-YARIMAĞAN: BAŞKANA BEN DE İNANIYORUM ANKARA (A.A) - 04.04.2011 - Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in ''YGS'de şifreleme yapıldığı'' iddialarıyla ilgili olarak dün yaptığı açıklamaları değerlendirirken, ''Eğer bu olay sadece basına verilen kopyada yapılmışsa, ki Başkan öyle söylüyor, ben de inanıyorum; o zaman bu zaafiyet değildir. Ne sınavın tekrarlanmasına gerek vardır ne de Başkan'ın istifasına gerek vardı. Başkan'ın dediğine ben de inanıyorum ve onun sonucunda bu yorumları yapıyorum'' dedi. Yarımağan, ÖSYM Başkanı Demir'in dün yaptığı açıklamalara ilişkin sorularını yanıtladı. Demir'in açıklamasını ikna edici bulup bulmadığı sorusu üzerine Yarımağan, şunları söyledi: ''Nedeni açıklanınca olay ortaya çıkıyor. Başkan diyor ki 'Bir master kopya var, orada cevaplar şıklara göre sıralı. Biz orada doğru cevapların yerini değiştirmeden sadece yanlışların yerini değiştirdik.' Bunun hiçbir gerekçesi yok, hiçbir yararı yok. Niye yaptıklarını bilmiyorum. Her konuda fanteziye kaçtıkları için bunu yapmışlar. O bir şifreleme sonucu doğuruyor. Ben de baktım. Sıralı cevaplarda doğrunun yerini değiştirmeden yanlışların yerini değiştirirsen böyle bir sonuç çıkar. Eğer bu olay sadece basına verilen kopyada yapılmışsa, ki Başkan öyle söylüyor, ben de inanıyorum; o zaman bu zafiyet değildir. Ne sınavın tekrarlanmasına gerek vardır ne de Başkan'ın istifasına gerek vardır. Şifreleme olayı nedeniyle sınavda bir sorun yok. Başkan'ın dediğine ben de inanıyorum ve onun sonucunda bu yorumları yapıyorum. '' ''Matematikte böyle birşey mümkün mü?'' sorusu üzerine Yarımağan, ''Tabii. Doğru cevapların yerini değiştirmeden diğerlerini değiştirirseniz, sonuçları sayısal olan bütün soruların cevapları bulunur. Benim kanaatim böyle bir şifreleme yaptıklarının farkında da değiller. Onlar basına ellerindekinden farklı bir kopya veriyorlar ama cevap anahtarı değişmesin diye de doğruların yerini değiştirmiyorlar. Yani çok gereksiz bir işlem yapıyorlar. Basına doğrudan doğruya master kopyayı vereceklerine ki hiçbir sakıncası yoktur, böyle bir işlem yapıyorlar, ondan sonra da bir bardak suda fırtına kopuyor. O kısmında, ortada bir kötü niyet yok, bir sakınca da yok. Eğer olay sadece bu kadarsa bir sonuç çıkmaz bundan'' dedi. -''KIZLARIN AYNI YERDE GİRMESİ TESADÜF OLAMAZ''- ''YGS'de başka olumsuzluklar yaşandığını'' kaydeden Yarımağan, şöyle konuştu: ''Sınavda her adaya ayrı bir soru kitapçığı verilmesinin sakıncalı olduğunu kimse dile getirmiyor. Eşitlik ilkesini bozuyorsunuz. Bazı adaylara şıklar sıralı gelir, bazılarına sırasız gelirse benim küçük bir hesaplamama göre bazı adaylar diğerlerine göre 15-20 dakika kazanırlar. Her soruda 5 saniye kazansa, şıkların yeri sıralıysa doğru cevabı hemen bulur, sıralı değilse tereddüt eder arar, psikolojik olarak bulamadığını sanır, strese girer. Her ne kadar onlar bunu 'uzmana sorduk' diyorlarsa da ben bunu eleştiriyorum. Ayrıca, kız adayların ayrı okullarda sınava girmesinin de bir gerekçesi yok. 'Pozitif ayrımcılık' dendi. Pozitif ayrımcılık yapsalar bile tesadüfen bu sonuç oluşmaz. Bunu hiç iddia etmesinler. Zaten geçiştirdiler. İstanbul Beyazıt'ta 40 bin kişinin sadece 5 bini erkek, 35 bini kız olsa bile hiçbir okulda tesadüfen sadece kızlar sınava girmez. Bu tesadüfen olmuş gibi bir açıklama yaptılar. Bu tatmin edici bir açıklama değil, hatta mide bulandırıcı bir açıklama. Niye kızlar, hangi kızlar...'' Bugünkü teknolojide güvenlik açısından kulağın açık olmasının önem taşıdığını vurgulayan Yarımağan, şu görüşleri ifade etti: ''Bu sınavda benim tahminime göre onbinlerce kişi kulakları kapalı olarak sınava girmiştir. Kapılarda bunların göstermelik olarak araması yapılmıştır. Televizyonlarda gördüm, arama göstermelik. Kötü niyetli aday küçücük bir dinleme aletini vücudunun herhangi bir yerinde içeri sokar, sınav sırasında da kulağına takar. Kulakları da açıkta değilse dışardan ona kopya gelir. Çok basit bir hesapla 50 bin kişi kulakları kapalı olarak sınava girdiyse, bunların sadece 5 bini kopya nedeniyle günlük hayatında açıkken sırf kopya çekmek için kapandıysa 5 bin kişi 50 bin kişinin sırasını değiştirir. Bu da çok büyük haksızlık olur. Ben iddia ediyorum, bu sene yapılan sınav sırf bu nedenle bugüne kadar yapılan en güvensiz sınavdır. Adaylar silgisiz kalemsiz sınava girmişlerdir, her adaya farklı soru kitabı verilmiştir. Bunlarla sağlanan güvenlik önlemleri bence öbürünün yanında devede kulaktır.'' Bu kadar fazla adayın katıldığı sınavda, kötü yollara başvuran adaylar çıkabildiğini ve bunu önlemenin zor olduğunu belirten Yarımağan, bunu önlemenin yolunun bazı eğitimcilerin dile getirdiği gibi sınavı kademeli olarak kaldırmak olmadığını söyledi. Yarımağan, ''Sınavı kaldırınca yerine ne konulacağını kimse söyleyemez. Bunu önlemenin yolu bence, günümüzde bu mümkün, belirli programları sınavsız hale getirmektir. Sınavı sadece talebin çok olduğu programlarla sınırlı kılmaktır. Bu kadar çok üniversite olduğuna göre, bazı programlar boş kaldığına göre bunun pekala yapılabileceğini düşünüyorum. Sınava giren aday sayısını 500 binin altına düşürmek lazım. Açıköğretim Fakültesini sınavsız yaparsanız, kontenjanları dolmayan bazı programları, fakülteleri sınavsız hale getirirsiniz böylece sınava giren sayısını azaltırsınız hem stresi azaltırsınız, birtakım manipülasyonları önlersiniz'' dedi.