24 Mart 2022

Savaş, sporu ve spor algısını da değiştiriyor

Rus sanatçılarının, edebiyatçılarının, müzisyenlerinin, bilim insanlarının tecrit edilmesi uygulaması ne kadar yanlışsa Rus sporcularının tecrit edilmesi uygulaması da o kadar yanlış bir yaklaşımdır

Ukrayna'da yaşanan gelişmelerin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti ve geride kalan süre içerisinde insanlık tarihinin bir daha hiç yaşanmaması gereken olay ve örnekleri fazlasıyla yaşamak durumunda kaldık! Savaşıyla birlikte pek çok konuda dünyanın sınıfta kalışına şahitlik ettik. Milyonlarca insanın yerinden, yurdundan edilmesi ve bütün bunların bir adamın kişisel hırsları üzerinden sürüp gitmekte oluşu ise yaşananların bir başka trajikomik noktasıydı. Arada olan ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlara olurken tabii burada da yine ikiyüzlü bir tavır dikkatlerden kaçmadı. Aynı ülkenin farklı ten renklerine sahip vatandaşlarını kabul konusunda benzer eğilimler göstermeyen Avrupa ülkeleri yine şaşırtmadılar! Fakat bütün bu tuhaflıklara ve gündelik hayattan sanata oradan da spora kadar uzanan yasaklamalara karşın bir taraftan da hayatta sürüp gitti. Alınan her kararla birlikte spor ve spora dair kafalarımızda yaratmış olduğumuz tahayyüller de sekteye uğradı. Sporun dostluk, kardeşlik ve barış üzerinden yürüyen felsefesi hem ideolojik anlamda yara aldı hem de yaşanan gelişmeler sporun metalaşma boyutunun ne kadar büyük tehlikeleri beraberinde getirmekte olduğunu düşünmemiz gerektiği hususunda adeta bir uyarı niteliğinde bulundu. 

Türkiye Futbol Federasyonunun profesyonel futbol ve transfer talimatında 22 Mart 2022 tarihinde yaptığı değişiklik ile FİFA'nın kararı benimsendi. Buna göre Ukrayna'daki tüm ve Rusya'daki yabancı futbolcular, 7 Nisan'a kadar ülke kulüplerimize transfer olabilecekler. Aslında sadece bu karar bile durumun ne kadar tuhaf bir pozisyonda olduğunu ortaya koymaktadır. Savaşı iliklerine dek yaşadığı için Ukrayna'da futbol oynayan tüm futbolcuların transfer edilmelerinin önü açılırken Rusya'da futbol oynayan sadece yabancı futbolculara bu hak tanınmaktadır. Yani futbolcunun kendisinin savaşa karşı olup olmaması veyahut yaşananlara destek verip vermemesi gibi bir durum değil de Rus olup olmaması ölçüt olarak alınmaktadır. Bu bakış açısı aslında yukarıda da belirtmiş olduğum sporun, yüzyıllar içerisinde oluşturulmuş olan kapsayıcı felsefesinin yerle yeksan edilmesinden başka bir şey değildir! 

Rus sanatçılarının, edebiyatçılarının, müzisyenlerinin, bilim insanlarının tecrit edilmesi uygulaması ne kadar yanlışsa Rus sporcularının tecrit edilmesi uygulaması da o kadar yanlış bir yaklaşımdır. Olimpiyat oyunlarında daha önce özellikle doping nedeniyle yaşanan gelişmelerin ardından Rus sporcularının kendi ülke bayrakları altında olmadan yarışmaları haklarının ellerinden alınmadığına şahit olmuştuk. Oysa şimdi yaşanan gelişmeler adeta Rus sporcuların bütün uluslararası alanlardan kovulmasının normalleştirilmesi durumunu ortaya çıkartmaktadır. Bu spor yapma haklarının ellerinden alınması ve bu sporcuların cezalandırılmasından başka bir durum değildir. İlginç bir biçimde bu yaklaşımın hiçbir dönem Amerikan sporcularına uygulanmadığı gerçeğini de bir kez daha tarihe not düşme adına belirtmek durumundayım. Çeşitli spor federasyonlarının uygulamaya soktukları bir dizi yaptırımı şu şekilde sıralayabiliriz1. 

1. Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC), tüm Rus ve Belaruslu sporcuların 5 Mart'ta başlayacak olan Pekin 2022 Paralimpik Oyunlarında yarışmasını yasakladı. Başlangıçta iki ülkeden sporcuların tarafsız olarak rekabet etmesine izin verdiği için tepki aldıktan sonra, IPC 'sporcuların güvenliği ve emniyeti' gerekçesiyle duruşunu tersine çevirdi. 

2. Uluslararası Masa Tenisi Federasyonu (ITTF) Grubu, IOC'nin tavsiyelerine uyarak, Rus ve Belaruslu oyuncuların ve yetkililerin herhangi bir etkinliğe katılmasını yasakladı. 

3. Uluslararası Jimnastik Federasyonu, yargıçlar da dahil olmak üzere tüm Rus ve Belaruslu sporcuların ve yetkililerin, onaylanmış herhangi bir yarışmaya katılmalarını süresiz olarak yasaklamıştır. 

4. FİFA, tüm Rus futbol takımlarını bir sonraki duyuruya kadar maçlardan uzaklaştırdı. Bu, onları Katar'daki yaklaşan Dünya Kupasından çıkarmayı da içeriyor. FİFA başlangıçta Rus takımlarının bayrakları olmadan tarafsız bölgede rekabet etmesine izin verirken, İngiltere, Galler, İsveç, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi diğer ülkelerden gelen tepkiler dünya futbolunun yönetim organının tüm Rus takımlarını yasaklamasına neden oldu. 

5. 27 Şubat'ta Uluslararası Judo Federasyonu (IJF), Rusya devlet başkanı Vladimir Putin'in 2008'den beri sahip olduğu yönetim kurulu onursal başkanı unvanını elinden aldı. 

6. Avrupa futbolunun yönetim organı UEFA, tüm Rus takımlarını da yasakladı ve bu yaz Avrupa Kadınlar Şampiyonasına katılmalarına izin vermeyeceğini açıkladı. Mayıs sonunda St. Petersburg'da oynanması planlanan UEFA Şampiyonlar Ligi finalleri Paris'e kaydırıldı. Club Spartak Moskova, Avrupa liginden çıkarıldı, UEFA, Rus enerji devi Gazprom ile olan ortaklığını sona erdirdi. 

7. Rusya'nın 2022 Eylül ayında Soçi'de gerçekleşmesi planlanan Formula 1 Grand Prix'si de F1'in yönetim organı olan FİA tarafından iptal edildi. Bu duyuru, önceki şampiyonlar Sebastian Vettel ve Max Verstappen ile diğer F1 sürücülerinin devam etmesi halinde yarışa katılmayacaklarını söylemelerinin ardından geldi. FİA, Rus F1 yıldızı Nikita Mazepin'in geleceğini riske atarak, tüm Rus sürücüleri yarışlardan askıya alıp almayacağına hâlâ karar vermiş değil! 

8, World Teakwondo, Putin'i fahri siyah kuşağından çıkardı ve etkinliklerde Rus ve Belarus bayrakları ile milli marşları yasakladı. Federasyon ayrıca Rusya ve Beyaz Rusya'da düzenlenen hiçbir yarışmayı tanımayacağını söyledi. 

9. Uluslararası Buz Hokeyi Federasyonu (IIHF) tüm Rus ve Belarus milli takımlarının ve kulüplerinin her yaş kategorisinde katılımını askıya aldı. Ayrıca Rusya'nın 2023 IIHF Dünya Gençler Şampiyonasına ev sahipliği yapma hakları geri çekildi. 

10. Badminton Dünya Federasyonu (BWF), World Rugby, Su sporları yönetim organı FİNA, Satranç yönetim organı FİDE, Dünya Curling Federasyonu ile Uluslararası Binicilik Federasyonu Rusya ve Beyaz Rusya'daki tüm etkinlikleri iptal ettiklerini ve bu ülkelerde gerçekleştirilecek olan turnuvaları geri çektiklerini açıkladılar. Bu iki ülkeden sporcuların yarışmalara ve etkinliklere katılmasının yasaklandığını kamuoyuna duyurdular. 

Savaş sürecinin belki de en ilginç yansıdığı ülke İngiltere ve onun gözbebeği pozisyonundaki Premier League oldu. Burada hiç kuşkusuz Rus oligark Roman Abramovich'in Chelsea kulübünün sahibi olmasının da büyük bir etkisi söz konusuydu. Belki de bu yüzden İngilizler bir türlü yaptırımlar konusunda net bir tutum almayı benzer paydaşları gibi gerçekleştiremediler! Tabii alınan karar sonrasında bugün Premier League karşılaşmalarını seyrederken ekranlara yansıyan İngilizce ve Rusça barış yazıları ile Ukrayna'da savaşın durdurulması ifadeleri kadar takım kaptanlarının kollarındaki kaptanlık pazı bandının Ukrayna renklerine sahip olması da gözlerden kaçmadı. Ancak yine de son yıllarda giderek ideolojik mesajlar veren lig yönetiminin ve bu yönetimin paydaşlarından bir tanesini oluşturan Arsenal takımının tavrı ikiyüzlülüğü ortaya koyma açısından dikkat çekiciydi. Birkaç yıl önce takım kaptanı Mesut Özil'in Çin'in Uygur Türklerine yönelik ayrımcı politikalarını protesto etmesi üzerine burası siyaset üstü bir kulüptür açıklaması yaptığını hatırlatmak durumundayım. Aradan geçen yıllarda herhalde Arsenal kulübü yetkilileri Ukrayna'da yaşananlar sonrasında yaptıkları açıklamanın siyaset dışı olmadığını gayet iyi biliyorlardır. Fakat bu ikiyüzlülükleri anlaşılmasın diye var olan ortama ayak uydurmayı tercih etmişlerdir. 

Son olarak İngilizlerin güle oynaya kabul ettikleri Abramovich'e ve kulübüne yönelik yaklaşımlarını da göz ardı etmemek durumumdayız. Aslında bu nokta sporun, metalaşma sürecinin bizleri getirmiş olduğu aşamayı gözler önüne sermesi açısından dikkat çekici hususları bünyesinde barındırması açısından ilginç bir deney olarak da görülebilir. Futbolun, İngiltere'ye kabul edilmede adeta bir sığınak olarak kullanılması ve elde edilen lig şampiyonluklarının yanı sıra Şampiyonlar Ligi şampiyonlukları ile durumun taçlandırılması söz konusuydu2. Hiç kimse paralar ve şampiyonluklar gelirken söz konusu kişinin ülkesine ve oradaki faaliyetlerine bakmıyordu bile! Oysa bu bile ikircikli bir yaklaşımın ve paranın yarattığı inanılmaz halenin, her şeyin olduğu gibi futbolun üzerini de örtmesinden başka bir şey değildi. Ukrayna savaşı birdenbire durumu tersine çeviri verdi ve şimdi Chelsea kulübü bir taraftan Şampiyonlar Liginde çeyrek final aşamasında yoluna devam ediyor ancak maddi anlamda durum tam anlamıyla bir çıkmaz sokak görünümünde. Önce Göztepe ardından Bodrumspor'un Abramovich tarafından satın alınacağına yönelik haberler medyada yer bulduğunu da okuyuculara hatırlatmalıyım. Parayla kurulan saadetin kulüp taraftarlarını getirdiği nokta işte bu çıkmaz sokak ve umarım bu durumdan Türkiye'deki kulüplerini Arapların, Rusların veyahut Uzakdoğulu milyarderlerin satın almasını umanların ders çıkartmalarıdır.

Türk futbol tarihinin Buldozer lakaplı futbolcusu Fevzi Zemzem efsane takımdaki arkadaşlarının yanına göç eyledi. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Türk futbol tarihinin önemli golcülerinden bir tanesiydi ve gol krallığını paylaştığı Metin Oktay'a unvanın verilmesini önerecek kadar da beyefendi ve vefalı bir golcüydü. Nurlar içinde yatsın. 



1 https://www.sportanddev.org/en/article/news/sport-world-boycotts russia#:~:text=25%20%C5%9Eubat%27taki%20ma%C3%A7%C4%B1nda-,Spor,-d%C3%BCnyas%C4%B1%20Rusya%27y%C4%B1%20boykot

2https://www.nytimes.com/2022/03/11/sports/soccer/roman-abramovich-chelsea.html?fbclid=IwAR2tzR27zz67a9Wzsui5Wp53_VAvgmXwNhK3bOoIMZ2vRu6Xo91lmNmFLsI

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"