Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a suikast girişimi davasına onikinci duruşmayla bugün devam edildi. Mahkeme heyeti, dün avukatları gelmediği için ek savunmalarını yapamayan sanıkları dinliyor. 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olduğu iddia edilen ve 15 Temmuz'da Ankara Kara Havacılık Okul Komutanı olarak görev yapan Ünsal Çoşkun "İddianamede azmetirici suçlaması benim için siyah beyaz bir konum. Yapılan görevi bilmiş olsam Cumhurbaşkanımızın gece saat 03.00 sıralarında televizyonda açıklama yapacağını öğrendiğim anda bunu bildirir 'Orada ne işiniz var' derdim. Bu açıdan iddianamede yer almam mümkün değil" söyleriyle kendini savundu. MAK timinden Astsubay Zekeriya Kuzu "Sayın hâkimim, ifadelerim sırasında sebebi ne olursa olsun yanlış zamanda yanlış yerde olan biri eşi ve çocukları ile tehdit edilirse 'Roma'yı da ben yaktım' der. İfadelerimde polisin ağzından çıkan ifadeleri kullandım. FETÖ'den zarar gören insanlar kandırıldığını söylüyor. Operasyonla ilgili ben de kandırıldım" iddialarında bulundu.
Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari, 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan sanıklar, sabah saatlerinde yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde davanın görüldüğü Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na getirildi. Binanın bahçesinde araçlardan indirilen sanıklar, jandarmalar eşliğinde salona alındı.
Fethullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu duruşmada bugüne kadar eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, eski Tuğgeneral Ünsal Coşkun, eski Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Binbaşı Şükrü Seymen, eski Binbaşı Taner Berber ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nın 'üs imamı' olarak anılan eski Astsubay Zekeriya Kuzu, eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı Yüzbaşı İsmail Yiğit, helikopter pilotları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın da arasında bulunduğu tutuklu sanıkların tamamı dinlendi.
Yargılamada bugün mahkeme heyeti, dün avukatları gelmediği için ek savunmalarını yapamayan sanıkları dinleyecek. Sanıkların avukatları tarafından savunmalarının yapılmasının ardından yetişmesi durumunda bugün, aksi takdirde yarın ara kararın açıklanması bekleniyor.
Ünsal Coşkun: İddianamede azmetirici suçlaması benim için siyah beyaz
Habertürk Haber Merkezi'nden Kadir Tamer'in haberine göre, 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olduğu iddia edilen ve 15 Temmuz'da Ankara Kara Havacılık Okul Komutanı olarak görev yapan Ünsal Çoşkun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davaya müdahil olmasını kabul ettiğini belirterek, "Harekat kontrolü verdiğimiz hava araçlarının görevine karışmıyoruz. Sadece personel ve yakıt ile lojistik anlamda bakımlarına karışıyoruz. Genel Kurmay'a tahsis edilen 4 helikopter söz konusu. Göreve müdahil değilim. İddianamede azmetirici suçlaması benim için siyah beyaz bir konum. Yapılan görevi bilmiş olsam Cumhurbaşkanımızın gece saat 03.00 sıralarında televizyonda açıklama yapacağını öğrendiğim anda bunu bildirir ‘orada ne işiniz var' derdim. Bu açıdan iddianamede yer almam mümkün değil. Şu anda Ankara'da hakkımda açılan ayrı bir dava var. O nedenle Ankara'ya tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Kuzu: Kaderin cilvesiymiş,
bunu yaşayacakmışım
Daha sonra talebi sorulan MAK timinden Astsubay Zekeriya Kuzu, kendisini 'FETÖ'cü olarak suçlayan kişilerin mahkemede dinlenmesini talep ederek, "Hakkımda daha önceden başlatılan soruşturma kapsamında çıkan kararların incelenmesini talep ediyorum. Kaderin cilvesi, bunu yaşayacakmışım. Astsubay rütbesinde hiçbir şeyde yetkisi olmayan, milliyetçi düşünceleri nedeniyle ceza almış biri olarak bugün tam tersi olarak suçlanıyorum. Zekeriya Kuzu adında hain terör örgütü yaftası yakama asılmış. Eski asker olarak, 12 Eylül'ü yaşamış biri olarak 52 yaşında bir insanım. Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurtarılmasına gitmediğim için suçlandım. Sayın hakimim ifadelerim sırasında sebebi ne olursa olsun yanlış zamanda yanlış yerde olan biri eşi ve çocukları ile tehdit edilirse 'Roma'yı da ben yaktım der.' İfadelerimde polisin ağzından çıkan ifadeleri kullandım. Herkesin birbirinden kaçtığı, avukatların bile beni savunmak istemediği bir dönemde benim FETÖ üyesi olmadığımı söyleyecek kişilerin tanıklık yapmasını istemiyorum. FETÖ'den zarar gören insanlar kandırıldığını söylüyor. Operasyonla ilgili ben de kandırıldım. Huzurunuzda her zaman tahliye talebim var takdirini size bırakıyorum" dedi.
Şehit polisin ölüm raporu
Mahkeme'de bazı sanık avukatlarının 15 Temmuz gecesi askerlerle giren çatışmada şehit olan polis memuru Nedip Cengiz Eker'in ölüm raporunda hastaneye getirildiği saatin yanlışlığın gündeme getirilmesi üzerine duruşma savcısı, "Kuşkuyu gidermek için şehit polis memurunun hastaneye getirilişi ilgili kamera görüntüleri dosyaya eklendi. Sürekli bunun gündeme getirilmesini iyi niyetli bulmuyorum. Şüpheli ölüm olaylarında önce muayene, sonra otopsi, en sonunda rapor hazırlanır. Vücuttaki morluklar dahi belirtilir. Raporda da şehit polis memurunun ölüm sebebinin ateşli silahla olduğu kesin başlıklarla belirtilmiştir" dedi.
Duruşmada sanık avukatları, sanıkların mal varlığı ile banka hesaplarının üzerlerinde bulunan tedbir kararlarının kaldırılmasını talep ettiler.
Şükrü Seymen: Nereye ve ne için gittiğimizi biliyordum
15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından eski Binbaşı Şükrü Seymen, "12 kişiyi ben seçtim, helikopteri ben ayarladım. Nereye ve ne için gittiğimizi biliyordum. Ben bir askerim, verilen emri yerine getirdim." dedi.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının konferans salonunda görülen duruşmada, dava dosyasına giren delillerle ilgili sanıklar ve avukatlarının talepleri dinlendi.
Suikast girişimini yönettiği iddia edilen eski Binbaşı Şükrü Seymen, duruşmada müşteki avukatlarının, sanıkların tek elden savunma yaptığı yönündeki beyanlarını reddetti.
Duruşma başında, "Darbede yer aldım ve çocuk gibi ağlayacak halim yok." dediğini hatırlatan Seymen, kendisi dışında hiçbir sanığın böyle bir beyanda bulunmadığına dikkati çekti.
FETÖ mensubu olmadığını öne süren Seymen, kendilerini almadığı için infiale kapılarak sikorsky helikoptere ateş ettiği iddiasını reddetti.
Seymen, "12 kişiyi ben seçtim, helikopteri ben ayarladım. Nereye ve ne için gittiğimizi biliyordum. Ben bir askerim, verilen emri yerine getirdim." savunması yaptı.
Eski Özel Kuvvet üyelerinden Üsteğmen Murat Köse ise mahkeme salonu dışındaki protestocuları, "marjinal küçük bir grup" diye nitelendirerek, "Tehlike arz ettiklerini düşünmediğim için tahliyemi talep ediyorum." dedi.
"Maç 90 dakika" notunu kabul etmedi
Söz alan dava savcısı, eski Özel Kuvvetler üyesi Yüzbaşı Mehmet Öztürk'e, cezaevinde bulunan ve kendisine ait olduğu iddia edilen notu sordu.
Önceki oturumlarda söz konusu notla ilgili yönelttiği soruyu sanığın avukatı olmadığı gerekçesiyle yanıtlamadığını hatırlatan savcı, "Tutuklu bulunduğu cezaevinde kendisiyle aynı suçtan tutuklu sanıklara ulaştırılmak üzere yazdığı 'Komutanlarım tekrardan günaydın… ile başlayıp, '15 Temmuz'un son değil başlangıç olduğuna inanıyoruz. Maç 90 dakika daha bitmedi.' notuyla ilgili savunma yapmasını istiyoruz." dedi.
Öztürk, bunun üzerine, "Yazı bana ait değil, atılan bir iftira. Adım kullanılarak bana atılmış bir iftira." cevabını verdi.
Duruşma devam ediyor.