Renan Rodrigues, İsviçreli yemek paket servis şirketinde sürücü olarak bir buçuk yıl çalışmış. Ta ki şeflik işini bir "robot" devralıncaya kadar. 33 yaşındaki Rodrigues, yapay zekâ ve algoritmaların şirkette 2020 yılından beri kullanıldığını, ancak bir noktadan sonra tüm günlük işleyişi kontrol etmeye başladığını, sevkiyat ve vardiyalardan, günlük çalışma planından sorumlu hale geldiğini anlatıyor. "Robot" şeflik işini devraldıktan sonra sorun ve şikayetler için "insan" şeflere başvurmak da imkansız hale gelmiş.
Rodrigues, robotun görevinin teslimatı en verimli şekilde organize etmek olduğunu, işveren açısından bakıldığında işlevini de yerine getirdiğini belirtiyor. Robot gelmeden önce saatte iki teslimat yapılırken şimdi teslimat sayısı dörde, beşe çıkmış.
Rodrigues, robot şefle tecrübelerini ve yaşanan değişimi DW'ye şöyle anlatıyor: "Bunun insani düzlemde bir felakete dönüşeceğini hemen anladım. Robot, çalışanları karşı karşıya getirip birbirine karşı kışkırtma işlevi görüyordu. En hızlı, en iyi performans gösteren sürücüler daha fazla teslimat alıyordu. Sonunda aldığım iş sayısı azaldı. Sözleşmemde sabit bir aylık maaş olmadığı için aylık kazancımı kestiremez hale geldim."
Sürekli saate karşı yarışmak ve GPS sistemleri tarafından izleniyor olmanın büyük stres yarattığını söyleyen Rodrigues, "Yemeği teslim almaya restorana gittiğimde işletmeciye bir 'merhaba'' demek yerine 'sipariş nerede, acele edin' diye bağırmak insani anlamda çok üzücü" diyor.
Algoritma yönetimi hızla yayılıyor
Rodrigues ve iş arkadaşlarının "robot" diye adlandırdığı algoritmik yönetim sistemi, iş yerinde kararların, bilgisayar bazlı hesaplamalara göre alınmasına dayanıyor ve yapay zekâyla yakından bağlantılı. AB Komisyonu yapay zekâyı, "belirlenmiş hedeflere ulaşmak için çevresini analiz ederek eyleme geçen, belli bir otonomiye sahip akıllı sistemler" olarak tanımlıyor.
Algoritmik yönetim sistemi özellikle "esnek ekonomi" olarak adlandırılan alanda, Uber, Deliveroo gibi şirketler tarafından kullanılıyor. Bu sistem, genelde serbest çalışanlar ya da asgari kazanç garantisi bulunmayan sözleşmelerle çalışanlar üzerinden yürüyor.
Eleman alımı ve performans takibi
Ancak yapay zekâ hızla diğer alanlara da yayılıyor, örneğin beyaz yakalıların çalıştığı büro işlerinde eleman alımı ya da performans takibi için kullanılıyor. 2022 yılında profesyonel hizmetler danışmanlık şirketi PWC tarafından bin şirket arasında yapılan bir anket, şirketlerin altıda biri ila dörtte birinin eleman alımı ya da elemanları şirkette tutma amaçlı olarak son 12 ayda yapay zekâdan yararlandığını ortaya koyuyor.
Şirketler, personel ya da adaylar hakkında veriler toplamak için yapay zekâdan farklı şekillerde yararlanabiliyor. Kimin işe alınacağında, kimin terfi ettirileceğinde, performans değerlendirmelerinde, hatta bir elemanın işten ne zaman ayrılacağının kestirilmesi ve gelecekteki liderlerin belirlenmesinde.
Önyargıları gideriyor mu gidermiyor mu?
İnternet sitesindeki bilgilere göre Amazon, G4S ve Unilever gibi çok uluslu şirketler dahil 800 müşterisi bulunan ABD merkezli HireVue şirketi, işe alım görüşmelerini görüntülü olarak internet üzerinden yapıyor. Şirket, görüntülü mülakatlar yoluyla işe alım sürecinin hızlandığını, adaylara daha fazla esneklik tanındığını ve işe alım sürecinin daha adil işlediğini savunuyor.
Algoritmalar sayesinde, işe alım görüşmesini yürüten bir insanın bilinç altında ırk ya da cinsiyet gibi konularda sahip olabileceği önyargı riskinin bertaraf edildiği tezini öne sürüyor. Şirket, müşterileri arasındaki bir İngiliz bankadan örnek veriyor ve algoritmalar sayesinde personelde yüzde 70'e yüzde 30 oranında erkeklerden yana olan dengesizliğin giderildiğini ve şu an bankada yüzde 50'ye yüzde 50 bir denge sağlandığını belirtiyor.
Ancak son yıllarda çok sayıda uzman ve gazeteci, yapay zekâya dayalı işe alımlarda da ırk ve cinsiyete dayalı önyargı, engelli bireylere yönelik dezavantaj riski bulunduğu uyarısı yapıyor. ABD'de geçen yıl yapılan bir araştırma, yapay zekâ bazlı robotların sürekli olarak kadınlar ve beyaz olmayan kişilere yönelik ayrımcılık yaptığını ortaya koydu. ABD'li İşe Alımlarda Eşit Fırsatlar Komisyonu, iş yerlerinde yapay zekâ kullanımı konusunda yayımladığı kılavuzda, yapay zekânın özellikle de engelli personel ve adayları dezavantajlı duruma düşürebileceği uyarısı yaptı.
Yasal düzenleme hazırlıkları
Avrupa Birliği, iş yerlerinde yapay zekâ kullanımı konusunda Birlik çapında geçerli olacak yasal düzenlemeler üzerinde çalışıyor. Düzenlemelerin temelinde, yapay zekânın vatandaşlar ve şirketler açısından faydalar sağlayabileceği, ancak aynı zamanda temel haklara yönelik bir tehdit oluşturabileceği düşüncesi yatıyor.
Yasa tasarısında, işe alım ve çalışanların yönetimi, yüksek riskli alanlar olarak geçiyor. Yapay zekâ yazılımlarını üretenlere ve satın alanlara, piyasaya sürmeden ya da satın almadan önce yasalarla uyumunu denetleme yükümlülüğü getiriliyor. Bu denetimle sistemin kalitesinin değerlendirilmesi öngörülüyor. Kötü yazılımlar önyargılı sonuçlara yol açabiliyor.
Sendikalar: Duygu okuma teknolojisi yasaklanmalı
Avrupa Sendikalar Enstitüsü (ETUI), çalışanlar açısından yasal düzenlemenin, yapay zekânın işveren tarafından ne şekilde kullanılabileceği konusunu özel olarak düzenlemediği eleştirisinde bulunuyor. Halen üzerinde çalışılan yasa tasarılarının, patronların yapay zekâyı sorunlu bir şekilde kullanmasına karşı harekete geçmek için çalışanlara imkan sağladığını belirten ETUI, ancak herhangi bir yasak öngörmediğine işaret ediyor. Sendikalara göre, yapay zekânın en tartışmalı alanlarından biri olarak görülen "duygu okuma teknolojisi" ve Uber gibi esnek ekonomide çalışanların hesaplarının askıya alınması uygulamasına yasak getirilmesi gerekiyor.
İsviçreli yemek paket servis şirketinde çalışan Rodrigues, işinden olmasına yol açan "robotlar" hakkında pek iyi düşünmüyor. Şirketlerin ne yapıp ne yapamayacakları alanının yasalarla çok daha iyi düzenlenmesi gerektiği görüşünde. Ancak işten çıkarılmasını çok da dert etmiyor. Hayalindeki iş için eğitim aldığını ve yakında makinistliğe başlayacağını söylüyor.