17 Kasım 2016

Öncelikler farklı

Lütfen unutmayın ve onlara hitap edecek bir dili bir an önce hayata geçirin

Son bir buçuk yıl içerisinde yaşadığımız gelişmeleri alt alta sıraladığımızda öylesine yoğun ve e hızlı bir dönemden geçmişiz ki adeta insanın ağzı açık kalıyor.

Geçen yıl beş ay içerisinde iki kez sandığa gittik ve bu seçimler arasında çok sayıda bombalama olayı ile birlikte onlarca canımızı yitirdik. O günlerin ardından bombalamalar ve kayıplarımız azalmadı tam tersine artarak devam etti.

15 Temmuz ile birlikte ise bir zamanlar hizmet hareketi denilerek yerlere göklere sığdırılamayanların darbe girişimi ile sarsıldık.

İki yüz kırk bir canı daha toprağa verdik ve ardından halen devam eden olağanüstü hal süreci ile birlikte devletin içine sızmış bu terör örgütünü temizlemeye yönelik Kanun Hükmünde Kararnameler ardı ardına çıkartıldı.

Yenikapı ruhu olarak adlandırılan ve HDP dışındaki parlamentodaki diğer üç siyasal partinin bir araya geldiği kısa bir bahar yaşandı. Beklenti bu uzlaşı ikliminin artarak devam etmesi yolundayken işler farklı bir mecrada ve bu kez bambaşka bir düzlemde yürümeye başladı.

Bir taraftan Suriye ve Irak sınırlarında yaşanan hareketlilik öte yandan ülke içinde HDP’li milletvekillerinin tutuklanması ile birlikte ortam iyice ısındı. Arada Cumhuriyet gazetesinin dokuz yöneticisinin tutuklanmaları ile birlikte rejim tartışmaları alevlendi.

Farklı biçimlerde söylenebilecek cümleleri daha net bir biçimde ifade etmeye çalışayım: İçinden geçtiğimiz süreçte özellikle ana muhalefet partisi temsilcilerinin her fırsatta dile getirmekte oldukları ‘demokrasi, adalet, laiklik, özgürlük’ gibi kavramların ülkemiz insanlarının önemli bir kısmında doğrudan bir karşılığı bulunmuyor.

Hadi biraz daha yumuşatırsak eğer öncelikleri bu kavramlar ve bu kavramlar dolayımıyla hayatlarını inşa etmek değil. Bu açıdan ne rejim tartışması ne de HDP’li seçilmiş milletvekillerinin durumu ile ilgili söylenenler kitlelere temas etmiyor.

Türkiye’de içinden geçtiğimiz dönemin oluşmasında hepimizin büyük katkısı bulunuyor. İşi sadece milliyetçi-mukaddesatçı ya da muhafazakarlar üzerinden açıklamak yeterli olmayacaktır. Bu ülkenin eğer bugün bir iktidar sorunu olduğunu düşünen birileri varsa aynı zamanda ondan çok daha büyük bir muhalefet sorunu olduğunu da göz ardı etmemeliyiz.

Yıllarca ülke insanın en güvendiği kurum olan ordu’nun bugüne kadar yaşadığımız tuhaflıklar üzerindeki etkilerini görmezden gelerek paçayı kurtaramayız. Toplum mühendisliği yapmaya çalışan ve her defasında başarısız olanların resmi geçit törenlerinde üstlerinin aranmaları hususunda söyleyebilecek çok da fazla bir şeyleri kalmamıştır.

Benzer şekilde bu ülkenin insanları eğer bir gün gerçek anlamda demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti içinde yönetileceklerse, bu yine kendi iradeleri ve tavırları sonucunda gerçekleşebilecektir. Bunun yaşanabilmesi için bize ne Avrupa Birliğinin ne de Amerika Birleşik Devletleri'nin söyleyebileceği herhangi bir şey söz konusu olmayacaktır.

Hatta tam tersine onların söyledikleri aksi tesir yapmayı sürdürecektir. Bu açıdan HDP’li milletvekillerinin tutuklanmalarının ardından parlamentodaki parti grubunu ziyaret etmek ya da ‘kırmızı çizgimiz’ gibi açıklamalar yapmak pek bir şeye yaramayacak ve ülke içindeki ‘bak gördünüz mücülerin’ ellerini güçlendirecektir. Tekrar etmekte fayda var, ülke insanımızın büyük bir kısmının önceliklerini teşkil eden kavramı cüzdanlarının içine giren para oluşturuyor.

Ekonomik durum her koşulda eşitlik, demokrasi ya da insan hakları gibi kavramların önünde görülüyor ve bunun üzerinden bir yaşam tahayyülü kuruluyor.

Ana muhalefet partisi yetkilileri içinden çıktıkları ülke insanlarının beklentilerini, hayat görüşlerini, gelecekle kurmuş oldukları bağlantılar üzerinde daha fazla durmak zorundalar. Bunu başaramadıkları sürece iktidara gelebilmeleri ve kendi deyimleriyle rejimin teminatı olabilmeleri gittikçe zorlaşacaktır.

Önceliklerini ekonomi üzerinden kuran ve bunun üzerinden hayata tutunmaya çalışan insanların yanında olduğunuzu göstermek durumundasınız. Daha umutlu bir ülkeyi nasıl inşa edebileceğinizi kişilerle kavga etmeden, sözünüzün dinlenebilme ağırlığını arttırarak ortaya koyabilmelisiniz.

Sürekli eleştiren, sürekli olan bitene karşı bir dil ile kendinizi, öncelikleri farklı olan kitleye benimsetebilmeniz mümkün gözükmemektedir. Ekonomiden anlayan ve onun dolayımıyla hayatlarını biçimlendirenlere, ekonomik gidişatın sakıncalarının neler olabileceğini anlatarak işe başlayabilirsiniz.

Ekonomi bozulduğunda sözü edilen diğer kavramlardan ilk hatırlanacak olanın demokratik seçimler olacağı gerçeğini aklınızdan çıkartmadan yarınlara yatırım yapmalısınız.

Kişiler gelip geçicidir buna karşın biz sistemi bir türlü oluşturamadığımız için sürekli olarak kişilerle kaim bir siyasal düzen üzerinden kendimizi gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

Bu ülkenin iki yüz yıldan fazla bir modernleşme deneyimi ve bunun yaratmış olduğu bürokratik organizasyonları mevcuttur. Bu açıdan eldeki insan kaynağını her fırsatta sözü edilen kavramlarla barışık bir hale dönüştüremediysek eğer bunda doksan üç yıllık bütün siyasal iktidarların vebali vardır. Tabii bir de her defasında kendi çıkarları uğruna asıl yapabileceklerini yapmayan adeta var ile yok arasında davranan görünmez burjuvazimizin de büyük bir rolü bulunduğunu da unutmayalım.

Ne dağdaki çobana ne de benim oyum farklı olmalı diye düşünenlere kızın! Kurucu kadromuz cumhuriyeti hayata geçirdiler buna karşın onun düşünsel, siyasal ve toplumsal kökenleri ile bunun kurumsal temellerini güçlü bir şekilde oluşturamadık. Öncelikleri farklı olan insanları birada tutan toplumsal değerlerin neler olduğunu fark eden siyasal kadroların iktidara gelmeleri ve orada kalmayı bilmeleri kaçınılmazdır.

Tüm dünyada liberal değerlerin ve demokrasi kavramının sorgulandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu durumun bize yönelik yansımalarının neler olabileceğini önümüzdeki dönemler daha net bir biçimde ortaya çıkartacaktır. Buna karşın adeta bıçak gibi ortadan ikiye ayrılmış olan ve öncelikleri farklı olan insanlarımızı bir araya getirebilecek politikalara bugün çok daha fazla ihtiyacımız olacaktır.

Bu coğrafyanın kültürel gelenekleriyle yoğrulmuş ve bununla demlenmiş fikirler ufuk açıcı olacaktır. İnsanların anladığı dilden konuştuğunuzda ve samimi olduğunuzu hissettirdiğinizde söylediklerinizin etkisi çok daha fazla etkide bulunacaktır. Her gün tartışan ve gerilen ortamdan sıkılan milyonlarca insan olduğu gerçeğini lütfen unutmayın, onlara hitap edecek bir dili bir an önce hayata geçirin!

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"