Bir değil, iki değil, üç ‘net’ pozisyon; hakem Ali Palabıyık, Beşiktaş’ın iki mutlak penaltısını vermediği gibi ‘geçerli’ golünü de iptal etti. Buna karşın Fenerbahçe lehine iki kez ‘penaltı’ noktasını tereddüt etmeden gösteriverdi. Kim ya da kimler dün gece Beşiktaş’ın sahada cezalandırılmadığını iddia edebilir ki!..
Önce Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki oyununun Beşiktaş’tan üstün olduğunu, buna ilaveten sarı-lacivertli ekibin ilk periyotta Beşiktaş’a ‘oyun kurma’ olanağını tanımadığı gerçeğini kabul edelim ancak ardından da devam edelim; Hiç kimse, hakem Ali Palabıyık´ın yansız bir karşılaşma yönettiğine en azından ‘beni’ inandıramaz, başkalarını bilemiyorum elbette! Bunun nedenleri;
Ozan Tufan ceza alanı içinde topa koluyla yön veriyor salt Ali Palabıyık değil yardımcıları da pozisyonu ‘pas’ geçiyor. Benzeş pozisyonda top ceza alanı içinde bu kez Atiba Hutchinson’ın koluna çarpıyor karar (koşarak) penaltı. Ayrıca bu pozisyonda iki karar bir arada veriliyor; hem penaltı, hem de Atiba Hutchinson ikinci sarı kartla oyun dışında kalması. Fenerbahçe savunması ceza alanı içinde Cenk Tosun’un ayağına öylesine basıyor ki ileri uç elemanı uzun süre yerde ‘sentetik’ olmayan şekilde kıvranıyor ancak karar bir kez daha devam… Beşiktaş`ın ‘ofsayt’ olmayan pozisyonda Alvaro Negredo ile bulduğu gol, geçerli sayılmıyor… Beşiktaş ile Fenerbahçe’ye eşit kırmızı kart mı? Bunun meali de; ‘minareyi çalan kılıfını uydurur…’
Tabii ki uzun süre Beşiktaş’tan daha iyi oynayan Fenerbahçe’nin yengisi ‘zan’ altında kalmamalıydı, lakin Beşiktaş’ın yitirmesi veya kazanmaması için sınırlı ve yetersiz hünerini sergileyen Ali Palabıyık buna olanak tanımadı!
Diğer yandan Beşiktaş’ın kötüden de öte olduğunun altını çizmeli elbette ki... Porto karşısındaki Beşiktaş bu maça nasıl hazırlandı? Teknik ekip takımı nasıl motive etti bilinmez. Ne var ki o maçta mükemmel oynayan Caner Erkin bu maçta hırsının kurbanı oldu ‘eli ayağına dolaşıverdi’, Gary Medel hata üzerine hata yaptı, Anderson Talisca ‘kötüden’ öte oynadı, Ryan Babel ayağındaki topların nerede ise tümünü rakibe ikram etti. Oğuzhan Özyakup, Beşiktaş’ta ‘sorun’ olduğunu, gelecekte de olmaya devam edeceğini açık ve de net şekilde ortaya koyuverdi. Ricardo Quaresma ise ‘artık düzeldi’ savını savunanları yanılttı. Şenol Güneş mi? Konyaspor maçında üzerine düşenden ötesini yapan Tolgay Arslan’ı yedek kulübesinde oturtup Oğuzhan Özyakup’u sahaya sürmek nesi sevgili Şenol Güneş? İstediğin mazeretin ardına sığın, dilediğin savunmayı sun ancak bu yaptığın ‘bariz’ hatanın üzerini örtmeye yetmez. ‘Mavi’ ceketinle ‘bordo’ kravatın uyumluydu ama bir kez daha unuttun Beşiktaş’ın teknik direktörü olduğunu, giyimindeki renk tercihinle ve tribüne gönderilmene neden olan hırçın davranış şeklinle. Coşkuda da, tepkide de ölçüyü tutturamayan bir teknik adam...
Başlığa bir kez daha dönelim ‘Beşiktaş’ı cezalandırın’ emri kimden ya da kimlerden geldi? Hakem Ali Palabıyık’ın ‘muhakeme’ yetisi olmadığı ortada. Cezanın nedeni Samsun’da Konyaspor ile oynanan kupa maçında açılan pankart mı, yoksa İnönü Stadı’nda söylenen marşlar mı? Birisi açıklasın da bilelim! Ancak hiç kimse dün gece sonrası ‘hakem hatası’ martavalının ardına sığınmasın!...