Hiçbir şey olmamış, olmuyormuş gibi yazma zorunluluğu mevcut değil elbette ki bizler için. Sadece yazgımız bu; yangın olur maç yazarız, sel olur maç yazarız, bayram-seyran olur maç yazarız. Savaş olur yine maç yazarız…Atilla İlhan’ın ‘Şehirlere bombalar yağırdı her gece’ dizesini ‘Biz durmadan maç yazardık’ şeklinde uyarlayıp yok uydurup, sonrasında da mırıldanarak yine yazarız!..
Antalyaspor, Charles Fernando Basilio da Silva ile golü fazlaca erken bulunca Caner Erkin - Domagoj Vida ikilisine söylenen Beşiktaşlı sayısını tahmin etmek güç değildi, kestiremediğim kısmı Beşiktaş’ta futbolcusundan – çaycısına, emekçilerin yaşadığı sıkıntıdan kaç kişinin haberdar olduğu! Ama söz vermiş Beşiktaş tarihinin en başarılı başkanı Fikret Orman, Everton, Cenk Tosun’un transferinden doğan alacağı bu hafta siyah-beyazlı kulübe yollayacakmış. Emekçiler de biriken alacaklarına kavuşacaklarmış. Antalyasporlu oyuncular da farklı dünyada top koşturmamaktalar, onların sorunu da pek farklı değil haliyle…
Anderson Talisca önce eşitliği sonrasında da yengiyi getiren golleri attı Beşiktaş üç puanı kaptı. Aktarımı, gecenin en kısa ve net tabii bir de gerçekçi özeti olur. Anderson Talisca zaten maç başladığında farklıydı, sanki birinci gelmek için starting box’tan çıkmayı bekleyen bir yarış atı içgüdüsüne sahipti, başardı da… İkinci golde Ricardo Quaresma’nın desteğini almamış olsaydı da ne yapar-eder yine atardı. Ricardo Quaresma demişken devam etmeli; Portekizli futbolcu maç değil ama ‘takım arkadaşı’ seçiyor, iyice belirginleşmeye başladı bu özelliği. Yetisini takım için değil ‘senkron’ tutturduğu takım arkadaşı için kullanmayı alışkanlık edindi ama bu tutumu Beşiktaş kazandıkça coşkunun içinde kaynayıp, gidiveriyor! İsteyip, çabalasaydı topu ‘defalarca’ ceza alanı içinde Alvaro Negredo ile buluştururdu, bana öyle geliyor ki bunu pek fazla istemiyor! Antalyaspor da bu nedenle olsa gerek Ricardo Quaresma’ya ‘alan’, Ryan Babel’e ‘adam’ savunması yaptı.
İkinci yarının başındaki beş dakika, tartışmasız karşılaşmanın en heyecan ve keyif veren kısmıydı. Emre Güral ile başlayıp Alvaro Negredo ile devam eden pozisyonlar tenis maçıyla özdeşleşti; top bir o tarafa, bir bu tarafa... O süre zarfında beceri yoksunluğu ise daha çok Emre Güral tarafında gözlendi zira önce kaleci Fabri’yi ardından da kale direğini aşamadı. Beşiktaş savunmanın ‘as’ elemanlarından yoksun mücadele etti ama Antalyaspor’da da Samuel Eto’o yoktu!
Beşiktaş iyi oynamadı sadece Anderson Talisca iyi oynadı, ki son derece doğaldır çünkü takımın ‘satışı’ gündeme gelemeyen elemanlarından, kafası ‘karmaşık’ oyuncu grubunu dahil değil. Bonservisine sahip kulüp Beşiktaş olsaydı büyük olasılıkla Fikret Orman bir sonraki toplu ödeme için Brezilyalı futbolcuya kulüp arıyordu şu sıralar!
Hakem Halis Özkahya, Gary Medel’in eli topla buluştuğunda Şilili futbolcunun bunu bilinçli yapmadığına hükmetti, ki doğru karar verdi gibi gözüktü. Elbette ‘aksi Beşiktaş’ın başına gelseydi ne olurdu?’ sorusuna yanıt aramak da var! Futbol jargonunda bir deyim vardır ‘bize kaç maç kazandırdı ki…’ Andersan Talisca, dün gece Beşiktaş’a maç kazandırdı…
Yıllarca Beşiktaş’ı birlikte izlediğimiz sevgili Korkut Göze’yi de yitirdik. Yusuf Tunaoğlu, Orhan Aldinç, Vedat Okyar, İlker Ateş, Kazım Kanat… Hızla azalıyor Şeref Stadı’nda bolca anıya sahipler. Huzur içinde iyi sevgili Korkut Göze…