Stanford, ABD Kaliforniya Silicon Vadisi ve San Fransisko'ya yakın bir özel üniversite. Hemen her alanda dünya üniversiteleri arasında ilk üçte. Genelde Harvard ile yarışıyor. Hatta son yıllarda geçiyor bile. Silicon Vadisi'nde gerçekleşen enformatik-bilgisayar devriminin arkasındaki gerçek beyin gücünün Stanford olduğu söylenir.
Üniversitenin kuruluşu hakkında şöyle bir hikâye okumuştum bir yerlerde. Ama ne kadar gerçek bilmiyorum:
1800'lü yıllarda Mr. Stanford, Kaliforniya'da onbinlerce hektar tarım arazisine sahip çok zengin büyük bir çiftçi. Şimdinin ölçeğinde birkaç milyar dolarlık serveti var. Fakat lüksü, gösterişi ve şatafatı seven biri değil. O yüzden New York, Boston taraflarında kendisini kimse tanımıyor.
Oğlunu zamanın en iyi üniversitesi kabul edilen Harvard'a kayıt ettirmek için Boston'a geliyor. Mütevazı üstü başı, giyimi, konuşması vs. itibarıyla tipik bir taşralı görünümü nedeniyle kendisini pek gözü tutmayan kabul heyeti, oğlunu Harvard'a kabul etmiyor. Refüze edilmeye çok içerleyen Bay Stanford, "böyle bir üniversite kaça kurulur?" diye soruyor Harvard kabul heyetine. Heyet biraz da dalga geçerek, şimdinin ölçeğinde mesela, "en az üç milyar dolara kurulur" diyor. Stanford, tamam diyor ve parası neyse bastırarak Kaliforniya'da Stanford Üniversitesini kurduruyor ve gerçekten de Harvard ile yarıştırıyor.
Üniversite işinde ABD'nin ne kadar ileride olduğunu tahayyül edebilmeniz için şöyle bir örnek vereyim:
ABD'ye ilk gittiğimde Los Angeles'te UCLA'yı, sonrasında Washington'da Georgetown, New York'ta Columbia ve San Fransisco'da Berkeley'i gördüğümde, hemen aklımdan geçen şu olmuştu: Bunlar üniversite ise Türkiye'de bizim okuduklarımız ne acaba? Ya da, bizdekiler "üniversite" ise bunlar ne?
Stanford'u görünce ise, bir süre misafir öğretim üyesi olarak bulunduğum UCLA bile yavan kaldı diyebilirim. Üstelik UCLA, ABD'deki en "havalı" ve en iyi üniversitelerden biridir.
Gerçekten de insanı Stanford kadar etkileyebilecek daha ihtişamlı bir üniversite düşünemiyorum.
Kabul almak o kadar zordur ki, düşünün sadece ABD'den değil dünyanın tüm ülkelerinden en başarılı ve en parlak on binlerce genç her yıl Stanford'a girebilmek için kıyasıya yarışır ve çok azı kabul alabilir.
Melisa'nın azmi
Bunları niye anlattım?
Manisa'nın Salihli ilçesinden bir esnaf çocuğu olarak neredeyse imkansızı başararak Stanford'a girip mühendislik okuyarak başarılı olmuş bir kızımızın hikâyesini sizlere aktarmak için.
Adı Melisa Tokmak.
Ailesi Salihli çarşısında bir parfümeri dükkanı işletiyor.
İlkokulu devlet okulunda okumuş. Sonra sınavla üstün yetenekli çocukların kabul edildiği Gebze TEVİTOL okulunu kazanmış. TÜBİTAK fizik projelerinde iki Türkiye birinciliği var. Küçük yaşta ailesinden ayrılarak Gebze'de yatılı, lisenin son iki yılını Hindistan'daki uluslararası UWC okulunda tam burslu olarak yine tek başına yatılı okumuş. Böylece İngilizcesini geliştirebilmiş. Stanford'un yaz okuluna burslu olarak kabul edildiğinde ve hayırsever bir insan tarafından uçak bileti ödendiği için gidebildiğinde, doğal olarak okulun ihtişamına hayran kalmış. Stanford'a girmeyi kendisine hedef belirlemiş. ABD'de üniversiteye giriş için referans sınav olan SAT sınavında matematik sorularının tamamını doğru yapmış.
Nihayet rüyası gerçek olarak Stanford Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği ve felsefe okumak için tam burslu olarak kabul almış. Bu arada paralı okumayı, yani sadece yıllık öğrenim ücreti olarak 60 bin dolar civarı parayı ödemeyi göze alsanız bile Stanford'a kabul almak ne kadar zordur anlatamam. Bir de "tam burslu" kabul almanın ne kadar zor olduğunu varın siz düşünün.
Stanford'u başarıyla bitirmiş. Hemen Facebook'tan iyi bir pozisyonda iş kabulü almış. Şu anda Silikon Vadisinde ümit vadeden ve yapay zeka üzerine çalışan bir şirkette üst yönetici.
Salihli'den bir esnaf çocuğunun azmi ve çalışkanlığı sayesinde geldiği yer gerçekten inanılmaz.
Kız çocuklarına güvenip önce çocuk yaşta yatılı olarak Gebze'ye, sonra da lise için taa Hindistan'a gönderme vizyonuna sahip küçük esnaf aileye ise ayrıca şapka çıkarmak gerek.
Evet, başarının üç anahtarı: Ailenin vizyonu, çocuğun azmi ve Tanrı vergisi zeka. Önem sırası da muhtemelen aynı sıra bence. Yani zeka birinci değil üçüncü sırada.