Yeni bir araştırma, zeytinyağının midedeki mikroflora ve mikrofaunaya da faydalı olduğu ve kanseri ve tip 2 diyabeti önleyici bir etki yaptığı sonucuna vardı.
İspanya'daki Valencia Üniversitesi kamu sağlığı ve önleyici hekimlik bölümünden Profesör Francisco Barba "Zeytinyağındaki tekli doymamış yağ asitleri ve diğer unsurlar, bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesine yardımcı oluyor. Özel bir etkisi olduğu için değil, vücudumuzun onlara ihtiyacı olduğu için" diye açıklıyor.
Ancak bazı araştırmalara göre, Akdeniz mutfağının sağlığa olumlu etkisi kısmen, zeytinyağının dışındaki gıdaların bileşimi ile de ilgili olabilir.
Bilim insanları zeytinyağının etkilerini ölçebilmek için farklı diyetler izleyen katılımcıları takip eden 30 ayrı çalışmayı gözden geçirdiler ve Akdeniz diyetiyle beslenenlerin, örneğin Batı Avrupa diyetine kıyasla glukoz düzeylerinin daha düşük, faydalı kolesterol düzeylerinin daha yüksek olduğunu gördüler.
Bu araştırmalar, farklı zeytinyağı çeşitleriyle denendi. Bazılarında da kalp hastalığı riskinin düşmesi de dahil sağlık yararlarının çoğunun zeytinyağından kaynaklandığı sonucuna varıldı.
Zeytinyağı ısıtıldığında zararlı mı?
Saf sızma zeytinyağı, antioksidanlar ve E vitamini bakımından da zengin ve araştırmacılar bu nedenle diğer zeytinyağı çeşitlerine göre, zararlı kolesterole karşı koruyucu etkisinin daha güçlü olduğu sonucuna varıyor.
Diğer zeytinyağı çeşitleri saf sızma yağ alındıktan sonra kalan kısmın preslenmesi ile elde ediliyor ve bu da bazı besleyici özelliklerinin azalması ya da yok olması demek.
Buna karşılık saf sızma zeytinyağının bir dezavantajı daha düşük ısıda yanmaya başlaması. Bu da son yıllarda yüksek ısıda kullanıldığında zararlı maddeler salabileceği ve faydalı içeriğinin bir kısmını yitireceği kaygılarının ortaya çıkmasına yol açtı.
Valencia Üniversitesinden Profesör Francisco Barba "Saf sızma zeytinyağı özellikle pişirilmeden kullanıldığında çok faydalı ama pişirmede kullanıldığında bile çok yüksek tekli doymamış yağ oranına sahip" diye açıklıyor.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar saf sızma zeytinyağının yemek pişirmekte güvenle kullanılabileceğini gösterdi.
Araştırmacılar saf sızma zeytinyağını, tavada 120 derece sıcaklıkta farklı sürelerle tutarak ne gibi değişiklikler geçirdiğini gözlemlediler.
Yağın faydalı polifenol düzeyinde meydana gelen değişikliğin süreyle değil ama ısı düzeyine bağlı olarak biraz değiştiğini buldular.
2011 yılında Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu, zeytinyağı üreticilerinin, ürünlerinin tanıtımında, antioksidan özellikleriyle oksidasyon stresini azalttığını ve hücreleri ve zararlı kolesterolü, hücreleri yaşlandıran oksitlenmeden koruduğunu söyleyebileceğine karar verdi.
Araştırmacılar, pişirmede kullanılan zeytinyağının da bazı özellikleri azalsa da en sağlıklı yağ olma özelliğini koruduğunu söylüyor.
Profesör Alice Lichtenstein ise zeytinyağının tekli ve çoklu yağ asidi oranı yüksek bir yağ olmanın dışında bir özelliği olmadığını düşünenlerden.
Zeytinyağının sağlıklı diyetteki rolü ve olumlu özellikleri bakımından araştırma sonuçları ve bilim insanları farklı sonuçlara varsa da açık olan şu ki, araştırmalar zeytinyağını diğer yağlara tercih etmemiz ama zamanda genel olarak yağ tüketimimizi sınırlı tutmamız gerektiğine işaret ediyor.
Lichtenstein, "Burada mesaj, 'zeytinyağı çok iyi dolayısıyla çok tüketmeliyiz' değil çünkü bu fazla kalori almamız demek. Bir kez dengeyi doymuş yağlardan doymamış yağ asitlerine doğru değiştirdikten sonra istediğimiz yağı seçebiliriz" diye ekliyor.