Gündem

Yeni Şafak Yayın Yönetmeni: Selahattin Demirtaş ölü sevici, Aydın Doğan ulusal güvenlik tehdidi!

İbrahim Karagül: Bir cam kırılmış, ortalığı ayağa kaldırıyor!

09 Eylül 2015 15:44

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, “O ölü sevici Selahattin Demirtaş'ı pazarlayan adama iyi bakın. Medya organları üzerinden terörü aklayana, teröristleri koruyana, Türkiye acıya boğulurken ülkeyi başka meselelerle meşgul edip teröre kamuflaj sağlayana dikkat edin. PKK Doğu'dan saldırırken, işgal girişimini Doğu'dan başlatırken Aydın Doğan medyasının Batı'dan vurmasına, işgali Batı'dan başlatmasına dikkat edin” dedi.

Karagül, yazısında “Evet, bu yüzden Aydın Doğan bir ulusal güvenlik sorunudur. Açıktan PKK'ya destek vermiştir. 7 Haziran seçimleri öncesi Demirtaş projesinin mimarıdır. 7 Haziran sonrası geçilen ‘ikinci aşama’nın destekçisidir. Siyaset ve çözüm üzerinden şehirlere silah yığanların cesaretlendiricisidir” görüşünü dile getirdi.

İbrahim Karagül’ün Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (9 Eylül 2015) nüshasında yayımlanan  “PKK Doğu’dan, Aydın Doğan Batı’dan vuruyor” başlıklı yazısı şöyle:

Dağlıca'da on altı askerimiz şehit oldu. Iğdır'da on üç polisimiz şehit oldu. Ne demişti o “ölü sevici”; “Asker de polis de yenilecek, PKK kazanacak.” İşte o sözlerden bir gün sonra Dağlıca'da askerlerimiz, iki gün sonra Iğdır'da polislerimiz şehit edildi.

Tam da söylediği gibi..

“Türkiye saldırı altında” derken, “bu terör değil, bir işgal girişimi” derken, birilerinin “Evet, vakit geldi. Türkiye cephesini açın” talimatı verdiğini söylerken medyadaki dile, siyasetteki dile ve terör saldırıları arasındaki ilişkiye dikkat çekerken bunları kastediyordum.

“Dar anlamda terör yok, topyekün saldırı var” derken bunu kastediyordum. Bu “ölü sevici”, bu kandan beslenen adamın her sözünün PKK'ya verilen talimat olduğunu, dağdaki kardeşi üzerinden verdiği mesaj olduğunu, her konuştuğunda Türkiye'nin kan gölüne döndüğünü bu yüzden söylüyordum.

Kandil’den o medya merkezine şer ekseni

Açın gözlerinizi. Mesele sadece terör olmadığı gibi sadece PKK da değildir. Kandil'deki adamlardan HDP karargahlarına, İstanbul'daki medya merkezlerine kadar bir şer ekseni kurulmuştur. Bu şer ekseni, siyasi muhalefet adı altında meşru muhalefeti de yönlendirmekte, terör örgütlerini tek çatı altında toplamaktadır. Bu şer ekseni, bir iç işgal denemekte, PKK'yı silahlı güç olarak kullanmaktadır.

Türkiye, Doğu'da PKK ve HDP, Batı'da o kirli ortaklık tarafından vurulmaktadır. PKK tanımlanmış bir tehdittir. Tanımlanamayan tehditlere dikkat edin. Bu yüzden özellikle bu tehdide dikkat çekiyorum. İç işgalcilere, entelektüel teröre ve siyasi iktidarsızlara vurgu yapıyorum. Topyekün saldırıya karşı önce bu cepheyi çözmek farzdır.

O ölü sevici Selahattin Demirtaş'ı pazarlayan adama iyi bakın. Medya organları üzerinden terörü aklayana, teröristleri koruyana, Türkiye acıya boğulurken ülkeyi başka meselelerle meşgul edip teröre kamuflaj sağlayana dikkat edin. PKK Doğu'dan saldırırken, işgal girişimini Doğu'dan başlatırken Aydın Doğan medyasının Batı'dan vurmasına, işgali Batı'dan başlatmasına dikkat edin.

Ellerine Kaleşnikof verdiğin adamlar..

Evet, bu yüzden Aydın Doğan bir ulusal güvenlik sorunudur. Açıktan PKK'ya destek vermiştir. 7 Haziran seçimleri öncesi Demirtaş projesinin mimarıdır. 7 Haziran sonrası geçilen “ikinci aşama”nın destekçisidir. Siyaset ve çözüm üzerinden şehirlere silah yığanların cesaretlendiricisidir.

Bu ülkeye kasteden herkese sahip çıkmış, destek vermiş örtülü darbe girişimleri içinde yer almıştır. Terör üzerinden kaos oluşturup Türkiye'yi hareket edemez hale getirip, iktidar biçimlendirmeye yeltenmiştir.

Evet, Aydın Doğan pijamayla talimat yağdıracağı, istediği zaman devirebileceği iktidarlar istemektedir. Türkiye'yi, siyaseti önünde diz çöktürmeye zorlamaktadır. Bu olmayınca da intihar saldırılarına savrulmuştur.

Bir cam kırılmış, ortalığı ayağa kaldırıyor. Senin camın kırıldığı gün 16 şehidin acısı bütün ülkeye yayıldı. Onların acısı, bu kayıplar, ülkenin içinde bulunduğu psikolojik durum senin umurunda bile olmadı.

Sen ne yaptın? Yayın organların üzerinden bu şehitleri unutturan yalanlarla Türkiye'yi meşgul ettin. Kiralık kalemlerin, elinde kalem yerine Kalaşnikof tutuşturduğun adamların üzerinden psikolojik operasyona giriştin. Memleket şehitleri unuttu senin camının derdine düştü.

Sokak terörü üzerinden başbakan devirecektin

Sen ve adamların, sokak terörü üzerinden hükümet düşürmeye kalktığınızda, o vandallık günlerinde terörü ve şiddeti baş tacı ettiniz. Binalar yakılırken, medya araçları yakılırken, Başbakanlık saldırıya uğrarken sen ve adamların onları alkışlıyor, ekranlarından ve sayfalarından onlara övgüler düzüyordunuz.

Sokak terörü üzerinden Başbakan devirecek, belki onu darağacına gönderilmesini sağlayacaktın.

Sen o terör sırasında örgütlerle işbirliği yaptın. Onları medya organların üzerinden akladın. Onları millete pazarladın.

O zaman şiddet yoktu defterinizde. Çünkü o zaman siz şiddetten besleniyordunuz. Şiddet üzerinden iktidar hesabıyla meşguldünüz. Bu yüzden DHKP-C'nin avukatlığını yapıyordunuz.

Şimdi yine terör örgütleri üzerinden iş yürütüyorsun.

PKK ile ne tür pazarlıklar yaptın?

HDP projesinin arkasında hangi petrol hesapları, anlaşmaları vardı. Kuzey Irak'tan Lübnan'a, İran'a hangi örtülü enerji operasyonları içindesin? O yalanlama açıklaman, işin doğruluğunu ortaya koydu. Türkiye ilk kez senin o taraftaki hesaplarından haberdar oldu. Daha neler çıkacak, göreceksin.

Sen, 28 Şubat'ın arkasındaki güçtün. Binlerce insanın fişlenmesinin arkasındaki isimlerden biriydin. Koca Türkiye'nin İsrail'e peşkeş çekilmesinin pazarlamacısıydın.

Sen hükümet kurup hükümet yıkıyordun. Bakanlar atıyor, bakanlar fırçalıyordun.

Demirtaş projesi üzerinden hesabın AK Parti'yi tek başına iktidar olmaktan uzaklaştırmaktı. Şimdi daha ileri gittin. Şehit kanları üzerinden, terör saldırıları üzerinden intikam almaya devam ediyorsun. Daha kötüsünü, çirkinini tezgahlıyorsun.

Tetiği çeken sensin

Sen Aydın Doğan, demokrasi dışı bütün unsurları bu savaşa davet ediyor, onlar üzerinden darbe senaryoları uyguluyorsun.

Bu ülkenin otuz yılında senin kirli hesapların var. Otuz yılında senin örtülü operasyonların var. Seni bir intihar bombacısı gibi ortaya salan, ön cepheye yerleştirenlerin seni kurban da verebileceğini hiç aklından çıkarma.

Bir olağanüstü hal peşindesin. Bu yüzden Demirtaş gibi bir “ölü sevici”yi besledin, büyüttün. Talimat verircesine, her sözünden sonra, bu sözlere uygun saldırılar yapıyorlar. Bu talimatlardan senin de haberin var mı Aydın Doğan? Nedir bu, sen Demirtaş'a, Demirtaş da PKK'ya mı mesaj yolluyorsunuz.

Evet, Aydın Doğan, sen bir iç savaş peşindesin. Milleti birbirine kırdırma peşindesin. Türkiye'yi Suriyeleştirme peşindesin. Alevi-Sünni çatışması, Türk-Kürt çatışması peşindesin. Bu senaryolar her kiminse, sen bu senaryoların pazarlamacısısın. Ön cephedesin, tetiği çeken sensin. Nasıl bir ihale aldıysan, o ihale ile birlikte yok olup gidebilirsin, unutma.

Her saldırıda seni anacağız

PKK'nın her saldırısında seni anacağız, bu ülkenin her şehidine ağıt yakarken seni düşüneceğiz, bunu hiç aklından çıkarma.

AK Parti devrilebilir, siyasetten gidebilir, çekilebilir. Ama memleket senin de başına çöker, unutma. Senin de saltanatın biter, karargahın yerle bir olur, unutma.

Bu ülke çökerse coğrafya biter. Bu ülke çökerse hiç birimiz için gelecek kalmaz. Bu ülke çökerse bedeli ilk ödeyenlerden biri sen olursun, unutma.

Teröre karşı tek cümle edemedin. Gazetelerin tek cümle yazamadı, televizyonların gerçeği haykıramadı, tavır almadı. Tam tersine övgüler düzmeye devam ediyorsunuz. Askerlerimiz, polislerimiz şehit olurken sen bir kırık camla bütün ülkeyi meşgul ediyorsun. Millet ağıt yakarken sen bir yalan haberle ülkeyi meşgul etmeye devam ediyorsun. Bir yalanla saldırılara tepkiyi önledin, PKK'yı korudun, dikkatleri saldırılardan başka yöne çektin.

Terör etiketinden kurtulamayacaksın

Sen bu halinle PKK gibi cinayetler işledin. Biz şehit olurken, biz bedel öderken sen saz çal Aydın Doğan. Katillerle el ele ver memleketi iğfal et, kıs kıs gül…

Bu etiket senin üzerine yapıştı. Her PKK saldırısında, şehirlerdeki her patlamada senin adın da anılacak. İnsanlar söylemeseler de bunu zihinlerinden hiç çıkarmayacak Aydın Doğan…

Ne kadar “1 Kasım'ı yaptırmayacağız” desen de bu seçimler yapılacak, Türkiye'nin meşru kanalları işleyecek, istediğiniz felç hali mümkün olmayacak Aydın Doğan.

Günahlarınla kalakalacaksın ortada. Ardından yine ağlak açıklamalar yayınlayıp, vatan millet edebiyatı yapıp kapı kapı dolaşacak, yalvar yakar olacaksın Aydın Doğan.

Senin karargahların iç işgal karargahlarıdır. PKK doğudan vurur sen için için sevinirsin. Ellerini ovuşturur “işler yolunda gidiyor” dersin.

İşgal Doğu›da başlatıldı Aydın Doğan, sen bu işgali Batı'dan yürütüyorsun.

İşgalin “Batı Cephesi” komutanı

Unutma, teröre karşı da, senin işgal hesaplarına karşı da, “acımasız direniş” devam edecek. Hem PKK terörüne, hem onun arkasındaki bölgesel harita çizenlere hem de işgalin Batı Cephesi komutanı Aydın Doğan'a karşı acımasız direniş olacaktır bu.

Senin adam; “hükümet şiddetle arasına mesafe koysun” diyor. Akıl alır gibi değil. Savcının başına silah dayayan o terör örgütünü sen pazarlamadın mı? O fotoğrafı yayınlayarak gazetenin DHKP-C'nin emrine vermedin mi? Gezi olaylarında örgütlerin sözcülüğünü yapmadın mı, o örgütlerin cinayetlerini savunmadın mı? En marjinal gazetede bile bu kadarı yapılamazdı..

Siyasi hesaplarını PKK'ya ihale etmiş

Mesele sadece PKK değil. Türkiye'nin bir iç işgal sorunu var. Doğan grubu bütün gücüyle bu işgal girişiminin içinde. Savruldukları en uç noktada terörle birlikte hareket ediyorlar. PKK ile, HDP ile birlikte hareket ediyorlar. Artık bu saatten sonra, bu kamuoyu baskısından sonra önceki kadar rahat cümle kuramayacaklar. Çark etmiş görünecekler. Teröre göstermelik lanetler yağdıracaklar. Ama en kritik zamanda yine vuracaklar.

Aydın Doğan, siyasi hesaplarını terör örgütlerine, son safhada da PKK'ya ihale etmiş durumda. Ortada bir hesap, bir pazarlık, bir ortaklık var. Türkiye bu gerçeği görmeli. Terörü lanetlerken arkasındaki bu gizli ittifakı anlamalı.

Milletin yanında dimdik duranlar, dağlarda, şehirlerde ülke müdafaası verenler, Türkiye'ye karşı yeni bir cephe açıldığını bilmeli ve bu cephenin arkasındaki ortaklığa meydan okumalı.

Evet, Aydın Doğan bir ulusal güvenlik meselesidir ve durduğu yer terör üzerinden darbe girişimidir. Evet, Türkiye saldırı altındadır ve tetiği çekenler bellidir!

İlgili Haberler