Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) olağan genel kurulu yapıldı ve ibra edildi. Federasyon faaliyet raporunu kulüplerle zamanında paylaşmadığı için Kasımpaşa, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş başkan düzeyinde genel kurula katılmadı. Yaşanan genel kurula ilişkin önümüzdeki günlerde nasıl bir gelişme olup olmayacağını büyük bir ihtimalle hukuk belirleyecek gibi gözüküyor. TFF'nin gelir ve gider bütçesini incelediğinizde hakikaten çok ilginç rakamlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Sadece büro gideri 126 milyon 367 bin TL. Bu rakam süper ligde mücadele edecek olan on beş takımın harcama limitinden daha fazla bir rakama karşılık geliyor. Türkiye Futbol Federasyonu'nun bütçesinde öne çıkan bazı giderleri şöyle sıralayabiliriz;
- A Milli Takım giderleri: 131 milyon 693 bin TL
- Büro giderleri: 126 milyon 367 bin TL
- Hakem, Gözlemci ve Temsilci giderleri: 55 milyon 134 bin TL
- Taşıt, araç tahsis giderleri: 9 milyon 752 bin TL
- VAR masrafları: 18 milyon 158 bin TL
- A Milli Takım Takım sürekli personel giderleri: 55 milyon 427 bin 257 TL
- Eğitim sürekli personel gideri: 13 milyon 584 bin 963
- Personel gideri: 95 milyon TL
- Profesyonel futbol giderleri: 437 milyon 153 bin TL
Türkiye Futbol Federasyonu'nun Süper Ligdeki kulüpler için büyük tartışma yaratan harcama limitleri uygulamasının söz konusu giderlerine bakıldığında kendisine de acilen uygulanması gerektiği gibi bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz. 918 milyon 932 bin TL'lik gider tablosu ile üç büyüklerin 845 milyon tutan harcama limitinden daha fazla bir rakamı harcadığı görülüyor. Naklen yayın destek ödemeleri kalemi adı altında 123 milyon 607 bin 672 liralık bir harcama yer alıyor. Naklen yayın için yayıncı kuruluş para verdiğine göre bu kalemin ne olduğunu tıpkı yukarıda yer alan bütün kalemlerdeki harcama tutarlarındaki rakamlarda olduğu gibi net bir biçimde futbol federasyonunun açıklaması gerekmektedir. Bu devasa bütçenin, ki gelirlerin yaklaşık olarak 870 milyon TL olduğu görülüyor, çok daha şeffaf bir biçimde gerek kulüplerle gerekse de kamuoyu ile paylaşılması önem arz etmektedir. Çünkü söz konusu kurum ülkenin profesyonel futbol liglerini kontrol etmenin yanı sıra ülke futboluna yön vermek ve geleceğini planlamakla da görevlidir.
Türkiye'de futbolu yöneten kurumun kaç kişiyi çalıştırmakta olduğu ve bu kişilere aylık ne kadar ödemelerin yapıldığı bu ibra sonrasında daha da anlam kazanmış bulunmaktadır. Ülke futbolunun marka değerini sürekli olarak yükseltmekten bahsedenlerin gelir kalemlerinde yaşanan düşmenin yanı sıra abartılı personel giderleri ve harcama kalemleri hakkında da kamuoyunu aydınlatmaları gerekmektedir. Gerçi kendileri harcama limitlerinden şikayet edenlerin ibra etmekten imtina etmedikleri bir tabloda bundan sonra futbol federasyonunun harcamaları konusunda kimsenin bir şey diyemeyeceği de ortadadır. Fakat yine de bu ülkenin futbolunu, insanını ve o insanların iyi niyetlerini göz ardı etmemek adına tarihe not düşmekte fayda vardır. Harcanan bütün bu paralarla çok daha farklı bir futbol ikliminin yaratılmasına katkıda bulunulabilir ve futbolumuzun geleceğine yatırımda bulunulabilirdi. Son otuz yıl içerisinde giderek arttırılan büyüklük algısının arka planında sponsorlukların, naklen yayın gelirlerinin ve tüketim ekonomisinin katkıları bulunmaktadır. Buna karşın gerçek büyüklük rakamların şişkinliği, nicel tablolar ve parıltılı genel kurullarda saklı değildir. Tam aksine büyüklük kalbe nakşolunan duygularda gizlidir ve bunu hiçbir miktarda para satın alamaz. Türkiye'de kulüplerin yoldan çıktığını söyleyenlerin futbol federasyonunda yaşananlar hakkında da bir şeyler söylemeleri ve oluşturulan sanal düzenin çökmekten başka bir çaresinin olmadığını görmeleri için daha acaba neler lazım gelmektedir? Süper lig kulüplerinin temsilcileri kaldırdıkları o ellerle sadece kendilerini değil ülke futbolunun geleceğini de çözümsüzlüğe bıraktıkları gibi bundan sonra yapılacak transfer bedelleri tartışmasında da söyleyeceklerini rafa kaldırmış oldular.