Üçüncü köprünün ayakları yükselmeye devam ederken Türkiye'nin birçok yerinde ağaç kıyımları devam ediyor.
Gezi direnişine “birkaç ağaç için çıkarılan yaygara” gözüyle bakan devlet otoritelerinin alt kademeleri de direnişin forumlara evrilmesinin ardından sessiz sedasız işlerini görmeye devam ettiler.
Bizlere kocaman kel bir 'yayalaşmış' Taksim bıraktılar.
Yetmedi üçüncü köprü için ağaç kestiler.
Karadeniz'deki HES yapımlarını hızlandırdılar. Toplamda 506 hes yapacaklarmış.
Güvenlik barajları aldı başını gitti.
Coğrafyamızın mütahidi köstümünü giyen devlet Ankara'da ODTÜ ormanlarına da el attı tabi.
Ortasında hala DEVRİM yazan bir üniversiteye Gezi Direnişi'nin ardından dokunmamak mümkün değildi tabi.
ODTÜ'ye yapılan geceyarısı baskını ile kesilen ağaçlar için ise mütahit Başbakan'ın mütahit Orman Bakanı Afyon'da bir açıklama yaptı: “Kestiğimizin 5-10 Katını dikeriz” (http://t24.com.tr/haber/odtude-kesilen-agaclarin-5-10-katini-dikeriz/242238 )
Eroğlu bundan birkaç ay önce de Taksim Gezi Parkı için demişti. (http://tvarsivi.com/orman-ve-su-isleri-bakani-veysel-eroglu-taksim-gezi-parkindaki-kesilen-agaclardan-fazlasini-dikecegi-30-05-2013-izle-i_2013051035648.html )
Ardından Başbakan ve Bülent Arınç da destek çıkmıştı.
Kesilen ağaçları yerine dikme söylemi bürokratların oldukça hoşuna gitmiş anlaşılan.
İleride bunu bir milli söylem haline bile getirebilirler. “Kestiğimizin 5-10 katını dikeriz”
Bir dönem Agos'ta bir manşet atmıştık. 1920'den 2010'a kadar Türkiye Cumhuriyeti'indeki solu sağı fark etmeden her hükümetin, Hıristiyan ve Yahudiler söz konusu olunca söylem birliği ettiğini yazmıştık. Demokrat Parti zamanında bir bakan “Rumlara mal mı vereceğiz” demişti. 1980 döneminde de söylem değişmemiş, Özal zamanında da Demirel zamanında da.
Hep bir tehdit, hep bağlantısı bu memleketle kesilecek bir grup olarak görüşmüşler.
Şimdi ağaçlar için bu tavrı takınan zihniyet de aslında yukarıda bahsettiğim bu siyasi geleneğin geleneğin bir mirasçısı.
İnsan hakkına saygı duymayanların doğaya saygılı olmalarını beklemek tabi ki abes. Ama hani bir ihtimal kendilerini daha iyi hissetmek ve günah çıkarmak için bu ağaları dikecekler ise o zaman bu “kestiğimizden fazlasını dikeriz”cilerin daha geri dikmesi gereken çok şey var. Sadece aklıma gelenler, sondan sıralayayım.
Hasan Fırat Gedik, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert için de ağaçlar dikilmeli
Köyleri yakılan Kürtlerin evlerini yerine dikmeli
Mübadele kanunu gereği zeytin ektiği topraklarını bırakmak zorunda kalan ve sonrasında Yunanistan'dan gelen Türklerin ektiği tütünler sebebiyle kesilen Ege'deki Zeytin ağaçlarını da yerine dikmeli
Türkiye'yi bir mezarlıklar coğrafyasına dönüştürecek olan mezar taşı olmayan tüm devrimclilerim mezar taşları dikilmeli
1915'te yok edilenlerin mezar taşları dikilmeli
Bakanın da dediği gibi;
Kesilen herşeyin 5-10 katı dikilmeli