Gündem

Yeni Şafak: Son İstiklal Savaşı'nda bu bir yenilgi değil, mücadele çok daha sertleşecek!

‘AK Parti en geç bir yıl içinde ezici bir çoğunlukla gelecektir’

10 Haziran 2015 13:58

Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, seçim sonuçlarına ilişkin olarak, “Son istiklal savaşında bu bir yenilgi değildir. Mücadele çok daha sertleşecektir. Yüz yıllık hesaplaşma devam etmektedir” dedi.

“Henüz Ak Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kartlarını görmedik” diyen Karagül, “Ama ne olursa olsun, AK Parti iktidar dışı da kalsa, en geç bir yıl içinde ezici bir çoğunlukla gelecektir. Biz şimdilik, Türkiye için servis edilen kaos senaryosunu boşa çıkarmaya bakalım” ifadelerini kullandı.

Karagül’ün Yeni Şafak’ta ”Türkiye için bir ‘Sisi Koalisyonu’ planı var” başlığıyla yayımlanan (10 Haziran 2015) yazısı şöyle:

En uç, en keskin siyasi, ideolojik çevreleri AK Parti karşısında tek cepheye dönüştüren bir irade var. Kimlikleri aşındıran, belirsizleştiren bu irade, Türkiye'nin yerlileşmesine, bağımsızlaşmasına, özgürleşmesine, büyüyüp kudretini artırmasına karşı müthiş bir proje uyguladı. Seçim öncesi kampanyayı dikkatle izlerseniz, bu ittifakın nasıl bir operasyon ürünü olduğunu pekala göreceksiniz.

7 Haziran seçimleri için cephede yer alan partilerin hiç biri iktidar olma amacı gütmüyordu. Onlara verilen tek rol AK Parti iktidarını devirmekti. Bir sonraki adıma dair hiç birinin fikri, kanaati, yol haritası yoktu. Hala da yok.

HDP milliyetçilik sarhoşluğu ile atıp tutarken, CHP kendi yerine başkalarının ikame edilmeye çalışıldığı gerçeğini kavramaya çalışırken, MHP birkaç puan artışın zafer olduğunu düşünüp Erdoğan düşmanlığından ülkenin nasıl felakete sürüklendiğini anlamaktan uzak görüntü verirken iktidar kurucuları onlar üzerinden yüz yıl sonrasının en büyük projesini uyguladı.

Amaçları Türkiye'yi durdurmaktı

Çünkü AK Parti iktidarını devirmek Türkiye'yi durdurmaktı. Son istiklal savaşını sabote etmekti. Vesayet dönemini yeniden başlatmak, bağımlı, diz çökmüş, iradesiz, oradan oraya savrulan, dayatma ve tayin edilen rollerle zayıf bir siyasi iktidar dönemini başlatmaktı.

Seçim öncesi uygulanan mühendislik buydu. Seçim sonrası aynı proje devam edecek. Eskinin iktidar belirleyicileri, artık güçleri azaldı zannettiğimiz sermaye çevreleri ve onların uluslararası ortakları, yeniden ortaya çıktı. On üç yıldır farklı senaryolarla deneyip başaramadıklarını 7 Haziran'da başardı. Bu sefer Kürt milliyetçiliği üzerinden, bayrak ve Atatürkçülük sentezi ile yeni bir Baasçılık inşa ederek başardı.

MHP'yi deney tahtası yapacaklar

Seçim öncesi Kürt milliyetçiliğini kullanıp HDP'yi öne çıkaran bu irade, seçim sonrasının projesi için de MHP'yi kullanacak. İki milliyetçilik üzerinden bir Türkiye tasarımı uygulayacak. HDP'yi barajı aştırarak 7 Haziran seçimlerini etkileyen güçlerin projelerinde koalisyon için MHP kimliği üzerinde oynamak var. Bu da düşünüldü.

Aydın Doğan ve ekibinin intihar edercesine kumar oynamasının sebebi bu. Görüntüde o olsa da, eski Türkiye'nin “geleneksel", hiçbir şekilde yerli olmayan, otoriter iktidar merkezleri, koalisyonu da inşa etmek için MHP'yi bir deney tahtasına çevirecek. Türk milliyetçiliği üzerinden Türkiye'nin yüz yıllık millileşme öyküsüne çok ağır darbe vuracak.

Devlet Bahçeli buna direnebilir mi? Umarım direnebilir. Ona düşen ülkenin millileşmesine, yerlileşmesine destek vermektir. Bunu başaramazsa Türk milliyetçiliği intihar etmiş olacak, belki de bu şekilde tasfiye edilecek. Bahçeli'nin öfke yerine ülkenin ortak iyiliği yönünde tercih yapması, Türkiye'nin büyük bir uçuruma yuvarlanmasını engelleyebilir.

O sözü Demirtaş'a kim söyletti?

Daha koalisyon kartları açılmadı. Görünüşte AK Parti için MHP ile koalisyon daha öncelikli gibi. Bazı çevreler AK Parti ile CHP arasında bir koalisyonu tetikliyor ve bu hiçbir şekilde iyi niyetli bir “servis" değil. Daha çok AK Parti'yi tüketme, küçültme, parçalama ve tasfiye etme planlarının ikinci aşaması gibi görünüyor. AK Parti HDP koalisyonu ise ihtimal dahilinde görünmüyor. Selahattin Demirtaş'ın saldırgan tavırları bir yana bu seçenek AK Parti'yi yok edecektir.

Seçim öncesi Demirtaş'ın “Seni Başkan yaptırmayacağız" sözünün hiçbir şekilde kendi sözü olmadığını, kendine verilen bir talimat olduğunu, projenin çok büyük olduğunu, parti projesi değil Türkiye projesi olduğunu yazmıştım. Bu proje için partiler de imha edilir liderler de.. Nitekim öyle de olacak gibi. Seçim öncesi cepheyi inşa edenlerin, koalisyon formülleri düşünüldüğünde bazı partilerin, bazı siyasi liderlerin imhası pahasına planlar yaptıklarını görüyorum.

Yanıldığımı sanmıyorum ve gelişmeler de bu doğrultuda ilerliyor. Bahçeli'ye de Demirtaş'a yapılanların benzeri dayatmalar, yönlendirmeler yapılmış olabilir. Bunun ne kadar yapıldığını koalisyon formüllerinin açıkça tartışmaya açıldığı günlerde izleyeceğiz.

Darbe bu koalisyon üzerinden yapılacak

Kişisel kanaatim, seçim öncesi cepheyi kuranların, seçim sonrasına ilişkin koalisyon projesi; HDP'nin dışarıdan destek vereceği CHP-MHP koalisyonu şeklinde. Yani AK Parti dışında bütün partileri biraraya getirecekler. Kimliklerin aşınmasından kastettiğim buydu. Partileri ve liderleri imha pahasına biçimlendirilen proje Türk ve Kürt milliyetçiliği tek çatı altında toplanarak servis edilecek. Olmaz demeyin, bunu zorlayacaklar belki de başaracaklar. Seçim öncesi HDP üzerinden nasıl kamuoyu yönetildiyse bu proje için de kamuoyunu yönlendirmeye çalışacaklar.

Ben buna “Sisi Koalisyonu" diyeceğim. Gezi'de sokak terörüyle başaramadıklarını, 17 Aralık'ta paralel darbeyle başaramadıklarını belki de 7 Haziran sonrası sandık üzerinden başaracaklar. Kısmen de o amaca yaklaştılar.

Unutmayın, AK Parti iktidarını devirmek, Türkiye'nin büyük yürüyüşünü durdurmak, Yüz yıl sonraki ilk meydan okuyuşu engellemek, ülkemizi yeniden yönetilebilir alana çekmek için yürütülen çalışma sadece içerideki siyasi partilerin politik bakışıyla alakalı ya da eskinin iktidar kurucularıyla sınırlı bir proje değil. Çokuluslu bir müdahale sürecidir bu. Büyük Türkiye projesine karşı en büyük yıkım projelerinden biridir. Öyleyse böyle bir iradenin koalisyon için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Harcamayacağı hiçbir siyasi kimlik yoktur.

HDP infazlara başladı

Mısır'da demokrasiyi sona erdiren irade ile Türkiye'de bu projeleri yürüten irade aynıdır. Almanya'nın Mısır'la yaptığı sekiz milyar Euro'luk anlaşmayı, Sisi Cuntası'na akıtılan paraları ve uluslararası desteği düşünün. Türkiye Mısır'dan çok daha büyük, küresel ölçekte bir projedir. Kurulacak bu tür bir koalisyona belki olağanüstü destek verecekler, onu ayakta tutmaya çalışacaklar. Bu şekilde Türkiye'yi Mısır'laştıracaklar.

Bütün bunları düşünüyorlar, planlıyorlar, emin olun. Türkiye'de demokratik seçimler üzerinden bir müdahaleyi yönetiyorlar. Başarırlarsa ülke çok büyük sarsıntılar yaşayacak. Sadece siyasi kaos, ekonomik sıkıntılar değil, toplumsal çatışma alanları alabildiğine genişleyecek. Daha dün HDP infazlara başladı Diyarbakır'da. Aşırı öz güven HDP'yi intikam saldırılarına yöneltiyor. Bunun nerelere uzanacağını kestirmek güç. Belki de bir yıl bile devam edemeyecek bu tür bir koalisyon üzerinden yeniden iç çatışmalar servis edilecek. Belki de çevremizi saran kaosu Türkiye'ye ihraç etmek için planlanıyor bütün bunlar.

Başınız öne eğilmesin ve asla sendelemeyin..

Yüzde kırk bir oy alan bir parti bu ülkenin omurgasıdır. Her ne kadar tek başına hükümet kuramasa da bu ülkenin ruhudur, bel kemiğidir. Bu yüzde kırk bir asla pes etmeyecektir. Büyük Türkiye davasına sahip çıkacak, dik yürümeye devam edecek, boynunu asla bükmeyecektir.

Henüz Ak Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kartlarını görmedik. Ama ne olursa olsun, AK Parti iktidar dışı da kalsa, en geç bir yıl içinde ezici bir çoğunlukla gelecektir. Biz şimdilik, Türkiye için servis edilen kaos senaryosunu boşa çıkarmaya bakalım.

Çok büyük bir mücadele başlıyor. Ayaklarınız yere sağlam bassın ve asla sendelemeyin. Son istiklal savaşında bu bir yenilgi değildir. Mücadele çok daha sertleşecektir. Yüz yıllık hesaplaşma devam etmektedir. Türkiye'yi parçalamaya dönük projelere karşı en büyük engel Ak Parti'ydi. Bu engeli aşmak için çalıştılar ve belli oranda başardılar. Şimdi Türkiye'ye sahip çıkma zamanıdır.

İlgili Haberler