Yaşam

Zihni Sinir projesi mi: Sokmayan arı üretilecek!

DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, sokma davranışı yönünden agresif olmayan aro kolonilerini çiftleştirdiklerini söyledi

11 Mayıs 2014 22:57

DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, sokmayan arı ırkı geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Kekeçoğlu, yürüttükleri araştırma hakkında şunları söyledi:

"Siyah deri kaplı topu sallandırıyoruz, çok fazla sokma davranışı olan hırçın arılar, saldırıp iğnesini bırakıyor. Bir kovanda 10 iğne bırakıldıysa, diğer kovanda 1-2 iğne bırakabiliyor. En az iğne bırakan kolonilerden kraliçeleri alıp, yine en az iğne bırakan erkeklerin spermleriyle suni tohumlama yapıyoruz. Önceden tespit ettiğimiz kraliçelere, deneme usulüyle az sokan erkek arıların spermleriyle suni tohumlama yapıyoruz. Dolayısıyla en iyi analarla en iyi babaları, sokma davranışı yönünden iyi, agresif olmayan kolonileri bir araya getirmiş, çiftleştirmiş oluyoruz.

Böylece onlardan doğan işçi arılar da agresif olmuyor. Daha sakin ve iyi huylu oluyor."

Kekeçoğlu, amaçlarının kent merkezinde de arı yetiştirilebilmesini sağlamak olduğuna dikkati çekerek, ıslah ve seleksiyon yöntemiyle İstanbul'un "göbeğinde" bile arı yetiştirilebileceğini vurguladı.

Sokma davranışının yanı sıra başka özelliklere de baktıklarına işaret eden Kekeçoğlu, şunları kaydetti:

"En iyilerini seçtikten sonra laboratuvar koşullarında suni tohumlama çok önemli çünkü kraliçe arıya en iyi kovanların erkek arılarından sperm enjekte ediyoruz. Bu, insanlardaki tüp bebeğe benzer bir olay aslında. Biz de burada tüp arı oluşturuyoruz. Tüp arılar, sakin ve iyi huylu, sokma davranışı yönünden ıslah edilmiş oluyor. Hedefimiz, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de şehir merkezlerinde insanların bahçelerinde kedi köpek yetiştirdiği gibi arı yetiştirebilmeleri, kendi balını üretebilmeleri, yiyebilmeleri."

 

‘Hasta olmayan arı ırkı da üretiyoruz’

 

"İğneleme metodunu kullanıyoruz. Bu metotla 100 petekten 100 gözü delip, 24 saat sonra resimlerini çektiğimizde ölü larvaları temizleme davranışına bakıyoruz. 100 gözden 95'ini temizleyen arıları alıyoruz, o kolonilerin ana arılarıyla erkek arılarını yine laboratuvar koşullarında suni tohumlama cihazıyla kontrollü çiftleştiriyoruz. Hastalıklara karşı dirençli, en iyi erkeklerin spermleri ile en iyi dişileri bir araya getiriyoruz, onlardan doğan çocuklar da yine hastalıklara dirençli oluyor.

Bu çalışmayla çok bal veren arı ırkını da tespit etmeyi amaçlıyoruz. Arıcılar, ellerinde çok fazla bal veren koloniler olmasını ister. Bunun için de 15 günlük periyodlarla kovan tartımı yapıyoruz. Periyotlar arasındaki artış, en fazla bal veren koloniyi gösteriyor. O kolonilerden seçerek yine suni tohumlama yöntemine gidiyoruz. Proje sonuçlandığında burada gerçekten kaliteli koloniler elde etmiş olacağız. Tabii ki amacımız kolonilerin burada kalması değil, hem Düzce'ye hem de tüm Türkiye'ye faydalı olması. İsteyen arıcılar ya da meraklıları buradan rahatlıkla temin edebilecek."