16 Haziran 2024

Sezon finalleri; izleyicinin karne aldığı günler

İnsanların gerçeği bilme arzusu, sezon finallerinin yarattığı merak ve beklenti ile besleniyor olabilir. Çünkü sezon finalleri, izleyicinin ilgisini canlı tutarak gerçeği öğrenme arzusunu sürekli kılar. Bu durum, bir yandan izleyicinin hemen gerçeği öğrenme isteği ile çelişirken, diğer yandan onların ilgisini uzun süreli korumayı başarır

Sizce en iyi sezon finalini hangi dizi yapmıştı? Sopranos?, Breaking Bad?, Six Feet Under? Lost? Game of Thrones?

Peki Giray'ın kahkahası ve Nilay'ın ana kraliçe koltuğundan tüm sezonu bir çırpıda gözlerinin önünde izlemesi kaç puan alır? Hani o grilerin, siyahların hakim olduğu, herkesin ayakta birbirini yapma etme diye tuttuğu, Ömer'in delirdiği ama tek oturan kişi olan Nilay'ın sakinliğini koruyarak eserini izlediği o sahneyi diyorum.

Bir soru daha, ne kadar sadık bir izleyicisiniz? Örneğin izlediğiniz dizilerden bir karne alacak olsanız, takdir almayı hak etmiş olur muydunuz? Açıkçası bu tuhaf sorular kafamı kurcalıyor ama dizilerle ilgili en çok kafamı kurcalayan şeylerden biri her zaman sezon finalleri.

Sezon finalleri bir televizyon şovunun belki de en önemli parçası. Çünkü birkaç şeyi bir arada yapıyorlar.

Öncelikle zevki ertelemeyi vadediyorlar. İzleyiciyi, gelecekteki daha büyük bir ödül veya tatmin elde etmek için beklemeyi tercih eden konumuna getiriyorlar. Bu kavram, dizilerin sezon finallerinde oldukça belirgin. Beklenti yaratarak aslında kendilerini şekillendiriyorlar. Bu özellikle yerli diziler için geçerli. Zira yerli dizilerde izleyici de neredeyse üretimin bir parçası.

Sezon finalleri genellikle büyük bir olayla veya belirsizlikle sona erer ya hani, bu da izleyicide merak ve beklenti yaratır. İzleyiciler bir sonraki sezonu dört gözle bekler ve beklerken elbette diziye olan bağlılıkları Giray'ın kahkahası, araba kazası gibi olaylarla teğellenir. Bir sezon finalinde bırakılan açık uçlu olaylar, izleyicinin hikâyeye olan ilgisini canlı tutar ve izleyicinin diziyi takip etmeye devam etmesini sağlar. O sebeple aslında konu ne kadar canlı tutulursa, ilgi de o denli büyük olur. Bu öyle bir iş ki, aslında ilgi büyüdükçe büyür. Çok kişi konuştukça daha çok kişi konuşur, çok kişi izledikçe daha çok kişi izler. Sezon finalleri, geniş bir izleyici kitlesi tarafından aynı anda izlendiğinde, ortak bir deneyim de yaratır. İzleyiciler bu deneyimi sosyal medyada ve kişisel sohbetlerde paylaşarak toplumsal bağları güçlendirir.

Bu durum, izleyicilerin hikâye hakkında tartışmalar yapmasına ve gelecekte ne olacağına dair teoriler üretmesine olanak tanır. Daha ilginci yapılan araştırmalar dijital platformlarda yayımlanan hikâyelerin cliffhanger kullanımını arttırdığını da söylüyor. Demek her şeyi bilmekten o kadar da hoşlanmıyor ve zaman zaman her şeyi bilmemeyi seçiyoruz. Ne dersiniz? 

İnsanların gerçeği bilme arzusu, sezon finallerinin yarattığı merak ve beklenti ile besleniyor olabilir. Çünkü sezon finalleri, izleyicinin ilgisini canlı tutarak gerçeği öğrenme arzusunu sürekli kılar. Bu durum, bir yandan izleyicinin hemen gerçeği öğrenme isteği ile çelişirken, diğer yandan onların ilgisini uzun süreli korumayı başarır.

Aynı anda sosyal medyada paylaşımlar çığ gibi büyür, geniş tartışma zeminleri oluşur. İzleyiciler, teori üretir, tahminlerde bulunur ve hikâyenin geleceği hakkında spekülasyonlar yapar. Bu, sosyal etkileşimi ve katılımı artırır. Bu sosyal etkileşim, izleyicilerin diziyi daha fazla sahiplenmelerini sağlar ve dizinin popülerliğini artırır.

Bana ilginç gelen kısımlardan biri de işte bu. Gizem hâlâ nasıl yaratılabiliyor? Her şeyi anında öğrenmeye, bir sezon diziyi bir çırpıda izlemeye, gerçek hikâyelerin bile altındaki asıl gerçekleri kazıp ortaya dökmeye böylesine alışkın olduğumuz bir dönemde televizyonun izleyicisi ne kadar sadıktır ki, yeni sezonu sessizce 3 ay bekler? İzleyiciler uçurumun kenarında asılı kalmayı nasıl kabul eder?

Sezon finallerinde sıklıkla kullanılan bir teknik olan "cliffhanger", anlatının en heyecanlı yerinde sona erdirilmesi ve önemli bir olayın çözümünün bir sonraki sezona bırakılmasına deniyor.

Bu cliffhangerlar izleyicinin merakını ve beklentisini arttırıyor. Bir karakterin hayatının tehlikede olduğu bir sahne veya büyük bir sır açığa çıkmak üzereyken hikâyenin sona erdirilmesi izleyicinin yarasını tatlı tatlı kaşıyan bir anlatı tekniği. Bu teknik, izleyici veya okuyucunun ne olacağını merak etmesini sağlar ve onları bir sonraki bölüm, sezon veya kitabı beklemeye teşvik eder. Terim, İngilizce'de "uçurumun kenarında asılı kalmak" anlamına geldiğinden, karakterin veya olayların belirsiz bir durumda bırakıldığı anlatıları ifade eder.

Bugünün izleyicisi tüketen, obur bir izleyici olabiliyor. Talepkâr da... Hemen her şeyi hemen tüketme eğilimlerine karşı hemen tatmin yerine beklemeyi öğreten ve bu süreçte merak ve beklenti yaratmayı amaçlayan sezon finalleri, hikâyenin çözümünü erteleyerek izleyici bağlılığını artıran etkili bir yöntem olması bize hala insan davranışları ile ilgili çok şey söylüyor olabilir.

Modern çağda, izleyicilerin ve tüketicilerin hemen her şeye anında erişim isteği yaygın bir davranış haline geldi. Bu, "binge-watching" kültürü ile de destekleniyor da, özellikle dijital platformların tüm sezonları bir kerede yayınlaması bu davranışı pekiştiriyor.

Sanıyorum yerli dizilerin sezon finalleri ayrıca ilgilenilmesi gereken bir konu öneriyor. Çünkü yerli diziler sadece dizi değiller. Bahar'ın her bölümünün ardından sosyal medyada diziyi takip eden kadınlar tarafından manifestolaştırılan sözleri-hareketleri, Kızılcık Şerbeti'nde hemen her hafta ülkede yaşanan toplumsal arka plan ve bu konularda yapılan öneri ve yorumlar, izleyicinin beklentisi ile değişebilen hikâye ve karakterler, bu dizilere bağlılığın katartik boyutu hakkında düşündürüyor.

Kızılcık Şerbeti sezon finaline geliyorum. Alev'in neden gittiği, Alev'in neden olur olmaz her şeyde Apo'yu aradığı, güçlü kuvvetli Alev'in Apo'suz adım atarken bile zorlanıp bir kıskançlık batağına düştüğü kısımlarını atlayalım. Ele avuca sığmaz Rüzgâr ne ara bugün olduğu kişiye dönüştü ve sahi kızı nereye kayboldu haydi onu da unutalım. Görkem'e bir kişi de dur demeyecek mi derken, dizide ikinci kez camdan atılan kadın vakasına bakalım. Bir de Nilay nasıl dizinin neredeyse ana karakteri oldu ve oturduğu yerden her şeyi ve herkesi görmeye başladı bu kısma gelelim. Acaba bir sonraki sezon yazılmaya başlandı mı yoksa bizim söylediklerimiz ve yazdıklarımız Giray'ın karşısındaki kadının kim olabileceğini değiştirebilecek mi, onu düşünelim. Eğer yerli diziler sadece dizi değilse, o zaman biz de kendimize sadece izleyici demez ve izleyicilik karnesinin takdirini alırız, bir sonraki yıl ne olacağını merak edip, bunun için heyecanlanırken.

Aslı Kotaman kimdir?
 

Aslı Kotaman Universitaat Ruhr, CAIS entitüsüne bağlı olarak diziler, filmler, medya dolayımıyla hayatımıza giren tüm içerikler üzerine çalışıyor.

Kotaman, lisans ve yüksek lisansını gazetecilik, doktorasını ve doçentliğini sinema alanında tamamladı.

Sanatın Erkeksiz Tarihi, Zihin Koleksiyoncusu ve Açıkçası Canım Umurumda Değil deneme kitaplarının yazarı Kotaman'ın akademik olarak yayımladığı Türkçe ve İngilizce makale ve kitapları mevcuttur.

Gazete yazılarına ve sosyal medya üzerinden yaptığı yayınlara devam eden Kotaman'ın çalışma alanları içersinde diziler, film eleştirileri, feminist yazın, temsil, bakış alanları bulunuyor. 

Yazarın Diğer Yazıları

Mahçup zevkler neden mahçup?

Zevkimizden dolayı suçluluk hissettiğimiz her durumda toplumsal kabullere bakmalıyız. Aslında mahçup zevklerimize çok kulak verdiğimizde, kişisel ve toplumsal sınırların hangi alanlarda zorlandığına ve kendi zevklerimizi bunun neresinde tanımladığımızı anlamamıza olanak verdiklerini görürüz. Aslolan toplumsal normlarla çelişen keyiflerimizi tanımlarken, bu zevklerin aslında bireysel ve toplumsal bilinçaltımızın bir yansıması olduğunu anlayabilmektir

Sessizlik, yüksek sesle konuştuğunda

Neden bazı insanlar cevaplara ve kapanışlara diğerlerinden daha çok ihtiyaç duyarlar?

Bu resim bize ne söylüyor?

O dönemde bir kadının kararlarının arkasında durabilmesi için bazı köprüleri yakması bazı camları kırması gerektiğini ve bu bedelin de kolay ödenmediğini söylüyor olabilir mi?