Videoröportaj

Bejan Matur yazdığı ve seslendirdiği şiirlerini anlattı: Ölümü unutarak vicdanımızı karartıyoruz

Şair Matur, kendi seslendirdiği albüm 'Yedi Gece'yi ve 'Dünya Güzeldir Hâlâ' kitabını Candan Yıldız'a anlattı

03 Nisan 2021 22:44

''Doğmak... Acıdan bir elbise... Giymesen eksiksin... Giysen ölüm''

Bu dizeler sessizliğini şiirleriyle yeniden bozan, şiirlerini sesiyle buluşturan şair Bejan Matur'un 'Sanatın sessizlikte demlenmesi gerektiğine inanıyorum' diyerek biriktirdiklerini damıttığı 'Dünya Güzeldir Hâlâ' kitabından...

Kalan Müzik'ten çıkan, şiirlerini seslendirdiği  'Yedi Gece' albümü de özel bir çalışma olmuş. Büyük yönetmen Theo Angelopoulos'un filmlerinin büyük müzisyeni Eleni Karaindrou için söylenen "Angelopoulos'un filmleri başkadır ama müzikleri daha başka" sözünün hatırlattığı gibi albümdeki müziklere imzasını atan Serkan Duran da dikkati çekiyor. 

Bejan Matur'la 'Yedi Gece' ve 'Dünya Güzeldir Hâlâ' dan yola çıkarak şiirlerindeki derin hüznü, ölüm ve yaşamı, acıyı coğrafyaları, toplumsal iyileşmede sanatın şifalandırıcı gücünü konuştuk.

Bejan Matur

Şiirleri 36 dile çevrilen şair, "Ölüm fikriyle çok erken karşılaşan insanlarda bir tür vicdan gelişiyor. İnsanı tek terbiye eden şeyin ölüm olduğunu düşünüyorum. Ölümü unutarak vicdanımızı kapatıyoruz, karartıyoruz" dedi. 

Sanatın 'insanın ruhunun kalesi' olduğunu ifade eden Matur, "sanatın görünmez bir şekilde toplumsal dokuyu onardığını" söyledi.

Sanattan kopuşun ya da sanatsal alanın zayıflamasının toplumlar için asıl tehlike olduğunu ifade ederken kendi hayatından da kesitler aktaran Bejan Matur, üniversite yıllarında gördüğü ağır işkence sonrası sessizlik ve şiirle buluşmasını da anlattı ve ekledi: "Ankara Hukuk'ta okurken 28 gün karanlık bir hücrede kaldım. Şiiri sözsüz ritimsel haliyle yaşadım yıllarca. Artık şiire sesime vermek kendi sesimi bulmak gibi" diye konuştu. 

Bejan Matur

Şair Matur'la söyleşimizden çarpıcı bölümler şöyle: 

"Hepimize etki eden travmalar şiirlerime sızıyor. Tabii ki insana, iyiliğe, insanın kalbine inancım var. Ölüm, insan bu trajediyle doğar. Ama bunu unutmak ister. Bütün hayatı bunu unutmanın özetir. Bunu unutmak için biz medeniyeti inşa ederiz, savaşlar yaparız, hızı icat ederiz, kendi doğal ritmimizi yok ederiz. Bütün dert ölümü unutmaktır. Sanat ölümü unutturmamak için ölümle barışık bir fikirle hareket ettiği için çok kalıcı çok dönüştürücü.

Sonsuz bir iktidar peşinde olmamalı insan yaşarken. Bütün bu soruların yok oluşun ve çürümenin sebebi de o .İnsanın kapasitesinin üstünde bir güce talip olması, sonsuz olma arzusu... Ama sonsuzluk orada değil."