Fatin Terim’in edepsizliği bir yana, Yıldırım Demirören’in kendisine ait olmayan paraları havaya saçması diğer yana… Konu üzerine ahkam kesmeden önce Yıldırım Demirören’in ‘tazminat kronolojisine’ göz atmak zorunlu, ki somut veriler yönlendirici ve de yol gösterici olabilsin!..
Süleyman Seba 2000 yılında başkanlık koltuğunu Serdar Bilgili’ye devrettiğinde Beşiktaş’ın borcu 6 milyon dolar düzeyindeydi. Serdar Bilgili’nin Yıldırım Demirören’e bıraktığı borç ise 17 milyon dolar civarındaydı. Yıldırım Demirören veda ederken bu tutar (yaklaşık) 600 milyon TL’yi buluvermişti…
(Beşiktaş’ın borcu şimdi 2 milyar lira dolaylarında ancak bu başka yazı konusu)
Tazminat fenomeni Yıldırım Demirören’in Beşiktaş Kulübü’nde başkanlık yaptığı 8 yıllık dönemde ödenmesine neden olduğu tazminatların önemli bölümü şöyle;
- Vicente del Bosque 8.5 milyon Euro
- Matteo Ferrari 8 milyon Euro
- Jean Tigana 3 milyon Euro
- Bernd Schuster 1 milyon Euro
- Rodrigo Tabata transferi için Gaziantepspor’a ödenen 8 milyon Euro da bir nevi tazminat elbette ki!
Bunlara ilaveten Yıldırım Demirören’in başkanlık döneminde Beşiktaş 84 futbolcu transfer etti, çoğunluğu da katkı sağlamadan, paralarını alıp gitti… Biri ecnebi, diğeri yerli iki menajere ödenen komisyon tutarını ise şu ana kadar doğru hesaplayabilen çıkmadı!
Futbolun, futbol emekçisinin geleceği; yaptıklarıyla, yapacaklarının teminatını sonuna kadar sunan Yıldırım Demirören’e teslim ediliyor, ardından da Fatih Terim’e veryansın ediliyor, işte orada bir ‘es’ gerekli!..
Hangi teknik adam ‘gaz çıkarsa’ tazminat alacağı sözleşmeyi imzalamak istemez, hangi teknik adam görevine son verilince alacağını son kuruşuna kadar tahsil etmenin peşine düşmez? Fatih Terim’i günahım kadar sevmem, ancak bu gerçeği değiştirmez. Fatih Terim ile imzalanan ‘akıl dışı’ paralar ihtiva eden sözleşmeyi hazırlayan Türkiye Futbol Federasyonu’dur, onun başkanıdır, hukuk kuruludur, yönetim kurulu üyeleridir...
Oldum olası sevemediğim Fatih Terim’i yaptığı edepsizlikler için yerden yere vururum ama sözleşmesindeki fesih bedelini istediği için yerme hakkını kendimde göremem. ‘Delikanlılık yap alacaklarından vazgeç’ jargonunu benimsemem ise söz konusu olamaz! Fatih Terim’in emek harcamadan çoğumuzun telaffuz etmekte zorlanacağı parayı istemesi doğaldır… Zira sözleşmesi öyle diyor!
Zaten benim diyeceğim de Fatih Terim’e değil, Yıldırım Demirören’in babası saygın iş adamlarından Erdoğan Demirören’e…
Erdoğan bey, çok başarılı olduğunuz ticaret yaşamında oğlunuz sizden niye hiç ‘feyz’ alamadı? Yoksa siz oğlunuza, “Para bizim değil başkalarınınsa istediğin gibi kullan” öğüdünü mü verdiniz? Ayrıca oğlunuz neden ‘el kapılarında’ fahri başkanlık görevleri üstlenir ki onlarca, yüzlerce aile şirketiniz mevcutken? Yoksa siz ‘Ya, Beşiktaş ve futbol federasyonunda yaptıklarını bizim şirketlerde de yaparsa’ kaygısını mı yaşamaktasınız?
Elbette ki Fatih Terim’in görevine Yıldırım Demirören son vermedi. Onun ‘konu mankeni’ olduğu aşikar lakin Türkiye Futbol Federasyonu ile Fatih Terim arasındaki sözleşmeyi de ‘başkaları’ hazırlamadı!
Fatih Terim gider başkası gelir, olmazsa o da gider bir başkası gelir… Fatih Terim’in yaptığı edepsizliklerin izi kalır ancak diğerlerine ödenecek rakamlar da hafızalara kazınır… Çoğunluğa da haklı rahatsızlık verir; Yıldırım Demirören, Türkiye Futbol Federasyonu başkanı olduğu müddetçe…