Videoröportaj

"Aşıklar Bayramı"nın yönetmeni Özcan Alper: Biz özür dilemeyi beceremiyoruz

Yönetmen Özcan Alper "Aşıklar Bayramı" filmini Muammer Brav'a anlattı

01 Eylül 2022 16:29

Yönetmen Özcan Alper’in edebiyatçı Kemal Varol'un aynı adlı romanından uyarladığı "Aşıklar Bayramı" filmi Netflix’te gösterime girdi.

Filmin başrollerini Settar Tanrıöğen ve Kıvanç Tatlıtuğ oynuyor. Yönetmen Özcan Alper "Aşıklar Bayramı" filmini çekmeye nasıl karar verdiğini ve çekim sürecinde yaşananları  T24 ekranlarında Muammer Brav'a anlattı. 

 "Aşıklar Bayramı"  nın konusu hakkında bilgi veren Özcan Alper " Film, 25 yıldır görüşmeyen aşık bir baba ile avukat oğlunun yeniden karşılaşması, içsel ve fiziksel olarak yaşadıkları yolculuk, hesaplaşma ve çatışmalarını anlatıyor" ifadelerini kullandı. 

"Kitabı bitirdiğimde kalbimin bir tarafında bir çizik oluştu"

Aşıklar Bayramı kitabının yazarı Kemal Varol ile yollarının nasıl kesiştiğini ve filmi çekmeye nasıl karar verdiğini de anlatan Alper, "Edebiyata ciddi bir ilgim var. Kemal Varol'u da beğenerek takip ediyordum. Varol genç kuşak edebiyatçılarımızdan en beğendiğim isimlerden biri. Onun bir okuru bana 'Aşıklar Bayramını' okudun mu dedi. Listemde olduğunu ama daha okumadığımı söyledim. Bir gün oturdum ve kitaba başladım. Bir oturuşta kitabı bitirdim. Kitabı bitirdiğimde kalbimin bir tarafında bir çizik oluştu diyebilirim. Bir baba oğul hikayesi, o ikili iletişimin çok ötesinde katmanlı bir durum. Tuhaf bir duyguya kapıldım. Ertesi gün kalktım kitap aklımdan çıkmadı ve yine okumak istedim. Ve sonrasında da filme başlamaya karar verdim. Kafamda hep bir edebiyat uyarlaması yapmak vardı. "Aşıklar Bayramı" nın çok iyi bir film uyarlaması olacağına fazlasıyla ikna oldum. Kitap uyarlaması çok zor bir meseledir. Hele ki bu tarz kitaplar her okuyucu da farklı düşünce ve hissiyatlar yaratabilir. Ama Kemal'in de desteği ile filmi çektik" dedi.  

"Oyuncuyla çalışmanın yolda olmak, yoldaşlık etmek olarak gördüğümü ona söyledim"

Senaryonun yazılması sonrası oyuncuların seçilmesine de değinen Alper, "Senaryoyu yazdıktan sonra karakterler için oyuncu düşünmeye başladık. İlk aklıma gelen isim Kıvanç Tatlıtuğ oldu. Ona senaryoyu gönderdik, tanıştık ve enerjimiz fazlasıyla tuttu. O da oynamak isteyeceğini söyledi. Kıvanç son yıllarda takip ettiğim bir isimdi. Ona şunu söyledim. Ben bir oyuncuyla çalışmayı yolda, yolculukta olmak, yoldaşlık etmek gibi gördüğümü söyledim. Kıvanç inanılmaz çalışkan biri . Aynı zamanda hikayeye katkı olarak kendinden de bir şeyler kattı. Bu çok özel bir şey" diye konuştu. 

Önerilen karakteri Settar Tanrıöğen'in ise en başta kabul etmediğini belirten Alper, "Settar'da şunu gördüm. İlk rolü teklif ettiğimde rolü kabul etmek istemedi. Zor bir karakter olduğunu söyleyerek, 'Bana biraz zaman ver ben o gömleği giyebilirsem, giyebileceğimi düşünürsem oynarım' dedi. Ve gerçekten şöyle bir şey oldu 1.5 ayda film için 13-14 kilo verdi. Bu inanılmaz bir şey. Bir sürü genç oyuncunun bunu bilmesini isterim" dedi.

"Yetiştiğimiz coğrafya, yetişme kültürümüz sebebiyle özür dileyemiyoruz"

Brav'ın filmin alışık olunan diğer yol filmlerinden farklı olduğunu söylemesine de yanıt veren Alper, "Film birbirini tanıma ve affetme üzerine bir hikaye. Yol filmleri daha büyük dönüşümler ve fiziksel yolculuklardan oluşur. Bu sözünü ettiğim dönüşün romanda çok belirgindi. Ben bunu biraz törpülemek istedim. Anlatmak ve aktarmak istediğim şey ayrılmış bir baba oğulun, yıllar sonra karşılaşması ve dönüşümleriydi. Benim temalarım yüzleşme ve affetme üzerinedir. Hikayeler hep buraya varır. Sadece politik  olarak da değil yetiştiğimiz coğrafya, yetiştirilişimiz, yetişme kültürümüz  nedeniyle özür dileyemiyoruz. Biz özür dilemeyi beceremiyoruz. Kendime de dönüp baktım. Bazen soruyorum neden özür dilemek bu kadar zor. Bazen bunu içimizden istesek dahi başaramıyoruz, ifade edemiyoruz. Suskunluğa dönüşmemiz bu filme aktarmak istediğim bir başka taraftı."