Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 2012 yılında zihinsel engelli 21 yaşındaki S.B.'yi kaçırarak tecavüz ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 33 yaşındaki İ.K. ve 36 yaşındaki M.A., 2015 yılında 'Nitelikli cinsel saldırı' ve 'Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun bırakmak' suçlarından 15'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sanık avukatının itirazı ile dosyayı görüşen Yargıtay, mağdurun mevcut akıl hastalığının hekim olmayanlar, çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı konusunda rapor alınmadığını belirterek kararı bozdu.
Yeniden yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Kurulu'ndan alınan raporda, 'mağdurdaki zekâ geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceği' belirtildi. Bunun üzerine mahkeme 2 sanığı, 'Beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik cinsel saldırı' suçu yerine, 'Nitelikli cinsel saldırı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 11'er yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı.
İddianame
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre, 6 Ekim 2012 günü Silvan’daki evinin önünde oturan 21 yaşındaki zihinsel engelli S.B., 33 yaşındaki İ.K. ve 36 yaşındaki M.A., tarafından kaçırıldı. İddianamede şüphelilerin S.B.'yi besi çiftliği olarak kullanılan yere götürdükleri ve karşı çıkmasına rağmen S.B.'ye defalarca tecavüz ettikleri yer aldı. İddianamede, alınan rapora göre mağdurun tecavüz olayının hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı, bu nedenle bedensel ve ruhsal açıdan kendini savunamayacak düzeyde olduğu ifade edildi. İddianamede, tutuklanan iki şüphelinin, 'Nitelikli cinsel saldırı' ve 'Kendini savunamayacak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak' suçlarından 33'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diyarbakır 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi, gönderilen iddianamenin kabulüne ilişkin yapılan ilk duruşmada, tutuklu sanıklar İ.K. ve M.A.'yı tahliye etti.
"Ağlayınca 20 lira verip ilçe merkezine bıraktılar"
2013 yılında başlayan yargılama sırasında ifadesi alınan sanık M.A. ve İ.K., suçlamaları reddederek, mağdur S.B.'ye cinsel istismarda bulunmadıklarını söyledi. Mağdur S.B. ise, iki şüphelinin de kendisine cinsel istismarda bulunduğunu belirterek şöyle dedi:
"Olay günü beni tehdit edip, zorla arabaya bindirdiler. Beni besi çiftliklerinin olduğu yere götürdüler. Burada sanıklar sırayla ve zorla benimle cinsel ilişkiye girmeye başladı. İçinde bulunduğum zor durum ve bitkin olmam nedeniyle karşılık veremedim. Ağlamaya başladıktan sonra İ.K., diğer sanığa bana vermesi için 20 lira uzattı. Sonra beni ilçe merkezinde bıraktılar."
Adli Tıp: Ruhsal olarak cinsel istismara karşı koyamaz
Yargılama sürecinde Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Kurulu'na sevk edilen mağdur S.B.'de 'orta ve hafif derece zekâ geriliği' saptandı. Mağdurun zeka geriliği nedeniyle maruz kaldığı olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı belirtilen raporda, zekâ geriliğinin cinsel saldırı eylemine ruhsal olarak karşı çıkmasına engel olacak düzeyde olduğu ifade edildi. Raporda, mağdurun ifadelerine itibar edilebileceği belirtildi.
Yargıtay 15 yıl cezayı bozdu
Adli Tıp raporunun alınmasının ardından 29 Ocak 2015 tarihinde kararını açıklayan mahkeme, sanıklar İ.K. ve M.A.'ya 'Nitelikli cinsel saldırı' ve 'Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun bırakmak' suçlarından 15'er yıl hapis cezası verdi. Kararda, duruşmada hazır olmayan sanıklar hakkında, kaçma olasılığı bulunması nedeniyle yakalama kararı çıkarılmasına da hükmedildi. Yakalanan sanıklar İ.K. ve M.A. 9 Mayıs 2016 günü tutuklandı.
Sanık avukatları ise kararı Yargıtay'da temyiz etti. Dosyayı değerlendiren Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi, orta ve hafif düzeyde zekâ geriliği olduğu belirtilen mağdurenin bu durumunun doktor olmayanlar, çevrede yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı konusunda ek rapor aldırılmadan hüküm kurulduğunu belirterek, kararı bozdu.
Ceza 11 yıl 8 aya düştü
Dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesinin ardından tutuklu sanıklar İ.K. ve M.A.'nın yeniden yargılanmasına 2017 yılında başlandı. Yargıtay'ın talebi üzerine yeniden Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen mağdur S.B.'de bulunan zekâ geriliğinin hekim olmayan kişiler tarafından anlaşılamayabileceği, ancak kendisini tanıyanlar ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılabileceği belirtildi. Rapor üzerine yeniden karar veren mahkeme, sanıklar M.A. ve İ.K.'yı 'Beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik cinsel saldırı' suçu yerine, 'Nitelikli cinsel saldırı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 11'er yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı.