08 Nisan 2014

Dışişlerinin Kesab politikası: Dostlar alışverişte görsün!

Kesab'da birkaç haftadır yaşananlar dünya basınında ve televizyonlarında yer buldukça tartışmalar daha da alevleniyor. Geçtiğimzii hafta Ermenistan Milletvekillerinden bir grup Lazkiye'ye giderek orada Ermeni kilisesi ve okulunda zor yaşam şartları altında geleceklerini kararsızlıkla bekleyen Kesablılarla görüştüler...

Kesab'da birkaç haftadır yaşananlar dünya basınında ve televizyonlarında yer buldukça tartışmalar daha da alevleniyor.

Geçtiğimzii hafta Ermenistan Milletvekillerinden bir grup Lazkiye'ye giderek orada Ermeni kilisesi ve okulunda zor yaşam şartları altında geleceklerini kararsızlıkla bekleyen Kesablılarla görüştüler...

ABD'de ise ünlü Ermeniler iş başındaydı. Twitter'da Kim Kardashian ve ardından Cher Sarkissian attıkları mesajlarla Kesab'ı ABD'nin gündemine taşıdılar...

Ama bence en büyük mesaiyi Türkiye Dışişleri harcadı... (!)

Bizim görüştüğümüz Kesablılar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri kasabadakilerin Türkiye'ye gelmek istemediklerini söylüyordu. Arada uç cümleler de çıkmıyordu değil:

Türkiye Kesab'da 2015'te yeniden bir soykırım mı yapacak?”sorusunu soran milliyetçi Ermeni çevreler bile çıktı.

Bu tezi gerçekten de'marjinal'bir noktada bırakarak devam etmek istiyorum.

 

Titizyan kardeşler Kesab'ın yerlileri.

Biri 82 diğer 85 yaşında.

Sırpuhi ve Sirarpi.

Biri zorlukla yürüyebiliyor.

Olsun ama pantolonu çektim mi tüm bahçedeki otları ayıklayabiliyorum, hala iş var”diyor.

Vakıflı Köyü'lü Lora Baytar'a anlattıklarını bizim kameraya da anlatıyorlar:

Kasabaya gelen sakallılar tüm evlerin kapılarını olmadı camlarını kırıp giriyorlardı.

Biz de çıkarken anahtarı ellerine verdik. Kırıp da girmesinler diye. Hayrını görün dedim çıkarken de”

 

Sakallı adamların yanında gelen Türkçe konuşan bir adam kendilerini Lazkiye'ye götüreceklerini söyledikten sonra Türkiye'ye geçirip burada bırakmış.

Oysa onlar Lazkiye'ye gideceklerini sanıyorlardı...

Titizyan kardeşlerin hikayesinin detayını Lora Baytarı'ın yazısından okuyabilirsiniz.

 

Ama gelin ben size bunun devamını da anlatayım...

Bu sözleri dinledikten birkaç gün sonra Yayladağı'ndan bir grup Ermeni daha geçti... Nasıl ki Anadolu Ajansı Titizyan kardeşlerin Türkiye'ye gelişini“Türkiye Kesab'lı Ermenilere kucak açtı”şeklinde duyurdu ise, diğer gelenleri de öyle duyurdu. Türkiye'ye kaçıyorlar diye...

Oysa Titizyan kardeşler benim tv programına konuşurken“Gözü kör olsun o Erdoğan'ın, o sınırları açtı da bu pis insanlar bizim Kasaba'ya geldiler!”diyorlardı.

İyi de onların görüp de bizim göremediğimiz netlikteki olay neydi...

 

Cevabı Kesab'dan gelen ikinci kafilede daha net oraya çıkıyor...

 

Gelen ikinci kafile de Yayladağı'ndan geçirildikten ve pasaportlarına el konulduktan, parmak izleri alındıktan sonra Titizyan kardeşler gibi, Türkiye'deki tek Ermeni Köyü olan Hatay'daki Vakıflı Köyü'ne gönderildiler...

Kendi haline bir köy olarak Ermenilerin köy kültürünün son yaşatıcılarından olan Vakıflı iki kızkardeşi bağrına bastı ancak gelen 21 kişi ile işler zorlaşıyor. Giderek de zorlaşacak.

Gelenlerin yaş ortalaması oldukça yüksek.

Hepsinin ya sürekli alması gereken ilaçları var ya da bakıma ihtiyacı var.

Tekerlekli sandalyesiyle, pijamasıya gelenler var...

Kesablı yaşlı Ermeniler geldikten hemen sonra Dışişleri'nden şöyle bir açıklama düşüyor maillerimize;

(Açıklamayı açıklamak için, cümle aralarına boldla ben çözümlemelerimi giriyorum)

 

6 Nisan tarihli No 106 kodlu açıklamada;

Kesep bölgesindeki gelişmeleri en başından beri insani mülahazalarla yakından takip eden ülkemiz,

demek ki Dışişleri en başından beri Kesab'ı izliyordu,

sivil halkın zarar görmemesi için gereken tedbirleri süratle almış,

Titizyan kardeşlerin bahsettiği Türkçe konuşan adamları gerekli birliklerin aralarına serpiştirmeyi kast ediyor herhalde,

bu yönde Birleşmiş Milletler'e de bilgi verilmiştir.

BM'ye bir haftadır Ermeniler tarafından yapılan başvuruların hiçbirine bu netlikle cevap gelmedi oysa ki.

Ülkemize gelmeyi arzu edebilecek Kesep bölgesinde yaşayan Ermenilerin rahat edebilmesini teminen de Türkiye Ermenileri Patrikliği ve Ermeni Cemaatiyle sürecin başından bu yana yakın işbirliği yürütülmektedir.

Gelenlerin hepsi de kendilerini Lazkiye'ye götüreceğini söyleyen Türkçe konuşan insanlar tarafından kandırılarak Yayladağı sınır kapısından geçirildiklerini iddia ediyorlar...

 

Aynı açıklamanın hemen ardından ikinci bir mail daha geliyor...

AGİT Toplantı'sında Türkiye'yi El Kaide unsurlarını kendi topraklarında üslendirerek Suriye'de savaşa ve dolayısı ile Kesab'taki saldırılara yönlendirmekle suçlayan Ermenistan Daimi temsilcisine cevap veriyor Dışişleri. Bir önceki duyurusunda“kucak açmıştı”şimdi de iddiaları yalanlıyor...

 

Dışişleri maillerde ve basında iyi çalışıyor bugünlerde...

Ama henüz şu Kesab'ı basanlar arasında olan Türkçe konuşan ve Kesablıları Lazkiye yerine“yanlışlıkla”Türkiye'ye getiren adamla ilgili bir açıklama yok.

Umarım bu konuyla ilgili bir ses kaydı daha çıkmaz. Yoksa o zaman Davutoğlu'nun Suriye politikasının yanında 2015 politikası da başlamadan suya düşer...

 

Dışişlerinin bu kadar açıklamasının yanında Kesablıların dertleriyle memlekette doğrudan uğraşan bir Vakıflılı Köylülerimiz var...

 

Devlet ancak konuşur

Onca insanın derdiyle Vakıflı uğraşır...

 

Elinden gelen ve yardım etmek isteyenler için;

Surp Asdavazin Ermeni Kilisesi Vakfı

Ziraat Bankası Hesap No: 33222327-5001

Iban: TR83 0001 0004 4633 2223 2750 01

Yazarın Diğer Yazıları

İnkârcılığın çaresizliği

Demek ki milleti ayakta tutabilmek için bir tek geriye bu kin ve nefret kaldı

Sen kilise yapadur bakan, yıktıklarınız hortluyor bir yandan

Jandarma, Ahlat Müzesi, usanmamış definecilerle uğraşmış...

Yaşama eylemi

Her neye sinirlendiyseniz veya her neye üzüldüyseniz, duygunun geçici bedeninizin ve sizin kalıcı olduğunuzu size hatırlatan bir kitap "Yaşam Eylemi" adı üstünde

"
"