İSTANBUL, (DHA)- TÜRKİYE’DE organ bağışı ve nakil sayılarının yetersiz olduğunu belirten Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Babek Tabandeh, “Organ nakli konusunda akılları karıştıran pek çok soru bulunmakta. Toplumsal kuruluşların ve basının desteğiyle ‘hayat kurtarıcı’ olduğunu bildiğimiz bağışlar desteklenmeli, yaşanan endişeler açıklıkla aydınlatılmalıdır” dedi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye\'de 21 bin 535 kişi böbrek, 2 bin 647 kişi kornea, 2 bin 250 kişi karaciğer, 897 kişi de kalp nakli bekliyor. Organ bağışı sayılarının halen yetersiz olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Babek Tabandeh, “2016 verilerine göre kadavra bağışı sayesinde bin 998, 2017 verilerine göre ise bin 669 nakil gerçekleşmiş görülüyor. Ancak bu rakamlar ülkemizdeki nakil açığı için yetersiz kalmaktadır” dedi.
“TOPLUMSAL DUYARLILIĞI ARTTIRMALIYIZ”
Organ bağışı konusunda toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Babek Tabandeh, “Türkiye, canlı vericili organ naklinde dünyada 2. sırada yer alıyor. Bağışta başarılı olan ülkemizde, kadavra bağışlarının arttırılmasıyla daha çok sayıda hasta şifa bulacaktır. Toplumsal bilincin artmasıyla da ülkemiz insanlarının yardımseverlik, fedakarlık, hoşgörü özelliklerinin hakim olduğu sosyal özellikler sayesinde tabu olarak nitelendirdiğimiz pek çok zorluğun üstesinden gelebiliriz” diye konuştu. Organ nakli sonrası ilk aylarda enfeksiyon gelişmesini önleyici tedbirlerle, yakın kontrolde bazı kısıtlayıcı durumların olabildiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Tabandeh, organ nakli olan hastalarının ilk 3 ayda toplumsal yaşama uyum sağlayarak, normal ev ve iş hayatlarına dönebildiklerini söyledi.
“KAMU SPOTLARI FARKINDALIK YARATIR”
Kamu spotlarının organ bağışı kampanyalarına destek sağladığını anlatan BAU İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hande Bilsel Engin de “Kamu spotları ve reklamlarda sigara, alkol, uyuşturucu gibi alanlarda olduğu gibi bireyi alarma geçirerek korkutmaktan ziyade, yaşamın bütünlüğüne sahip çıkmak, geri kalan yaşama paha biçilemez bir iz bırakmak gibi umut ve yaşam dolu bir kurguyla yaklaşmak doğru olacaktır” dedi. İnsana değer yükleyen ve sorumluluğu paylaştıran sözel içeriğin, dikkat çekecek görsel bir kurguyla örülmesinin doğru olacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Engin, bu tarz içeriklerde müzikten de yararlanılması gerektiğini vurguladı.
(FOTOĞRAF)