Yeni Şafak yazarı ve Mustafa Kutlu, Taksim’e Cami yapılması gerektiğini yazdı. Kutlu, Topçu Kışlası’dan vazgeçilmesi gerektiğini, eğer yapılırsa, Taksim’de nefes alacak yer kalmayacağını ifade etti. Yapılacak caminin de, yeşil alanı tahrip etmeyecek, Taksim’i boğmayacak şekilde olması gerektiğini anlattı.
Taksim’e, Topçu Kışlası’ın yapılmasının, tarihi geri getirmeyeceğini, getirse bile, Taksim’deki yeşil alana zarar vereceğini, “Bülbülü eti için öldürmeye benzer” sözleriyle değerlendirdi.
Mustafa Kutlu’nun “Lütfen” başlığıyla Yeni Şafak’ın bugünkü (11 Şubat 2015) nüshasında yer alan yazısı şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız'dan, Sayın Belediye Başkanımız Kadir Topbaş’tan, hükumetimizden bu işte rolü olan herkesten rica ediyorum.
Lütfen şu “Topçu Kışlası”nı yapmaktan vazgeçin. Mahkeme ne karar verirse versin gönül rızası ile vazgeçin.
Bu yazıyı “Gezi” meselesine bağlamayın, hiç alakası yoktur.
Akl-ı selim şunu gösteriyor:
Taksim-Şişli-Mecidiyeköy yeşil alandan yoksun, binalarla dolu, nefes alınmaz semtler olmuştur.
Mecidiyeköy’den Taksim’e kadar bir yeşil alan yoktur. “Taksim Bahçesi” mevcut hali ile hem meydanı süsleyen, hem oraya yeşil örtüsü ile ferahlık veren bir mekândır.
Bu yeşilliğin üzerine titrememiz gerekirken oraya devasa bir bina yapmak (isterse tarihî geri getirsin) akla ziyandır. Bülbülü eti için öldürmeye benzer.
Böyle akla ziyan işler maalesef İstanbul’u berbat etmektedir. Misal: Gökkafes. Bir kez yapıldı, o kadar itiraz geldi ama netice alınamadı. Orada bir heyula gibi dikilmektedir.
Buna mukabil “Taksim Camii” bir ihtiyaçtır.
Bu ihtiyacı görmemek için kör olmak lazım gelir. Şişli Camii’nden Ağa Camii’ne kadar, nüfusun çok yoğun olduğu bu bölgede cami yok.
Taksim’deki Maksem Sokağı'nda yüz metrekarelik bir apartman katında bir mescit var, inanın Cuma günlerinde insanlar sokakta namaz kılıyor. Zaten Ağa Camii de küçüktür, oradakiler de sokakta namaz kılıyor.
Bunun kışı var, karı var, yağmuru çamuru var insanların sokakta namaz kılmasına nasıl gönlünüz razı geliyor. Bu kabul edilemez bir şey. Allah’a inanmayanlar bir yana Taksim’e cami projesine aklı olan kimse karşı çıkamaz.
Üstelik yeri hazır, derneği var, cami yapacağınız dediğiniz anda cemaat oraya para yağdırır.
Bence Sular İdaresi önündeki, zaman zaman musluklarından su akan seti de kaldırmalı. Hatta Maksem’e kadar olan kısmı istimlâk etmeli, o bölgeyi iyice genişletmeli, camiyi meydanı daraltacak, basacak ölçülerde yapmamalı, ama en azından Cuma günleri tenteleri açılarak yağmurdan, güneşten koruyacak bir mekanizma ile avlu sayılacak mekân iyice geniş olmalıdır.
Bu cami üzerinde çok tartışıldı. Tartışmalar siyasi olup vatandaşın ihtiyacının uzağında idi. Yeniden cami yapmak üzere harekete geçildiğinde yine birileri maraza çıkaracaklardır. Buna göğüs germek lazımdır, çünkü halkımız kahir ekseriyet ile bu caminin yapımına destek verecektir. Bunun için referanduma ihtiyaç yoktur.
Sayın Başkanım Kadir Topbaş, Sayın Başbakanım Ahmet Davutoğlu, Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Bey ve sayın ilgililer lütfen şu “Taksim Kışlası” tartışmasına son verelim.
Bu bir ihtiyaç değildir.
Üstelik kimin aklına geldi bilmiyorum, aynı ile yapılsa bile eklektik mimarisiyle makbul bir yapı değildir.
Zaten etraftaki binaların baskısı altında olan meydan bu projeyle iyice daralacak nefes alma imkânı kalmayacaktır.
Ak Parti iktidarı ve belediyeleri İstanbul’daki yeşil alan oranını ikiye, dörde, on dörde katlamıştır. Dikilen fidanlar ağaç olmuş, sahiller vatandaşın rahatça zevkle dolaşacak hale getirilmiştir.
Buna mukabil Maslak hattı bir gökdelen istilasına uğramıştır. Diğer semtleri bu istiladan kurtarmak gerekmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı uyarıda bulunarak “Artık yüksek bina yapmayın” demesine rağmen Maslak dışındaki semtlerde de gökdelenler yükseliyor.
Korkarım bundan böyle İstanbul “kubbeler ve minareler şehri” olmaktan çıkacak New York’a benzeyecektir. Bu babda TOKİ’nin artık dikey değil yatay yapılaşma kararı alkışlanacak bir tutumdur.
Sözü bir istatistik rakamı ile bağlayalım. Halkımızın yüzde seksen beşi, tek katlı, bahçeli ev istiyor. Bu nasıl gerçekleşir? Eh, onu da uzmanlar düşünsün.