Bütün olarak Beşiktaş’ın Malatya deplasmanında ‘vasatı’ dahi bulacak futbol sergilemek için çabalamadığını yazmak için ‘spor yazarı’ olmak gerekmiyor. Aynı şekilde; rakibine oranla topa çok daha fazla sahip olmasına karşın üç puanı getirecek gol ya da golleri bulması bir yana pozisyona bile girememesinin sorumluluğunun teknik kadroya ait olduğu görüşünü dile getirmek için de ‘futbol dehası’ olma şartı mevzubahis değil!..

Rotasyonun nedir? Bir birimde çalışan görevlilerin zaman zaman ve düzenli olarak yer değiştirmeleri, bir işi sırayla yapmaları… Şenol Güneş’in Beşiktaş’ta yaptığının adı bu nedenle ‘rotasyon’ olamaz, önce bunun altını çizelim ardından da devam edelim.

Sağda Ricardo Quaresma’ya, solda Ryan Babel’a ‘sıkı markaj’ uygularsan Beşiktaş’ın hücum gücünü büyük oranda sekteye uğratırsın. Oğuzhan Özyakup eski becerisinden yoksun olduğu için yedek kulübesinde oturursa da orta alanda topu sürüp, akılcı-yaratıcı paslar veren elemandan yoksun kalırsın. (Oğuzhan Özyakup bindiği dalı kesmekle iştigal etmekte, o ayrı)

Ev sahibi Matalyaspor bunları yaptı mı? Neredeyse kusursuz şekilde uyguladı sahada. Ricardo Quaresma üç elemanın sıkısından markajına maruz kalınca, tartışmasız sezonun en kötü futbolunu ortaya koydu. Yerini Alvaro Negredo’ya bırakana kadar (Dk 58) ‘olumlu hiçbir şey yapmadı’ cümlesi, tamamıyla doğru ve da objektif aktarım olur. Ryan Babel, Portekizli futbolcuya oranla daha şanslıydı zira onu üç değil, iki Malatyasporlu ‘kıskaca’ almıştı. Anderson Talisca belki yorgunluk belki de Malatya’nın soğuğundan isteksiz beraberinde de beceriksizdi, ki sanki kanıksattırma çabasında bu ‘yılgınlığını’ son haftalarda! Cenk Tosun topla birkaç kez buluştuğu için ne desek boş!

Bunlar futbolun doğasında var tabii ama sorarlar sorumlu kişiye; Nerede senin alternatif oyun sistemin? Çok kısa süre önce bunun benzeşini Akhisar yapmamış mıydı, üstelik kendi yandaşının önünde. Şenol Güneş bir-iki beraberlik sonrası eleştirilecek teknik adam değil elbette, üstüne üstlük geri beslemesinde iki şampiyonluk ve de Şampiyonlar Ligi başarısı dururken, ancak gel gör bizim işimiz de bu… Eleştirmek bizlerin, ardına sığınacak mazeret üretmek de onların işi!

Dusko Tosic ile Gary Medel kart cezalısı, Pepe ısınırken sakatlandı bunlar anlaşılır ve çözümü olan sorunlar, nitekim Beşiktaş sahaya eksik çıkmadı. Dönelim ‘rotasyon’ meselesine! Salı günü Porto ile mücadele eden ‘yorgun’ kadronun kısmen dinlendirilmesi gerekmez miydi?  ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ demezler mi? Alvaro Negredo düpedüz ‘oyuncak’ olup çıkıverdi. Takım galipse son üç dakika, takımın gole gereksinimi varsa son 30-35 dakika… Siz Alvaro Negredo olsanız ne yaparsınız? Tek sorun İspanyol futbolcu olsa neyse.

Beşiktaşlı futbolcular maç mı ayırt etmeye başladılar yoksa bizlere mi öyle geliyor! Şampiyonlar Ligi mücadelelerinde ‘müthişler’ lig maçlarında ‘durağan.’ Bunun sorumlusu bizler olamayacağımıza göre! Dikkat çeken ayrıntı puanların, kazanılmasına nerede ise ‘kesin’ gözüyle bakılan maçlarda yitirilmesi. Art arda oynanan maçlar mazereti ise aldatmacadan öteye gitmez çünkü, futbolcu için en iyi antrenman maçtır…