15 Nisan 2021

Kötü zeminlerde maç oynatmayacağız!

İçinde yaşadığımız futbol ikliminde Türkiye Futbol Federasyonunun olup bitenler konusunda elini taşın altına koymasının vakti çoktan gelip geçmiştir. Oysa federasyonumuz hâlâ kendisi dışında çözüm yollarının yaşananları halledebileceği kanısında ısrar ediyor

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir'in açıklamaları son derece dikkat çekici olduğu için bu yazıyı yazmak elzem oldu. Çünkü sayın başkan en son Cenk Tosun'un sakatlanması sonrasında yaptığı açıklamada yine her zaman olduğu gibi bütün kabahati başında olduğu kurumun dışında kalan, futbolun paydaşlarına atıverdi. Oysa tam aksini yapması ve kendi kurumunun da bugüne kadar yaşanan tüm gelişmeler konusundaki eksikliklerini dile getirmesi gerekirdi. Türkiye'nin tipik sıkıntılı olduğu noktalar neyse aynısını futbolda da görmek aslında şaşırtıcı olmayan bir durumun ortaya konmasından başka bir şey değildir. Çünkü ülkenin kurumları birbirlerine benzerler ve birinde yaşanan aksaklık sadece orada kalmaz, bir de buna yönetsel zihniyeti eklediğiniz anda işlerin neden sürekli olarak halledilmediğini daha iyi anlayabilirsiniz.

Önce TFF Başkanı'nın neler söylediğine bakalım:

"Yeter artık, Türk futboluna yakışmayan statlarda, kötü zeminlerde maç oynatmayacağız. Stadın zemini kötüyse kulüplere orada maç oynama yasağı gelecek, maçları başka illere alınacak."

Sayın başkanın Türk futboluna yakışmayan statlar konusundaki hassasiyeti üzerinde durulmayı hak ediyor. Çünkü yıllar içinde ülkenin dört bir yanında stadyumların inşa edilmesine tanıklık ettik fakat her nedense yine aynı stadyumlarda başta çimlerin bakımı olmak üzere, sahaların berbat hale dönüşmesi konusunda hiçbir şey yapılmadığını da yine hep birlikte gördük.

Çok değil birkaç ay önce Galatasaray kulübünün Ali Sami Yen spor kompleksinde yaşanan sorunlar gündeme gelmiş ve bu konuda Galatasaray kulübü sahasının yaşadığı sorunları aşabilmek için federasyona maçlarını başka yerde oynama teklifinde bulunmuştu. Aldığı yanıtın olumsuz olduğunu belirtmeye bilmem gerek var mıdır? Bir diğer önemli husus ise stadyum zeminlerinin kötülüğü konusunda futbol federasyonunun bundan sonra maçlar öncesi görevlendirme yapması mı söz konusu olacaktır? Tabii buna eklememiz gereken bir diğer nokta ise bu karar bütün takımlarımız için aynı şekilde mi gerçekleşecektir? Yani İstanbul'daki Şükrü Saracoğlu stadyumu, Ali Sami Yen spor kompleksi veya Vodafone Park'taki zemin bozuklukları için de aynı hassasiyeti gösterebilecek misiniz?

Başkanın açıklamalarının devamı da son derece ilgi çekici:

"Bana gelen bilgiyi söylüyorum. Beşiktaş'ın top tekniğini engellemek için sahayı sulamadıkları iddia ediliyor. Bu yıl bu olayları çok yaşadık. Artık kesin kararlar alıyoruz. Futbol Müsabaka Talimatı ile diğer yönetmeliklerde tüm kulüplere 'profesyonel uzman saha bakım ekipleri' kurma zorunluluğu getiriliyor. Tıpkı kaleci antrenörlüğü gibi bu da mutlak kurulması gereken kadro olarak kabul edilecek. Yeter artık. Türk futboluna yakışmayan statlarda, kötü zeminlerde maç oynatmayacağız. Stadın zemini kötüyse kulüplere orada maç oynama yasağı gelecek, maçları başka illere alınacak."

Başkan'ın belirttiği zeminin sulanması veyahut sulanmaması durumu sadece Türkiye'de değil dünyanın pek çok ülkesinde ev sahibi takımların kendileri için avantaj elde etme adına başvurdukları yöntemlerden bir tanesidir. Yaşanan sakatlık sonrasında sanki bu durum ilk kez ortaya çıkmış gibi bir açıklamaya başvurmak akıl alır gibi değildir. Türkiye Futbol Federasyonunun yaşanan gelişmeler sonrasında futbol müsabaka talimatında bir değişiklik yapılması suretiyle profesyonel uzman saha bakımı ekipleri kurma zorunluluğu getirmesi gibi bir durum da yine olan bitene nasıl yaklaştığımızın trajikomik bir örneğidir.

Herhangi bir konuda sıkıntı yaşanıyorsa o sıkıntıyı ortadan kaldırmak için bir görev tanımlaması yaparız ve olayı hallederiz. Bu bakış açısı bir anlamda içinde yaşadığımız kültürün sorunları çözmenin değil başka bir hale büründürmenin ta kendisini bizlere net bir biçimde göstermesinden ibarettir. Futbol Federasyonu başkanımıza harcama limitleri meselesini ardından alt yapılar konusunda neler yapıldığını hatırlatmaya bilmem gerek var mıdır? İçinde yaşadığımız futbol ikliminde Türkiye Futbol Federasyonunun olup bitenler konusunda elini taşın altına koymasının vakti çoktan gelip geçmiştir. Oysa federasyonumuz hâlâ kendisi dışında çözüm yollarının yaşananları halledebileceği kanısında ısrar ediyor.

Türkiye'de futbolun farklı bir anlayışa bürünmesini istiyorsak başta Futbol Federasyonu olmak üzere bütün futbol paydaşlarının samimi bir şekilde yaşananlara yaklaşması gerekmektedir. Sorunların çözümü birtakım yasaklar getirmekten geçmediği gibi yeni kadrolar tahsis etmekten de geçmeyecektir. Şekle değil öze odaklanın ve yaşananlar konusunda önce kendi hatalarınızı kabul etmekle işe başlayın. Ardından yapılacaklar hususunda ise öncelikle futbol federasyonu bütçesinden futbolun geliştirilmesine daha fazla yatırım yapmayı deneyin.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kupanın adı süper, geride bıraktıkları ise…

Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin, ezeli rekabet gibi bir kavramı kullanma hakları ortadan kalkmıştır. Artık kendi duruşlarının mutlak surette doğru olduğunu düşünenlerin, ortak bir paydada rekabet edebilme ihtimalleri kalmamıştır! 

Futbolda yaşananlar yeşil sahayla sınırlı değil

Ülke futbolu, bir karşılaşmada çıkan olaylar sonrasında ülkenin en büyük kulüplerinden birisi olan Fenerbahçe’nin ligden çekilmeyi tartışacağı 2 Nisan tarihindeki genel kurulu ile PFDK sevkleriyle verilecek cezalar arasında sıkışıp kalmış vaziyette

Göz göre göre bugünlere geldik

Toplumsal hayatımızdaki şiddet üreten etmenleri es geçtiğimiz sürece futbol sahalarındaki şiddeti sadece cezai tedbirlerle önleyebilmemiz mümkün değildir. Bu olay sonrasında cezai tedbirlerin arttırılması tekrar gündeme getirilecektir ancak göreceksiniz ki bu da yaraya merhem olmayacaktır