüm grafik güzelliği ve tükenmez enerjisiyle bulmak iyi geldi. Thomas’da son filmden gelen emektar Charles Dance’i yeniden görmek de...Gençlerden David’de Theo James ve Varga’da Bradley James (kardeş değiller!) kadınların kalplerini çarptırmaya.aday.
Demek ki, yine de görülebilecek bir film. Ama özellikle gençler için..
 
YARIN: BKM’nin son filmi: GÖRÜMCE

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"