Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, Adnan Menderes ve Turgut Özal'la başlayan 'yumuşak sekülerleşme' sürecinin toplumun yönünü bulmasına yol açmasına karşın, yörüngesini kaybetmesiyle sonuçlandığını belirterek, "2000’li yıllara geldiğimizde yörüngemizi bulmaya başladık ama bu kez kıblemizi dolayısıyla ruhumuzu yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kaldık: Başörtüsü mücadelesini kazandık ama tesettürü kaybettik!
Artık her şey kıblemiz olmaya başladı kolaylıkla. Üç kelimeyle özetlersek: Masa, kasa, nisa.
Araçlar amaçların önüne hatta yerine geçti: İslâmî kesimler amaçlarını yitirdi, araçların (masanın, kasanın, nisanın) kölesine dönüştü." diye yazdı.
Yusuf Kaplan, Türkiye'nin Tanzimat Fermanı'yla yönünü, Cumhuriyet'le yörüngesini yitirdiğini iddia ettiği yazısında, "Laiklik dayatması, laikliğin bir din gibi algılanması, dogmalaştırılması ve topluma dayatılmaya çalışılması, toplumu, neyi yitirdiğini hatırlamaya kışkırttı.
Menderes’in başlattığı toplumun yönünü bulma, yarma harekâtı gerçekleştirme yolculuğu basarıya ulaştı. Ama sadece bir açıdan bakıldığında bir başarıydı bu.
Yani sadece siyasî olarak tek parti zihniyetinin zorbalıkları, zulümleri durmuş, durdurulmuştu.
Asıl dipte yaşanan dalga yıkıcı oldu oysa. Nedir o dipte yaşanan dalga, dediğim şey?
Şu: Toplum, katı laikleşme dayatmasına karşı yumuşak sekülerleşme sürecine girdi." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...