07 Ağustos 2016 16:06
15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Sokaklara çıkın" çağrısı yapmasından bu yana ülke genelinde tutulan demokrasi nöbetlerinin finali niteliğindeki 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi' bugün Yenikapı'da yapıldı. Saat 17:00'de başlayan mitingde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşma yaptı. 80 ilde canlı yayınlanan miting için İstanbul genelinde tüm toplu ulaşım araçları gün boyunca ücretsiz olacak çalıştı. Anadolu Ajansı, mitinge katılanların sayısını 5 milyon olarak açıkladı. Konuşmalar öncesinde Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, siyasi parti liderleri ve KKTC Başbakanı tek tek kürsüye çıkarak katılımcıları selamladı. Konuşmalarının sona ermesinin ardından tüm konuşmacılar kürsüye çıkarak birlikte kalabalığı selamladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde CHP ve MHP liderlerine mitinge katılma çağrısı yapmış, Devlet Bahçeli katılma kararı alırken, Kemal Kılıçdaroğlu bu çağrıya olumsuz yanıt vermişti. Erdoğan'ın ardından Yıldırım da Kılıçdaroğlu'na katılma çağrısında bulunmuş, taraflar arasındaki temasların ardından CHP MYK'sından mitinge katılma kararı çıkmıştı. Kılıçdaroğlu, Yıldırım'dan meydanda dev bir Atatürk posteri bulunması ve daha büyük bir poster bulunmaması talebinde bulunmuştu.
Yenikapı'daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi bugün milyonların katılımıyla gerçekleştirildi. Resmi olarak saat 17:00 sularında başlayan mitingte sırasıyla Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kürsüye çıkarak kalabalıkları selamladı. Selamlama sırasında Erhan Güleryüz'ün darbe girişiminin ardından yaptığı "Millet Marşı" çaldı.
Ardından darbe girişiminde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu ve Kuran tilavetine geçildi. Tilavetin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kürsüye çıkarak dua okuttu. Görmez'in ardından darbe girişimi sırasında yaralanan bir vatandaş çıkarak konuşma yaptı. Bu arada protokolde eski başbakanlardan Tansu Çiller'in de olması dikkat çekti.
Yaralanan vatandaşın konuşmasını bitirmesinin ardından ilk olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kürsüye çıktı.
Bahçeli, şunları söyledi:
Büyük Türk Milleti, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın TBMM Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı, Sayın Genelkurmay Başkanı. Bu mahşeri kalabalığı, yere göğe sığmayan bu izdihamı selamlıyorum.
Kardeşlerimi bağrıma basıyorum. Heyecanınız güç veriyor. Zorla dayatılan geceyi aydınlatıyor. Tüm Türkiye’yi hasretle kucaklıyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.
Bu ihtişamlı coşkuda görüyorum ki oyunlara ve aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Kardeşliği inançla savundunuz. Hainlere, teröristlere haddini bildirdiniz.
Yenilgi nedir tanımadınız. Ben de varım, buradayım dediniz. Yıkılmadım ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz, yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz.
Bahtiyarım çünkü Türkiye’nin şahlanışını gururla izliyorum. Bükülmez bilek, eğilmez baş burada, bu meydandadır. Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı'dan başlamaktadır.
Türk milletiyle iftihar ediyorum. 15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. Sonnefesimizi vermeyi hedeflediler. FETÖ milletin malı savaş uçaklarıyla saldırdı, bombalar üzerimize yağdı. 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir yıkım hamlesiydi.
Alim ve hoca görünümlü bir terörist beddua seanslarıyla cinayet örgütüne Türkiye’ye vur emri verdi. İblise ruhunu satan vaiz, ihanetle Türk ve Türkiye düşmanlığı ile doruğa çıktı, fitne ve münafıklığı ile rekor kırdı. Fetö Türkiye’nin kalbine nişan aldı.
Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen ne kadar kanı bozuk çevre varsa FETÖ'nün sırtını sıvazladı. Eline silahtutuşturdu. 15 Temmuz darbe teşebbüsü 627 yıl önce Kosova’da mağlup olanların yeni bir kalkışmasıdır.
15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayanlar ile 101 yıl önce Çanakkale’de üzerimize silah sıkanlar aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır.
Ama ihmal ettikleri Türk Milleti'nin asaletidir. 15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi. Tanı ağarmayan zifiri geceye mahkum etmek istediler, itiraz ettiniz. İradenizi çalmak istediler reddettiniz. Yeri geldi tankın önüne yattınız, kurşunların önüne gül bahçesine girer gibi yürüdünüz. Çünkü siz Türk Milleti'siniz.
İzmir’in işgaline hayır deyip silahına sarıla Hasan Tahsin ile hainlere tek başına direnen ve şehit düşen Ömer Halisdemir aynı kahramanlık destanını farklı zamanlarda yaşayan neferleridir.
Ağlaya sızlaya merhamet istismarı yapıp terörizme hizmet eden takiyecilerin farkındayız. Bu vatan, toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. FETÖ, PKK,IŞİD ve PYD’nin şehit ettiği tüm kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum. Diyorum ki şehitler ölmez vatan bölünmez.
Bugün düzenlenen bu miting ile Türkiye tek yürek olduğunu göstermiştir. Müştereklerimiz farklılıklarımızdan daha çoktur. Birliğimizi kararlı bir şekilde korumalıyız, kutuplaşmaları bıçak gibi kesmeliyiz.
Sizler darbe heveslerini teröristlerin kursaklarında bıraktınız. Çürümüşleri elinizin terisyle ittiniz. Nereden olursanız olun, kim olursanız olunuz, kökünüz kökeniniz ne olursa olsun vatanım bayrağım milletim demokrasin şehitlerim demek için Yenikapı’yı doldurdunuz.
Bu ruh devam ettiği sürece hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Hiçbir hayasız Türkiye’ye saldırmaya cesaret edemeyecektir. Yeni bir sayfa açalım, geleceğin haritasını çizelim.
Bu arda Türk askeri topyekün darbeci gösterilmemelidir. Bu sisli ortamda mazlum vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Yeni manda özlemlerine geçit vermeyelim. Bu milleti himayesi altına almak isteyen vesayet odaklarına şans tanımayalım.
7 bölge, 4 mevsim, 81 vilayet ile Türkiye'yiz. Bu topraklarda yeni bir fetret devrine izin vermeyeceğiz. Bin yılın kaynaştırdığı Türk Milleti tuzakları bozacaktır. Millet yeniden doğacak tereddüt ve tehditlerin perdesini yırtıp atacaktır.
Dikkat ediniz şahadet gazilik deyince al bayrak deyince istiklal marşını duyunca yürekleri coşkuyla çarpmayanla paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Onları iyi belleyiniz onlar bizden değildir. Onlar kuzu postuna bürünmüş kripto canavarlarıdır.
Başarmaktan başka çaremiz yoktur. Bağımsız yaşamaktan başka seçeneğimiz yoktur. FETÖ ve efendilerini tasfiye etmekten başka çare bulunmamaktadır.
Korkma diye başlıyor İstiklal Marşı'mız korkma varsın ihanet karanlık sokaklarda kol gezsin. Fetö ile birlikte küresel güçlerin tetikçiliğini yapan diğer cinayet şebekelerinin kökünü hep birlikte kurutmak zorundayız.
Hala FETÖ’yü vermemek için bin derede su getiren ve tüm ülkelere karşı Türkiye’nin büyüklüğünü gösterelim. Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının aziz arkadaşlarının aziz hatırasını şükran duygularımla selamlıyorum.
Ne mutlu Türküm diyene…
Bahçeli'nin ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Sayın Cumhurbaşkanım, saygı değer eşleri, önceki cumhurbaşkanımız, TBMM’nin sayın başkanı, sayın başbakan ve saygı değer eşleri, KKTC’nin sayın başbakanı, MHP’nin sayın başkanı ve sayın yurttaşlarım hepinizi selamlıyorum.
Bugün, demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün, Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete kurulu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Çok şükür, özellikle buradan TBMM’nin 15 Temmuz akşamı sabaha kadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
240 şehidimiz var. 240 demokrasi şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız. Demokrasinin kahramanlarıdır onlar. TBMM, Gazi Meclisi Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş bir meclistir. TBMM sabaha kadar çalışarak darbecilere karşı dik durarak sadece kendi onurunu değil, sizin seçip parlamentoya gönderdiğimiz milletvekillerinin onurunu korumuştur. Parlamentoda grubu bulunan dört siyasi partinin liderleri ve milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır. Darbeye karşı demokrasi bildirgesini hep birlikte imzalamışlardır. Gönlüm ister ki bu güzel mitinge, beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil, dışındaki genel başkanlar da burada olsaydı. Çünkü, Gazi Mustafa Kemal şunu söylüyor, “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır”.
15 Temmuz bir özelliği var. 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir ülkeyi bırakmış olacağız. Değerli arkadaşlarım, neden ve niçin bu noktaya geldik? Önce, teşhisi doğru koyacağız ki tedaviyi güzel yapalım. “Bir musibet bin nasihatten evladır” diye bir atasözümüz var. Ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım. Yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmemiz.
Ne dedik? Bir musibet bin nasihatten evladır. Bir musibetle karşı karşıya kaldık, neler yapmalıyız neleri söylemeliyiz. 12 madde hazırladım. Benim görüşüm, partimizin görüşü. Sözüm söz, göreceksiniz Türkiye, çağı yakalamış, gerçekten de sokaklarında caddelerinde güler yüzlü insanların olduğu bir Türkiye haline gelecektir.
Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Yapacağımız ilk iş camide siyaset olmayacak, adliyede siyaset olmayacak, kışlada siyaset olmayacak. Adalet arıyorsak, onları başka bir yerde aramamız lazım. Bizim soylu bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var.
2. Siyasette öz eleştiri yapmak gerekiyor. Eğer geçmişi iyi tahlil edebilirsek gelecekte çok daha güzel bir Türkiye inşa edebiliriz. Tekerrür ettirmemeliyiz tarihi.
3. Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Liyakat sisteminde vazgeçmemeliyiz. Bu bizim tarikattan, bu bizim cemaatten, bu bizim partimizden değil, kim işi iyi yapıyorsa geleneği Türkiye’de başlatmalıyız. Sınav için alın teri dökerken, birileri sınav sorularını çalıp devletin önemli yerlerine geliyorsa hep beraber itiraz etmeliyiz.
4. Her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz darbe girişimi demokrasinin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Halk, direnme gücünü kullanarak tankların önüne çıkarak canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Tankın üstüne çıkan, mücadeleyi yapan herkese kadın erkek, yaşlı genç herkese şükranlarımı sunuyorum. Siz bir tarih yazdınız.
5. Demokrasi milletin iradesidir. Onun için diyoruz, ne darbe ne dikta, yaşasın tam demokrasi diyoruz. 21. yüzyılın insanı tam demokrasiye layıktır ve bunun mücadelesini vermeliyiz.
6. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal ve arkadaşları bir anayasa yaptılar, birinci maddesi şudur: Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin. Evet, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milleti yüceltiyor, vatandaşını yüceltiyor. Dolayısıyla hiçbir kimseye, hiçbir aileye, hiçbir zümreye imtiyaz tanınmıyor. Vatandaşlar eşittir, birliktedir, kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir. Cumhuriyetin eşitlik değerlerine hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir değerlerine sahip çıkmamız gerekiyor. Gazi Mustafa Kemal dedi ki cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet bizimdir, bizim alın terimizdir, cumhuriyeti korumak hepimizin görevidir. Elbette ki tek başına yapmadı Mustafa Kemal Atatürk bunları. Hepsi cumhuriyetin kuruluşunda büyük hedefleri vardır. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir, bugün cumhuriyet olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamazdı, Binali Yıldırım Başbakan olamazdı, Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olamazdı. Cumhuriyet bu kadar değerlidir.
7. Parlamenter sistemi güçlendirmek durumundayız. 15 Temmuz akşamı TBMM dik durarak, bombalar yağarken kurşunlar sıkılırken parlamentoyu terk etmedi. Darbeyi püskürttü. Bu nedenle açık ve net söylüyoruz, parlamenter sistemimizi daha da güçlendirmeliyiz.
8. Medyanın özgürlüğü. Vatandaşlarım, 15 Temmuz akşamı bağımsız medya olmasaydı kimse sokaklara çıkmayacaktı. Vatandaş, en meşru hakkı olan direnme hakkını kullanarak demokrasiyi korudu ve mücadelesini yaptı. Göğsünü siper etti tanklara. O nedenle parlamenter sisteme karşı yapılan bu darbe girişimine dik durarak gerekli cevabı vermiştir. Medya özgürlüğünün bir diğer önemi şudur, siyasetçiyiz hatamız olabilir. Bunları dile getirecek olan medyadır. Medyanın bağımsızlığına bütün siyasilerin önem vermesi lazım.
9. Yargının bağımsızlığıdır. FETÖ terör örgütü ordunun içinde yuvalandı, yargının içinde yuvalandı, devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna F tipi örgütlenme diyorduk. Yargının bağımsızlığı neden önemlidir? Adalet istiyoruz. Eğer bir hakim vicdanıyla değil, Pensilvanya’dan aldığı sözle karar veriyorsa hakim değildir. Bunun üzerinde durmalıyız, bu konu üzerinde titremeliyiz. Hemen şunu ifade edeyim, yargının bağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belirli görüş içerisinde hareket etmesi bizim için memnuniyettir.
10. Laikliğin ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz gösterdi. Dini, inancımızı kullanarak her türlü yasa dışı işin içinde olanlar milleti nasıl kandırdılar gördük. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik herkesin istediği gibi inanması demektir. Laiklik inanca saygı demektir, insana saygı demektir. Bütün siyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Kula kulluk yapanların nasıl bir anlayışta olduğunu gördük.
11. Demokrasinin güçlenmesi için mutlaka sorgulayan eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız, birilerinden talimat alıp onun gereğini yapmamalı. Alınan talimata en azından kendi aklında tartmalı. Ne diyor yüce yaradan? “Aklınızı kullanmıyor musunuz?” diyor. Biz 21. yüzyılın Türkiye’sinde darbe girişimin maliyetini görüyoruz, hep beraber eğitim sistemini de güçlendirelim, gelecekteki demokrasimiz için bu çabayı gösterelim.
12. FETÖ terör örgütünü biliyorsunuz, bütün dünya biliyor. Bu örgüt geçmişte Balyoz dediler, Ergenekon dediler, casusluk davası dediler. Hiçbir suçu olmayan pek çok subayımız, eski genelkurmay başkanı dahil tamamını hapse attılar. Yanlış yapıyorsunuz demiştik, onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının FETÖ tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Bir devlet üzerinde büyür. Bir devlet o zaman buradan çağrı yapıyorum, sadece size değil, bütün siyasi liderlere geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet saygın konuma gelmiş olur.
Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. İçimizden bir tek kişinin bile emeği, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye’nin ortak kaybıdır. Bu ülkede bir kişi bile haksızlığa uğradığında tüm Türkiye’nin kaybıdır. Ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukuk diyoruz, adalet diyoruz, devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Adalet mülkün temelidir, devletin temelidir. Dostlarım, 12 madde halinde yol haritamızı açıkladık, eksiği fazlası olabilir. Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin görevi.
Hep birlikte mücadele edelim, hep birlikte gereğini yerine getirelim. Görüyorum ki meydan en ön safta kadınlarımız var. Tıpkı darbe gecesi tankların önünde durdukları gibi. Bundan büyük gurur duyuyorum. Hayatın her alanında bize eşlik etmelerini gönülden diliyorum. Kadınlarımızın desteği, katılımı bizim için vazgeçilmezdir. Bir ülkede kadının yüzü gülüyorsa bilin ki o ülke mutlu bir ülkedir. Hepimiz bu toprakların çocuklarıyız, çiçekleriyle türküleriyle annelerimizin duasıyla büyüdük. Birlikte, kardeşçe yaşadık. Kardeşçe yaşayacağız. Bu topraklar bereketli topraklardır. Yunuslar, Mevlanalar, Neşet Ertaşlar, Erzurumlu Emrahlar var, Ferhatlar var, Şirinler var. Sözlerimi Nazım Hikmet’in Milli Kurtuluş Destanı’ndan bir bölüm okuyarak sonlandırmak istiyorum.
Önce ret, daha sonra kabul etmişti
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, halka sokağa çıkma çağrısı yapmış, o günden bu yana İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere 81 ilde vatandaşlar her akşam sokağa çıkarak darbe girişimini protesto etmişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘demokrasi nöbetleri’nin bugün Yenikapı’da yapılan mitingle taçlanacağını söylemişti.
Sahneye daha sonra Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar çıktı.
Hulusi Akar, programda olmayan konuşmasında şunları söyledi:
"Asil milletimizin kahraman ve fedakâr mensupları, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Bugün burada, 7 Ağustos Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde sizlerle beraber olmanın onur ve heyecanını yaşıyorum. 15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK’ya sızmış bir kısım illegal çete üyesi, terörist hain FETÖ tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve TSK’nin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir.
Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda aziz milletimiz ve TSK’nin gerçek evlatlarıyla emniyet mensupları kahramanca bu hain girişime karşı koymuşlardır.
"Bu rezaleti yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Özellikle şunu belirtmek isterim. 15 Temmuz akşamı saatlerinde TSK bünyesinde yuvalanan terörist hainlerin, FETÖ’nün darbe girişiminin halkımızın peygamber ocağı olarak adlandırdığı TSK’nın ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur. Sizlerin, yüce milletimizin, asker elbisesi içindeki eli kanlı hainler, caniler ile görevinin başında olan, ülkemizin bekası için aynı zamanda PKK ve sınırlarımızdaki diğer tehditlerle de canla başla mücadele eden TSK’nın kahraman mensuplarını ayırmanız bizlere güç vermiştir.
"Asil milletimizin gözünü budaktan esirgemeden canı pahasına milli iradenin hakimiyeti için gösterdikleri kahramanlık ve fedakarlık her türlü takdirin üzerindedir. Bundan dolayı bir kez daha sizlerin şahsında aziz milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de işaret ettiği 'Hakimiyet milletindir' düsturu sonsuza dek sürecektir. Bayrak, vatan, millet ve devletim için ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışıyla mücadele eden TSK personeliyle demokratik hukuk sistemi içinde görevinin başındadır.
"Başta zatıalileri tüm milletimize sonsuz saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Tüm şehitlerimize Allah-u Teala’dan rahmet, yakınlarına sabır, gazilerimize acil şifalar diliyor, en kalbi duygularımla, sizleri, milletimi selamlıyorum."
Binali Yıldırımın açıklamaları şöyle:
Yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan huduttan hududa yol bulup koşan cepheden cepheye soranlarındır. İstanbul, ey aziz İstanbul, bugün muhteşemsin İstanbul. 29 Mayıs 1453’te Sultan Fatih şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa bugün o kadar heyecanlısınız İstanbul. Sayın Cumhurbaşkanım, saygı değer hanımefendi. 11. Cumhurbaşkanım, sayın Meclis Başkanım, ana muhalefet partisinin değerli genel başkanı, MHP’nin genel başkanı hepinizi saygıyla selamlıyorum.
16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrılırken ne kadar umutluysa milletimiz bugün o kadar umutludur. 6 Ekim 1923’te geldikleri gibi giden düşmanın arkasından ne kadar coşkuluysa bugün de o kadar coşkuludur Türk milleti. 27 Mayıs 1994 bir Türkiye sevdalısını, bir Kasımpaşalıyı, bir yiğit adamını seçerken ne kadar güzel İstanbul o kadar güzelsin bugün.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, halka sokağa çıkma çağrısı yapmış, o günden bu yana İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere 81 ilde vatandaşlar her akşam sokağa çıkarak darbe girişimini protesto etmişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘demokrasi nöbetleri’nin bugün Yenikapı’da yapılan mitingle taçlanacağını söylemişti.
Bugün, bizim burada toplanmamıza vesile olan 15 Temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum. Bugün aramızda olan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul’u düşmana teslim etmeyen kimi hastanede kimi evinde kimi aramıza olan kahraman gazilerimizi selamlıyorum. 15 Temmuz’da bu milletin önüne geçtiğiniz için dik durduğunuz için en büyük tehlikeden kurtardığınız için sizlere teşekkür diyorum, sizleri selamlıyoruz.
CHP Genel Başkanını ve tüm CHP mensuplarını darbenin ilk saatlerinde milli iradeden yana net bir tavır koydukları için selamlıyorum. MHP’nin değerli genel başkanını ve bütün ülkücü kardeşlerimizi hükümetimizin yanında, cumhurbaşkanımızın yanında demokrasi savunucusu olduğunuz için yürekten selamlıyorum. AK Partili kardeşlerim CHP’li kardeşlerim, MHP’li kardeşlerim her kesimden değerli vatandaşlarım, bu muhteşem tabloyu bize yaşattığınız için bizi buraya getirdiğiniz için hepinize çok çok teşekkür ediyorum.
Şu anda İstanbul ile birlikte Türkiye meydanlarda bizimle birlikte. 81 ilimiz bizi izliyor, Kıbrıs bizi izliyor. KKTC Başbakanı’nı da selamlıyorum. Dünyanın her köşesinde soydaşlarımız, kardeşlerimiz burada İstanbul’da 81 vilayetimize tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz. Aziz milletim, Necip Fazıl ne güzel söylemiş. “Güneşten başını göklere yükselt, aziz İstanbul.” Sevgili milletim bugün sizlere Nazım Hikmet’in dizeleriyle diyorum ki “Emret ki ölelim, güneşe akın var, güneşi zapt edeceğiz, güneşin zaptı yakın.”
Ahmed Arif’in dizeleriyle duygularımı dile getiriyorum. Bunlar engerekler ve çıyanlardır, ekmeğimize göz koyanlardır. 97 yıl önce 19 Mayıs 1919’da İzmir işgaliyle Sultanahmet meydanında yüzbinler toplandı. Hiç kimse başını eğmedi, kimse ölümden korkmadı. Halide Edip o muhteşem topluluğa “Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa altında şerefle yatarız” dedi. Bu aziz millet toprağın altında şerefle yatanlar sayesinde, toprağın üstünde şerefle yaşıyor. 15 Temmuz akşamı da FETÖ terör örgütünün ihtilal teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık. Üzerimizden uçaklar uçtu, asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Cumhurbaşkanımız başkomutanımız milleti meydanlara davet etti. Salalar okundu, ezanlar baştan başa Türkiye’de yankılandı. Bu aziz millet İstanbul ve Ankara’da, İzmir’de 81 velayette “Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa, toprağın altında şerefle yatarız, şehit oluruz, gazi oluruz” dedi.
Bu millet 15 Temmuz destanını yazdı. 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı’dır. Bu topraklarda şerefimizle, bağımsızlığımızla, kardeşliğimizle bir olarak yaşıyoruz. Sanki bu milletin iradesini çalacaklardı. Bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. İşte burada olduğu gibi.
Bu muhteşem tabloyu hesap edemediler. Şunu ifade etmek istiyorum sayın Cumhurbaşkanım, siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu bozmayacağız. Uzlaşmayı işbirliğini daha da güçlendireceğiz. Türkiye’yi milletimizle siyasi partilerimizle STK’larla liderliğimizde 2023 hedeflerine taşıyacağız. Kardeşlerim, Kürt ile Türküyle bunların arasına giren işte bu hainlerdi. Türk ve Kürt arasındaki bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız. Türk Kürt Alevi Sünni arasındaki muhabbet kardeşliği daha da geliştireceğiz. Aziz vatandaşlarım, bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından çıkaracağız. Hangi mezhepten, meşrepten olursa olsun. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Ulaşamayacağımız hiçbir iş yok. Beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel yok.
Bugün buradaki tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil, adaletle hukukla hareket edeceğiz. Dostlarımızı çoğaltacağız. 15 Temmuz Türkiye’nin mikroplarından temizlendiği gündür. Türkiye, temizlik yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanım, muhterem hanımefendi devleti kilitleyen, ekonomiyi daraltan, milleti rahatsız eden unsurları teker teker ortadan kaldırıyoruz.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman şunları söyledi:
"Muhterem Cumhurbaşkanım, aziz ve necip milletim, milletçe muhteşem bir beraberliğin olduğu bu meydanda tek ses, yürek olduğumuzdan duyduğum sevinçle sizleri selamlıyorum. Bugün, 15 Temmuz şehitlerimizi anmak ve darbeye karşı demokrasimizin kazandığı zaferi taçlandırmak için bir aradayız. Ay yıldızlı bayrağımız altında tek millet tek devlet ve tek vatan şuuru inancı içinde olduğumuzu haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüzü bütün dünyaya duyurmak için bir aradayız. Sizler, beyaz elbisesiyle 1071’de Malazgirt’te 200 bin kişilik Bizans ordusunun karşısına çıkarken 'Ey askerler, eğer şehit olursam beyaz elbise benim kefenim olur' diyen Tufan Alparslan’ın torunlarısınız. 10 asır önce Anadolu’ya gelen İslam kıyamete kadar bu topraklarda yaşayacaktır. Sizler, İslam’ı yok etmek için seferlere çıkan Haçlı ordularını yok edenlerin torunlarısınız. İstanbul’u fetheden ve peygamber efendimizin hadisindeki müjdeye nail olan 'Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni' diyen Fatih’in torunlarısınız.
"Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık. Milletimizi birbirine düşürmek isteyen şer güçlere direndik ve kazandık. Açtıkları okullarda, dershanelerde, milletin kurumlarına yerleştirdikleri ajan ve vatan hainlere milletimiz hak ettikleri cevabı en güzel şekilde verdi. Şehitlerimize rahmet diliyorum. Dünyada gazi ünvanı olan tek parlamento TBMM’dir. Çalışma günü olmamasına rağmen 15 Temmuz gecesi darbe harekatının başlaması üzerine TBMM hemen açıldı ve gece boyunca açık tuttuk. ertesi gün olağanüstü toplantı yaptık ve 4 partinin imzaladığı bir ortak bildiri yayımladık. Partiler demokrasinin yanında olduklarını dünyaya açıkladılar. İkinci defa Meclisimiz gaziliği hak etti. Milletin bağrını, kalbini bombaladılar. Cumhurbaşkanımız muhterem Recep Tayyip Erdoğan Marmaris’ten milletimize seslendi. Halkımızı meydanlara çağırdı.
"Darbeler tarihi sona ermiştir. Milletimiz demokratik tecrübesiyle bir büyük fitneyi defetti. Akıl ve gönül birliği ile her zorluğu birlikte açacağız. Bizler için canlarını feda eden şanlı insanlarımızı unutmadan yarınlara umutla bakacağız.
"Millet devletsiz, devlet ordusuz olmaz. Muazzez bir ocak olan ordumuzun yeri kışladır. Bir daha kışladan çıkmayacağına inanıyoruz"
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, gazilik şerefine ikinci defa nail olan Sayın İsmail Kahraman, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, KKTC’nin Sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda bizi takip eden kıymetli vatandaşlarım, dünyanın dört bir yanında gözü ve gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim. 15 Temmuz’da bir kez daha istiklali ve istikbali için kıyam eden, canı pahasına ülkesini, FETÖ’ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim. Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle tamamlıyorum.
15 Temmuz’da sokaklara inerek, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimizden 172’si sivil, 63’ü polis, 5’i asker olmak üzere, 240’ı şehadet makamına ulaştılar. Kendilerine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağolsun. Yine o gece kahramanca darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden. 2195 tanesi yaralanarak gazilik rütbesine ulaştı. Hastanelerde ve evlerde tedavileri süren yaralılarımıza rabbimden şifalar niyaz ediyorum.
O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gaziliğe nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar.
Bu her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir. Ne diyor İstiklal şairimiz, “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı bütün varlığımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”
Değerli kardeşlerim, 15 Temmuz gecesi sokakları ve meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin, vatanımızın, demokrasimizin, özgürlüğümüzün korunmasında katkısı vardır, rolü vardır, payı vardır. 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. İstanbul’un gazası mübarek olsun, Ankara’nınki mübarek olsun, darbe girişimine maruz kalan her şehrimizin gazası mübarek olsun.
Darbe girişimine karşı tüm farklılıkları bir kenara bırakarak kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, her kökenden, meşrepten insanıyla dünyanı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti bin yıl önce Malazgirt’te hangi inanç ve kararlılıkla Anadolu’nun kapılarını açmışsa 15 Temmuz’da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikildi. Süleyman Şah 1075 yılında bu coğrafyada ilk devletimizi hangi vizyonla kurduysa aynı vizyonla darbeye karşı çıktık.
Osmangazi tarihin en kudretli devletini hangi ilkeler üzerinde kurduysa biz de o ilkelerle müdafaa ettik. Çanakkale’de hangi iradeyle kanını akıttıysa, 15 Temmuz’da da aynı iradeyle FETÖ’yü, darbecileri geri püskürttük. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin sadece diplomatik saldırılara değil, askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, rayından çıkmayacağını göstermiştir.
Aynı gece Türkiye’nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturan düşmanlarımız ise bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandı.
Verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir.
Onun için her zaman ne diyoruz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu görüntü tüm renkleriyle Türkiye’nin attığı bu adım var ya, bu geleceğe yönelik adeta vatanımıza sahip çıkmanın ilanı ve ispatıdır. Bu manzara 1000 yıllık vatanımızın tek bir taşına dahi göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır.
Bundan sonra işimiz artık muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak. Bunu başarmaya var mıyız? Bu manzara birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, sadece temenni, sadece slogan değil, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin, kuvveden fiile geçebileceğinin ilanı ve ispatıdır. Bütün bunlarla beraber yolumuza, dayanışma içinde geçeceğiz. Ete kemiğe bürüneceğiz, mütevazi olacağız, birbirimizi makam, mevki için değil, para pul için değil, sadece Allah için seveceğiz.
Böyle bir milletin evladı olarak huzurunuzda olmak bizlere büyük gurur veriyor. Gazi Mustafa Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta ülkenin büyük bölümü işgal altındayken “Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım, o esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?’ diye sormak lazımdır.” Bir kez daha soruyorum, Gazi’den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum. Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin? (Hayır cevabı) Mesele bu. Bu millete, evet, kimse bu esareti asla getiremeyecektir. Çünkü şu anda siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin zaten talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek merci TBMM’dir. Meclisimiz böyle bir karar verdikten sonra böyledir, onamaksa, ben peşinen ifade ediyorum, onarım.
Kardeşlerim Vatan Caddesi’nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman kalkıp da bunu kenara koymak mümkün mü? Külliyede F16’ların yağdırdığı bombayla başı vücudundan ayrılan bacımın başı kongre merkezimizin çatısına uçmuştu. Efendim AB’de idam yokmuş, konseyde yokmuş, şurada yokmuş, burada yokmuş. ABD’de var, Japonya’da var, Çin’de var. Bu ülkede de zaten 84’e kadar vardı. Sonra kaldırıldı. Millet böyle bir kara veriyorsa, öyle zannediyorum siyasi partiler uyacaktır.
Mermilerin ucuna göğsünüzü koydunuz, tankların önüne yattınız. Bakıyorum bir gazimiz, ilk tankın altına kendini atıyor, ikinci tanka da atıyor. Kolu ciddi manada yaralanıyor. Söylediği ne biliyor musunuz? “Siz beni bırakın, siz nasılsınız Cumhurbaşkanım” diyor. İmansız olanlar, imanı olanlar karşısında dayanamadılar. Bu FETÖ birçok sinsiliği hesap etti de, bu milleti hesap edemedi. Bu milletin dirayetini hiç hesaba katmadı.
Hani yetiştirdiğiniz bazı adamlar, TSK içindeki bazı hainler, burada tabii özellikle TSK’nın büyük bir çoğunluğunu tenzih ediyorum. Vatanperver olanlar kendini ortaya koymasaydı, çok daha zor olacaktı. Yalnız, bir ithamım var. Hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik açıklama yaptı. Bazı eski askerler bunun yanlış olduğunu söyledi. Ben de onlara sesleniyorum. İşte oradan yetiştirilmiş o tek tip FETÖ’cüler işte bu olayı yaptılar.
Tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler buraya gelsin, girsin. Tek tip niye olsun? Hepsi girsin.
Benzer teşebbüste bulunan herkes milletinden aynı cevabı alacaktır.
Ölmeye var mıyız, yol almaya var mıyız? Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaya var mıyız? Aziz milletim, devlet ve millet olarak 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Sadece bu ihanetleri yapanları değil, onları harekete geçiren saikleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. FETÖ’cüler. Bunların adını hala ağzına almaktan çekinenler var. Çekinmeyeceksin. Muktedir olanlar, bunların ismini aynen ifade etsin ki, bilmeyenler bu FETÖ’cüler kimdir, bunu öğrensin.
Biliyoruz ki bu oyun, bu senaryo onların boylarını çok aşar. Bu örgütü tüm boyutlarıyla ortaya çıkarmak ve hukuk dairesinde imha etmek zorundayız. Ama sadece bunu yaparsak, diğer virüslere karşı savunmada zayıf kalmış oluruz. Her yere sızabilen ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Bu ihanet şebekesinin adı PKK da olsa, FETÖ de olsa, DAİŞ de olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri değişebilir, kadroları değişebilir, söylemleri değişebilir ama hepsinin de Türk milletinin, devletinin düşmanları olduğu gerçeği asla değişmez.
Saflar gayet net. Bir tarafta tüm kurumlarıyla, tüm siyasi partileriyle, tüm kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır, diğer tarafta ise kimi dini, kimi ideolojik sapkınlık arkasındaki karanlık güçler vardır. Buradan 80 vilayete selam olsun. Buradan 79 milyona selam olsun. Terör örgütü mensupları ise kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi hapiste ceza veriyor, kimi mezarda hesap veriyor. Arkalarındaki güçleri iyi biliyoruz, hesaplarını önlerine koyacağız. Bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirelim. 15 Temmuz’u bir milat haline dönüştürmeliyiz. Yakın tarihimizin tüm sıkıntılarını yeniden masaya koyarak eksikleri yanlışları ortaya koymalıyız. FETÖ’nün etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz. Buna benzer birçok davaları incelemeliyiz. Şaibeli tüm işlemleri, tüm sınavları incelemeliyiz.
Milletimizin din hassasiyetini, vicdanını çaldıkları tüm imkanları milletimizin hizmetine vermeliyiz. Kimse kapatılan yurtlardan, evlerden endişe duymasın. Devletimizin tüm kurumları ve STK’lar çok daha iyisiyle bu boşluğu dolduracaktır. Hükümetimiz OHAL ilanı sonrasında sahip olduğu yetkisiyle çok önemli adımlar attı, atmaya devam ediyor. Gazi Meclisimiz üzerine düşeni yapmayı sürdürüyor, sürdürecektir. İnanıyorum ki bu değişiklikler hızla hazırlanacaktır.
15 Temmuz’dan beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek oldunuz. Demokrasi nöbetini farklı yürüttünüz. Yenikapı’da bugün demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz ay yıldızlı bayrağımızın birleştiriciliği altında buluştuk. Daha güçlü, daha müreffeh bir ülke için devletin yeniden yapılandırılmasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.
3 haftadır ifade ettiğimiz bir hususu tekrarlamak istiyorum. 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ ihanet şebekesi mensuplarının başlattığı bir darbe girişimidir ama hadise sadece bundan ibaret değildir. PKK ve DAİŞ’in siyasi eylemleriyle gerçekleştirmek istediklerinin yeni bir safhaya çıkarılma girişimidir. Aynı zamanda bir terör eylemidir. 15 Temmuz ülkesine ve milletine ihanet eden bir siyasi güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı, 1000 yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsiyle sunulacağını gayet iyi biliyoruz. Tüm bu gerçekleri hep birlikte gördük. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Boşnağıyla, Arabıyla, Romanıyla 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar ülke ve millet olarak topyekun istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu, gazi oldu. Minarelerimizden susturulmak istenen ezanlar yerine tam aksine minarelerden ezan sesleri yükseldi. Salalar yükseldi. Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha tatlı değildir.
Kardeşlerim, ben bu muhteşem buluşmada buradan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum. Bizim yıllardır dilimizden düşürmediğimiz milli irade bu şehitlerimizle güç kazandı. Milletimiz o muazzam irfanıyla daima en doğruyu, en faydalıyı bulmuştur, bulacaktır. 79 milyon vatandaşımıza bakıp eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz bir insan yığını gördüğünü söyleyenler 15 Temmuz’da hayatlarının en büyük şokunu yaşamışlardır. Bu milletin mayası sağlamdır, mayası. Bana Yozgat’tan mektup gönderen 6. sınıf evladımız “Ülkemize olan saldırıdan çok korktum. Keşke büyük olsaydım da bir şeyler yapabilirdim. Tamiri için harçlığımı Meclis’e gönderdim” diyor. Bu millet bu ya. Bu millet bu.
Cesareti ve dirayetiyle kendine hayran bırakan bir millet. İnşallah önümüzdeki dönemde, hem kendi insanımızın, hem tüm mazlumların yüzünün güleceği bir dönem olacaktır. Bir kez daha aziz milletime şükranlarımı sunuyorum. Yenikapı’da, ülkemizin her köşesinden katılan her vatandaşımıza “Zafer demokrasinin, meydan milletindir” diyen milletimize teşekkür ediyorum.
AK Parti Genel Başkanı’na, CHP Genel Başkanı’na, MHP Genel Başkanı’na teşekkür ediyorum. 80 vilayette bizleri izleyen tüm halkıma, tüm ülkeme, milletime, İstanbul’dan selamlar, sevgiler, saygılar gönderiyorum. Fedakar polislerimize teşekkür ediyorum. Ömer Halis’i unutamayız. Özel Kuvvetler’e saldırı olduğunda komutanının verdiği emirle, alnından vurarak öldürdü, kendisi de şehadete yürüdü. TSK’nın yüreğiyle, cesaretiyle kendini ortaya koyan tüm birimlerine, Genelkurmay Başkanı’na, kuvvet komutanlarına teşekkür ediyorum. Altımızda kimler var, bunu çok iyi inceleyeceğiz. Bunları da kapıya kuracağız.
Belediyeler, araçlarıyla, tüm güçleriyle darbe girişime direnen vatandaşlarımıza, demokrasi nöbetinde yemeklerine varıncaya kadar ikram eden tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. Yurt dışındaki vatandaşımıza da şükranlarımızı sunuyorum. Almanya video konferansa bağlatmadı, hani demokrasi? Ama Kandil’dekilere video konferansla yayın yaptırdılar. Ne olursa olsun, yarınlar onlar için bekledikleri gibi olmayacak. Bumerang gibi onları vuracak. Beslesinler o teröristleri, yarın onlara çarpacaklar. Rabbimiz ülkemizi darbelere, demokrasi dışı her girişime karşı, bizi, vatanımızı korusun inşallah. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Gecemiz aydınlık olsun, geleceğimiz aydınlık olsun, bütün karanlıklar yok olsun inşallah. Kalın sağlıcakla diyor, sizleri Allah’a emanet ediyorum. Bu arada tabii denizden meydana gelen gemiler var, kaptanlarımıza bu gemilerin sahiplerine, balıkçı motorlarına özellikle teşekkür ediyorum. Bugün 7-8 saat ayakta kaldınız, sağlık elemanlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun. Allah’a emanet olun.
'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde dakika dakika yaşanan gelişmeler şöyle:
21:00 Erdoğan'ın da konuşmasının bitirmesinin ardından liderler hep beraber kürsüye çıktı
20:24 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yenikapı'daki mitingde konuşma yapıyor. Erdoğan, konuşmasına siyasi liderleri selamlayarak başladı.
20:11 TBMM Başkanı İsmail Kahraman konuşmasını yapmak için kürsüye çıktı.
19:50 Yenikapı mitinginde Nazım Hikmet ve Ahmed Arif şiiri okuyan Başbakan Binali Yıldırım konuşmasının sonlarına doğru, "FETÖ Türkiye'ye gelecek ve bunun hesabını verecektir" dedi.
19:40 Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, programda yer aldığı belirtilmemesine rağmen kürsüye çıktı. Akar, "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratları altında konuşmasını yaptı.
19:16 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşması için kürsüye çıktı. "Ben dahil bütün siyasiler bu musibetten ders çıkarmalı" diyen Kılıçdaroğlu, yeni dönem için 12 madde saydı.
18:50 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kürsü çıkarak konuşmasını gerçekleştirdi. Bahçeli, darbe girişiminin planyıcısı olduğu ileri sürülen Fethullah Gülen hakkında "İblis'e ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu Voyvoda cinayet örgütüne Türkiye'ye 'vur' emri verdi" diye konuştu.
18:45 Darbecilerin yaraladığı vatandaş: O gece şahit olduğum şey yeni bir Çanakkale’ydi, istiklal savaşıydı. Sağımda ve solumda vurulanlar olmasına rağmen herkes hep bir adım ileriye gitti.
18:30 Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez kürsüde dua okutuyor.
18:20 Yaklaşık 2 milyon kişinin toplandığı Yenikapı'da Kuran tilaveti veriliyor.
18:12 15 Temmuz darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenler için saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.
18:05 Eski Başbakan Tansu Çiller de Yenikapı'daki miting alanında.
17:43 MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kalabalığı selamlıyor.
17:33 Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli de Yenikapı'daki miting alanında
17:25 Resmi programın başlaması için Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı'ya gelmesi bekleniyor.
17:23 İşte Yenikapı'daki mitingden gelen son fotoğraf
17:16 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı'da toplanan milyonları selamlıyor.
17:12 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı'daki miting alanında.
17:05 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez miting meydanında.
16:56 Başbakan Binali Yıldırım, Yenikapı'daki miting alanına geldi.
16:49 Yenikapı'da havadan ilk fotoğraf geldi.
16:34 Kılıçdaroğlu'nun adı anons edilince meydandan yuhalama sesi yükseldi. Anonsçu "Asla, bugün birliktelik günü" dedi.
16:04 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, karayoluyla İstanbul'a geldi. Bahçeli'yi partililer karşıladı.
15:58 Darbe girişiminde hayatını kaybeden 239 kişiye atfen 239 kişilik mehter takımı, sahnedeki yerini alıyor.
15:15 Kazlıçeşme'de üzerinde 'milletin tankı' yazan bir Murat 124 gezdiriliyor
14:09 Miting alanındaki kalabalık 200-250 bine ulaştı.
13:14 Yenikapı'daki miting alanı dolmaya başladı. Hazırlıklar 5 milyon kişinin katılacağı şekilde yapıldı.
12:15 Otobüsler ücretsiz ring seferlerini Kazlıçeşme'ye kadar düzenliyor. Vatandaşlar Kazlıçeşme'den Yenikapı'ya kadar yürüyor.
12:00 Mitingte güvenliği sağlamak için 15 bin polis görev yapıyor.
© Tüm hakları saklıdır.