12 Aralık 2019 13:25
Hülya Avşar'ın katıldığı bir radyo programında “Âşık olacağım adamın benden güçlü olması gerekiyor" sözlerini yorumlayan Atay, "Hülya Avşar, ataerkilliğimizin ‘Diva’sıdır ve bu topraklarda ataerkilliği ‘unisex’ olarak yeniden üretiyor" dedi.
Atay, Hülya Avşar'ın kariyer geçmişini hatırlatarak, "Hülya Avşar hiçbir şey olamayarak her şey oldu bu ülkede. Kitle kültüründe yükselmenin formülü ‘3G’, yani gençlik, güzellik ve görünürlüktür. Avşar da hiçbir şey olmadığı halde her şey olmayı bunlara borçlu. O, 'Meşhuriyet Çağı'mızın ikonasıdır" yorumunda bulundu.
Atay, evli bir çiftin New York'tan Los Angeles'a kadar uzanan boşanma hikayesini konu alan Marriage Story (Evlilik Hikâyesi) filmi ile Kıvanç Sezer’in vizyondaki Küçük Şeyler filmini de karşılaştırmalı çerçevede yorumladı.
Küçük Şeyler’in gerçekçi bir evlilik trajikomedisi olarak Marriage Story’nin Türkiye koşullarında karşımıza çıkan bir örneği sayılabileceğini ifade eden Atay, "Bu iki film birlikte etkileşimsel bir çerçevede izlensin” önerisinde bulundu. Bu doğrultuda, yaşanan hayatın içinde evliliğin “şirketsel” bir işleyiş içinde olduğunu belirterek, "Erkek, kendisini iş hayatında, statü arayışında ve para kazanma yolunda ilerletirken aynı motivasyonun kadında da kendini göstermesiyle geleneksel denge bozuluyor, bunun yerini alacak yeni, daha eşitlikçi ve sağlıklı bir denge kurmak çok kolay olmuyor" yorumunu getirdi.
Seden Mestan’ın İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın muzu duvara bantlayarak başlattığı sanatsal çalışmanın sosyal medyada fenomen haline gelmesine dikkat çekmesi üzerine de Atay, "Sanatın, görselin anlamsızlığında boğulduğu, kültürün endüstriyelleştiği dünyada, sanat eserinin ‘marka’ olarak metalaşmasıyla bağlantılı bir vurgu var burada. Sanat eseri ‘fenomen’ olabilirse değer kazanabiliyor ancak kitleler nezdinde. Cattelan’ın bizi düşündürmek ve rahatsız etmek istediği husus sanırım bu” dedi.
© Tüm hakları saklıdır.