Süper Lig “bu yıl kim şampiyon olacak”, “Beşiktaş geçen yılki başarısını tekrarlayabilecek mi?” vb. sorularla bir kez daha start aldı. Futboldan çok uzun süredir elini ayağını çekmiş biri olarak, bu sorular konusunda açıkçası bir fikrim var ama tahminim yok. Şöyle, yanı başımızda bir bilgisayar olsaydı da, bize senenin başından kimin şampiyon olacağı konusundaki öngörüsünü söyleseydi? Olmaz demeyin, olabilir! Hatta olmuş da! Ve elektronik beyin kimin şampiyon olacağı konusunda futbol liglerinde tarihinde yaptığı iki tahmini de doğru bilmiş! Hem de Türkiye 1. Futbol Ligi’nde! Hem de biri daha 1970’lerde, öbürü 1990’larda!
Ben bu gerçekten Ege Üniversitesi’nin bir dönemki efsane hocalarından Prof. Dr. Oğuz Manas ile anılarını dinlemek amaçlı olarak 12 yıl önce yaptığım bir sohbet sırasında haberdar oldum. Ve hikayesini de 2005 yılında yayımladığım “Bilişim Tarihimiz” isimli kitabıma aldım.
Süper Lig bir kez daha şampiyonunu aramak için yola çıkmışken, Türk futbolunun yolunun bilgisayarla, yani elektronik beyinle daha 1970’li yıllarda kesişmiş olmasının, inanılması zor, “akıllara zarar” öyküsünü bir kez de buradan aktarmış ve sezon sonuna ilişkin temennimi de dile getirmiş olayım:
TRT’de 1975-1976 sezonunda ilginç bir proje fikri ortaya atılır: Türkiye 1. Futbol Ligi’nde şampiyon olacak takım ile küme düşecekler “elektronik beyin” tarafından tahmin edilmeye çalışılacak ve popüler bir alan bilimsel bir alanla evlendirilmeye çalışılacaktır.
TRT’nin eski yayıncılarından Hüsnü Esen Kaptan bu amaçla Ege Üniversitesi Elektronik Hesap Bilimleri Müdürlüğü’nün başında olan Oğuz Manas ile görüşüp böyle bir çalışmayı TRT için yapmalarını teklif eder. O tarihte 42 yaşında olan Manas, istatiksel bilgi işlem uzmanı olduğu için fikri hemen kabul eder ve TRT İzmir Televizyonu’nun da desteğiyle çalışmalara başlar.
Proje için Ege Üniversitesi’ndeki IBM System/370– 125 model bilgisayardan yararlanılır. Oğuz Manas liderliğindeki proje grubu bu amaçla, 1959–1976 yılları arasında oynanan tüm lig maçlarına dair bilgileri, takım kadroları ve maç sırasındaki hava koşulları da dahil olmak üzere delikli kartlara girerler.
O yıllar futbolda galibiyete 2 puan verilen yıllardır. Lig takımları İstanbul, Ankara, İzmir ve Anadolu takımları olmak üzere 4 gruba ayrılmaktadır. Bu takımların aralarındaki maçlar, farklı biçimde olasılık hesaplarına dâhil edilir.
Bu çalışmalar sürdürülürken, proje biraz geç start aldığından, ligde devre arasına gelinmiş, Fenerbahçe ilk yarıyı en yakın takipçisinin 5 puan önünde bitirmiştir. Ligin sürpriz takımlarından Balıkesirspor ise ilk yarıyı dördüncü sırada tamamlamıştır. Olasılık hesapları üzerinde temellendirilen proje dört aylık bir çalışma sonunda, ikinci yarı başlamak üzereyken sonuçlanır. Bilgisayarın 1975/1976 futbol sezonu için şampiyon olacağını tahmin ettiği takım, ilk yarının sonunda dokuzuncu sırada yer alan Trabzonspor’dur. Birinci Lig’e daha 1 yıl önce çıkmış olan ve ligdeki ilk sezonunu ancak dokuzuncu sırada tamamlayabilmiş bir Anadolu takımının “elektronik beyin” tarafından şampiyon ilan edilecek olması yeterince şaşırtıcıdır. Ancak bu yetmezmiş gibi, “elektronik beyin”, ilk yarıyı dördüncü sırada tamamlayan Balıkesirspor ile başkent takımı Ankaragücü’nün de küme düşeceğini öngörmektedir. Her ne kadar bu tahminleri bir “elektronik beyin” yapmış da olsa, öngörüler “yok daha neler” denecek cinstendir.
Ege Üniversitesi’nin bilgisayardan çıkan tahminleri inceleyen TRT ekibi de şaşkındır. Hüsnü Esen Kaptan, Manas’a biraz hayal kırıklığıyla karışık “hiçbir Anadolu takımı bugüne kadar şampiyon olmamış hocam, biz böyle bir takımı nasıl bu şekilde ilan ederiz” diye sorar. Hocanın yanıtı ise “Bana söz verdiniz. Programda üstüne basa basa bunun Ege Üniversitesi’ne ait tahminler olduğunu söyleyebilirsiniz. İsterseniz beni de konuşturun. Sorumluluğun bana ait olduğunu söyleyeyim” olur. Ne yapacağını şaşırmış bir halde olan ama elektronik beyinin tahminlerini yayınlayacaklarını da ilan etmiş olan TRT ekibi sonunda tahminleri yayımlamaya karar verir. Ve 1975-76 futbol sezonuna ilişkin olarak bilgisayardan alınan tahminler televizyon ekranlarından tüm Türkiye’ye ilan edilir.
Konu diğer medya organlarına da yansıyınca tahminler etrafında sansasyonel bir ilgi oluşur. Ancak özellikle de spor basınında, bir Anadolu takımının şampiyon olacağını öngörebilen bilgisayarla dalga geçenler çoğunluktadır. “Elektronik beynin beyni ancak bu kadar oluyor işte” şeklinde yorum yapanlar olduğu gibi, “elektronik beyin futboldan ne anlar” diyen futbol otoriteleri de vardır.
Ancak ikinci devre sona erdiğinde, şaşırtıcı bir biçimde elektronik beyinin haklı olduğu görülür. Ligin yeni takımlarından Trabzonspor şampiyon olurken Fenerbahçe sezonun ikinci sırada tamamlamıştır. Sonuç futbol çevreleri için inanılacak bir sonuç değildir. Bilgisayar hem şampiyon olacak takımı, hem de küme düşen dört kulüpten üçünü doğru tahmin etmiştir. Oğuz Manas mutludur ama daha önce bilgisayarın tahminleriyle dalga geçen spor kamuoyunun hiddetinden de çekinmektedir. Tahminleriyle en çok da, ilk yarıyı dokuzuncu sırada tamamladığı halde sezon sonunda küme düşen Balıkesirliler’in tepkisini toplamış; tehdit ve hakaret içeren mektuplar, telefonlar almıştır. Tepkiler nedeniyle bir ara merkezin kapısına bekçi koydurmayı dahi düşünür. Manas olup bitenleri bana şöyle anlatıyor:
“Derken bir gün kapı çalındı. Karşımda ızbandut gibi 6–7 kişi. ‘Fenerliler geldi, yandık’ diye düşünürken, ‘Hocam, dediler, biz Trabzonspor Yürütme Kurulu üyeleri.’ Derin bir nefes aldım. ‘Sizi İzmir’de düzenleyeceğimiz kutlama gecesine davet etmek için buradayız, gelirseniz bizi çok mutlu eder, şeref misafirimiz olursunuz’ dediler. Tepkilerin artabileceğinden çekinmeme rağmen beni özel olarak davet etmek için gelmişlerdi. Kırmadım, gittim. Beni oturttular şeref koltuğuna. Kafalar çekiliyor. Dediler ki, ‘bir emriniz varsa söyleyin hocam.’ Bunun üzerine, ‘emir değil, bir ricam var’ dedim. Şampiyon olduğunuz için sizi televizyona çıkaracaklar. Soracaklar, ‘bilgisayar bir program yaptı, size etkisi oldu mu?’ diye. Bu soru karşısında lütfen vurun masaya yumruğu ve deyin ki, ‘biz bu başarıyı Trabzonspor olarak kendimiz gerçekleştirdik.’ Birkaç gün sonra TRT, Trabzonspor yöneticilerini TV programına çağırdı. Tabii çıktı yönetimden biri televizyona. Kendisine yöneltilen ilk soru, tahmin ettiğim gibi, bilgisayarın şampiyonluktaki rolü üzerine oldu. Fakat sanki ben onlardan böyle bir ricada bulunmamışım gibi, demesinler mi, ‘tabi efendim kompüter bu, her şeyi bilir, o böyle bir tahminde bulununca biz de inandık’ diye. Bunun üzerine tepkiler ve tehditler iyice yoğunlaştı. Bir sürü gerginlik oldu. Bir süre sonra Hüsnü Esen Kaptan, ‘hocam önümüzdeki sezon da yapıyoruz değil mi yine kompüter tahmini’ diye sorunca, ‘mahvettiniz beni’ dedim, ‘mektuplar yağmur gibi.’ Artık bir on yıl böyle bir şey yapmam. Gidin şimdi.”
Giderler. Aradan 10 yıl geçer. Elektronik beyinin 1975-1976 sezonundaki isabetli tahminlerini futbolseverlerini bir bölümü tamamen unutmuşken, Hüsnü Esen Kaptan, Oğuz Manas’ı bir kez daha ziyarete gelir. Oğuz Hoca telaşlanıp, “Ben sana git demedim mi?’ diye takılır. Aldığı cevabı ve devamını tekrar Hoca’dan dinleyelim:
“Hüsnü, ‘on yıl sonra gel, dediniz, tekrar geldim hocam’ deyince, kendimizi bir süre sonra aynı çalışmayı yeniden yaparken bulduk. Bu kez elektronik beyin Galatasaray’ın şampiyon olacağını tahmin etti. O sezonun ilginç tarafı, Beşiktaş’ın ligi son haftaya kadar hep önde götürmesiydi. Son hafta Galatasaray Bursa’da oynuyor, Beşiktaş ta İstanbul’da Denizli ile karşı karşıya geliyor. Ve herkes Beşiktaş’ın kendi sahasında maçı kazanıp şampiyon olacağına inanıyor. 58. dakikada Beşiktaş Ali’nin golüyle 1-0 öne geçti. Statta Beşiktaşlılar şampiyonluk kutlamasına başladılar. 85. dakikaya kadar bu şekilde giden karşılaşmada Denizlisporlu Erol 40 metreden topa bir vurdu, top gitti 90’dan girdi içeri. Şampiyonluk kutlamasına gelmiş Beşiktaşlı taraftarlar bir anda buz kesti. Denizli 1–1 yaptı maçı. Ve o hafta Galatasaray galip gelince elektronik beyinin öngördüğü üzere şampiyon oldu. O yıl da başarıyla lig şampiyonunu tahmin ettikten sonra, dedim ki, ‘bu sefer artık bir daha hiç gelmeyin çünkü kötü zan altında kalacağım. Herkes bana şunu bunu bilgisayar eliyle şampiyon ilan etmeye kalkışmayın’ filan diyecek. Durum tehlikeli. Bu bilgisayar tahminlerini burada bitirelim.’ Bitirdik!”
Bitiriş o bitiriş... O sezondan sonra “elektronik beyin” ligden elini eteğini çeker. TRT de benzer bir projeye tekrar girişmez. (İnsan tabi merak etmiyor değil, benzer bir proje 1993’te ve 2004’de yinelenseydi, “elektronik beyin” şampiyonu yine bilebilir miydi?!)
Bugün kendi tahminimizi bilgisayarsız kendimiz yapmak durumundayız. Ben “elektronik beyin”e ihtiyaç duymadan, sadece “anakronik vicdan” ile Süper Lig’i tarihinde belki de ilk kez olarak “fair play” birinci sırada bitirsin diyorum.
Haydi, hayırlı sezonlar!
[NOT: Artık ucuna geldiğim kitap çalışmasının yoğunluğu dolayısıyla, bir kez daha T24 okurlarının affına sığınarak yazılarıma 2-3 haftalığına ara veriyorum. Bu sürenin sonunda yeniden buluşmak üzere, hoşça kalın- AÖ.]