Moskova ile imzaladığı 5 Mart tarihli mutabakatla, İdlib’deki önceliğini Halep – Lazkiye arasındaki M4 karayolunun açılmasına vereceğini taahhüt eden Ankara’nın bu yöndeki çabaları, yolun belirli bölümlerinden çekilmeyi reddeden yerel gruplar nedeniyle sekteye uğruyor. Karayolunun bir an önce açılmasını arzulayan Rus askeri polisi ile birlikte M4 üzerinde düzenli devriyeler gerçekleştirme çabasındaki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) birliklerinin bu karara direnerek yol üzerinde direniş sergileyen cihatçılarla yaşadığı gerilimler kanlı bitmeye başladı.
TSK birliklerinin M4’ün açılmasına direnerek 44 gündür yolun Neyreb kesimi üzerinde oturma eylemi yapan kalabalığı dağıtmak için dün açtığı ateş sonucunda iki kişinin hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Sabah saatlerinde el Kerame mevkiinde meydana geldiği belirtilen olayda 3 kişinin de yaralandığı kaydedildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) konuya ilişkin olarak geçtiği haberde, olaylar sonucunda ölen ve yaralananların silahlı muhalif gruplara üye cihatçılar mı yoksa sivil halktan kişiler mi olduğu belirtilmedi. Step Haber Ajansı ise, iki göstericinin insansız hava araçlarından açılan ateş sonucu hayatlarını kaybettiğini savundu. El Dorar haber ajansının yayınladığı video görüntülerde ise, göstericilerin Türk askerlerine tekbirler eşliğinde taşlar savurdukları görüldü.
Bazı cihatçı grupların desteklediği göstericiler, bölgede işgalci olarak gördükleri Rus askeri polisinin Türk askeriyle yaptıkları devriye geçişlerine izin vermeyeceklerini söyleyerek yaklaşık 1,5 aydır M4 üzerinde "Onur Protestosu" adını verdikleri oturma eylemleri gerçekleştiriyor.
Yerel unsurlarla TSK’yı karşı karşıya getiren olaylar zincirindeki ilk ciddi gerilim, 13 Nisan tarihinde meydan gelmişti. O gün TSK birlikleri sabah saatlerinde Halep-Lazkiye (M4) karayolunun İdlib kırsalı kesimindeki "Trunbe" beldesi yakınlarına zırhlı araçlar ve buldozerler eşliğinde gelmiş, göstericilerin yolu açma girişimlerine engel olmaları üzerine göz yaşartıcı gaz kullanarak yaptıkları müdahaleyle kalabalığı dağıtma yoluna gitmişti. Cihatçı kaynaklar, TSK unsurlarının göstericileri darp ettiklerini, ardından da buldozer ve zırhlı araçlarla bölgede konaklayanların çadırlarını yıktığını ileri sürmüştü. Olayın ardından Türk ve Rus askerler 15 Nisan günü yeniden devriye görevine çıktmış, karadan yapılan devriyeye insansız hava araçları gökyüzünden eşlik etmiş ve bu kez olay çıkmamıştı.
Syria Direct’e konuşan kimi kaynaklar, oturma eylemleri şeklinde beliren gösterileri Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) örgütü unsurlarının kışkırttığını ileri sürüyor. Bir buçuk aydır devam eden gösterilerin HTŞ’nin Ankara ile ihtilafını derinleştirmekle birlikte örgütü Suriye’nin kuzeybatısında daha da popüler hale getirdiğini savunuyorlar.
Ankara, 5 Mart tarihli ateşkesin başından bu yana Suriye’nin kuzeybatısına 2 bin 830 askeri araç ve tank sevkiyatı yaptı. Türk birliklerinin bölgedeki asker sayısı ise 10 bin 300’e ulaştı.
Öte yandan bir süredir yaşadığı örgüt içi tartışmalar ve ayrılıklar nedeniyle bir miktar yıpranan HTŞ’nin, bir kısmı Halep’ten İdlib kırsalına göçmüş yerel halkın baskısını da üzerinde hissettiği anlaşılıyor. Bu baskının meyve verdiği gelişmelerin sonuncusunu, örgütün Serakip ile Sarmin arasındaki geçiş noktasını aldığı açma kararına rağmen bir türlü açamaması ve sürekli ertelemesinde görüyoruz
Bilindiği gibi, Mart ayı başlarında yeniden Suriye Arap Ordusu birliklerinin denetimine geçen Serakip şehri ile halen cihatçıların kontrolü altındaki Sarmin arasındaki ticari geçişleri HTŞ örgütü kontrol ediyor. İdlib’in doğu kırsalındaki bu geçiş iki şehir arasındaki ticari faaliyetlerin sürekliliği açısından önem taşıyor. Serakip’in Rusya desteğindeki hükümet kuvvetlerinin eline geçmesiyle birlikte binlerce insan işlerini, topraklarını ve hayvanlarını yitirerek Sarmin’e göç etti. İki bölge arasındaki ticari faaliyetin sürmesinden yana olan HTŞ, geçtiğimiz haftalarda bu noktayı ticari geçişlere açma kararı aldı. Ancak yerel halk, bölgenin geçişlere açılmasıyla birlikte hükümet kuvvetlerinin denetimi altındaki topraklardan kendi yaşadıkları bölgeye Covid-19 virüsünün taşınabileceği endişesini duyuyor. Halkın bu amaçla sokaklara çıkıp protesto gösterileri düzenlemesi nihayetinde örgüte geri adım attırdı. "Hür Kuzey Doktorlar Birliği"nin ticari geçişlerin açılmasıyla birlikte bölge halkının "sağlık güvenliği" riski ile karşı karşıya kalacağını söylemesi de, örgütün kararı hayata geçirmesini ertelemede etkili oldu.
HTŞ aldığı kararın arkasında durmayı sürdürse de, geçiş kararını uygulamayı bir süreliğine daha erteleyecek gibi duruyor. Örgüt konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada halkın bu karara karşı sergilediği protestocu tavrını, bu geçişin açılmasına muhalefet ederek değil, "Rusya’nın ‘kurtarılmış bölgelere’ direnişle karşılaşmadan işgalci bir güç olarak girmesine imkan tanıyan Rus-Türk ortak devriyelerine karşı durarak göstermesi gerektiğini" bildirdi.