Çevre

Ya Kars kaşarı ya altın madeni: Ardahan meralarında altın madenciliği için ruhsat alan Koza Altın’a Göle halkı dava açtı 

Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı 12 köyün arazileri, beş farklı ruhsatla altın-bakır madenciliğine açıldı. Türkiye’nin en bilinen coğrafi işaretli ürünlerinden olan Kars kaşarında kullanılan sütleri üreten Göle halkı Koza Altın’ın maden işletme ruhsatının iptali için dava açtı

28 Mayıs 2024 16:38

Doğu Eroğlu 

Erzincan’ın İliç ilçesinde kurulu Çöpler Altın Madeninde 13 Şubat 2024’te meydana gelen yığın liçi sahası felaketinde dokuz işçi hayatını kaybetmiş, kamuoyunun gözü denetimsiz altın madenciliği faaliyetlerine çevrilmişti. İliç’te kayıp işçileri arama çalışmaları sürüyor ve felaketin Fırat Nehri üzerinde kurulu Bağıştaş Barajına ve bölgeye etkileri hâlâ tartışılıyor.

Türkiye’nin farklı noktalarının altın madenciliği faaliyetlerine açılması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı birimlerin çalışmalarıysa devam ediyor.

Altın madenciliği yapılmak istenen Ardahan’ın Göle ilçesi sakinleri, köylerini ve meralarını kapsayan beş farklı ruhsat sahası oluşturulduğunu ve bu beş ruhsattan üçünün madencilik şirketlerine ihale edildiğini geçtiğimiz aylarda tesadüfen öğrendiklerini söylüyor.Yeşil Göle Dönmesin Çöle diyerek madencilik faaliyetlerine karşı kampanya başlatan Göleliler, Koza Altın’ın aldığı maden işletme ruhsatının iptali için dava açtı.

Bölge sakinlerinin itirazları dinlenmez ve ruhsatlandırılan alanlarda madencilik faaliyetleri başlarsa, geçimini tarım ve hayvancılıktan kazanan 24 köy altın madenciliğinden etkilenecek, meraların ciddi bir kısmı ortadan kalkacak ve Türkiye’nin coğrafi işaretli gıdalarından Kars kaşarı ve tereyağının üretiminde kullanılan süt inekçiliği yapılamaz hale gelecek.

Ruhsat sahası içinde 12 köy bulunuyor

MAPEG’in ruhsatlandırdığı alanlarda, Büyükaltunbulak, Koyunlu, Durucasu, Kuytuca, Filizli, Dölekçayır, Senemoğlu, Dengeli, Hoşdülbent, Eskidemirkapı, Yenidemirkapı ve Çullu köyleri yer alıyor. Ruhsat sahası içinde kalan bu 12 köye ek olarak Göleliler, ruhsatlandırılan alanlarda madenciliğe başlanması halinde başta Göle ilçe merkezi olmak üzere, Küçükaltunbulak, Esenyayla, Balçeşme, Çardak, Gülistan, Çayırbaşı Bucağı, Tahtakıran, Dereyolu, Okçu, Çalıdere, Esenboğaz ve Toptaş köylerinin de madencilik faaliyetlerinden etkileneceğini söylüyor.

Ruhsat verilen bölgelerde altın madenciliği faaliyetleri başlarsa, 24 köyün kullandığı yaylalar ile hayvancılıkta kullanılan meralar madenlerin ortasında kalacak.

Göle sakinleri, ruhsatlandırılan ve bazıları ihale edilmiş maden sahalarının ÇED süreçlerini takip ediyor ve madencilik yapmak üzere izin süreci başlatılması halinde diğer projelere de dava açmaya hazırlanıyor.

Şimdiye kadar Ardahan meralarında altın ve bakır madenciliği faaliyeti yapmak üzere Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlattığı bilinen tek şirket olan Koza Altın firmasının sahibi olduğu ruhsatın iptali için dava açan Göleliler, bölgedeki tüm madencilik girişimlerini yargıya taşıyacaklarını aktarıyor.

Göle’deki köyler ve meraları kapsayan beş farklı ruhsat sahasından ikisi Cemar Madencilik firmasına, biriyse Koza Altın’a ihale edilmiş durumda. Diğer iki ruhsat ise ihale aşamasında.

Göleliler, bölgeye verilen tüm ruhsat sahalarında madencilik faaliyeti başlaması halinde, bölge halkının ve çevrenin maruz kalacağı hesaplanmadan verilmiş tüm ruhsatların iptalini istiyor.

T24’ün sorularını yanıtlayan Göle Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Ömer Turan, madencilik projelerinin uygulamaya konması halinde önce Göle’deki hayvancılığın sonlanacağını, sonra da Göle’nin insansızlaşacağını söylüyor:

“Göle tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir yer. Meralarımız çok kaliteli ve vasıflı. Dava açtığımız Koza Altın’a ruhsatlı maden sahası, tam dört köyün ortak mera arazisini kapsıyor. Koza Altın projesinde, bölgeden çıkaracakları cevheri taşıyıp başka bir yerde işleyeceklerini, yani siyanürlü üretim kısmının Göle’de yapılmayacağı söyleniyor ama tüm patlatmalar, cevher çıkarma faaliyetleri Göle’de, insanlarımızın hayvancılık yaptığı meralarda gerçekleştirilecek. Proje alanının içinde, madencilik alanlarının 150 metre yakınında evler var. Bu projeler gerçekleşirse demek ki hayvanlarımızı bir daha meraya çıkaramayacağız. Koza projesinin süresinin üç yıl olduğu belirtiliyor. En iyi ihtimalle, üç yıl boyunca burada çalışıp cevheri çıkaracaklar, geride bir savaş alanı bırakıp gidecekler. Merasını yitirdikten sonra Göle halkı ne yapacak? Ne yapacağı belli; maden gittikten sonra Göle halkı da buradan göç etmek zorunda kalacak.”

Göleliler, “Altın madenciliği İliç’te tulum peynirini bitirdi, şimdi gözünü Kars kaşarına dikti” diyor. Ama altın madenciliği projelerinin Göle’de tehdit ettiği tek şey Kars kaşarının ve bölgede üretilen tereyağının hammaddesi olarak kullanılan süt inekçiliği değil. Bölgenin bir başka önemli geçim kaynağı da arıcılık. Kafkas arısının gen bölgesi içinde kalan Göle’de Orman Genel Müdürlüğünün bal ormanı projesi yürüttüğü orman sahaları da yer alıyor.

Bölge halkının bir diğer endişesi de, Kura Nehrine kaynaklık eden yeraltı ve yüzey su kaynaklarının kirlenmesi. Madencilik faaliyetleri için yapılacak sondajların ve bölge madenciliğe açılırsa gerçekleştirilen patlatmaların su kaynaklarını etkileyeceğinden korkan Göleliler, Kura Nehrini besleyen derelerin zarar görmesi halinde Ardahan’ın tüm su kaynaklarının kirleneceğinden endişe ediyor.

Aktif fay hattı İliç’te ortadan kaldırılmıştı, Göle’de görmezden geliniyor

Maden Tetkik Arama tarafından hazırlanan diri fay hatları haritalarında geçmiş yıllarda kendine yer bulan Ovacık Fay Hattı Munzur segmentinin, İliç’teki Çöpler Altın Madeni kurulduktan sonra yayınlanan haritalardan çıkarılması çok tartışılmıştı.

İliç’te yok edilen fay, Göle’de görmezden geliniyor. Ardahan’da altın madenciliği için ruhsatlandırılan ve madencilik firmalarının faaliyet yürütmek istediği bölgenin tam altından Göle Fayı geçiyor.

1900 yılından bu yana 5 şiddetinin üzerinde 22 depremin meydana geldiği Erzurum-Şenkaya ve Göle faylarındaki hareketlilik 27 Eylül 2022’de 5.2 şiddetinde bir depremle kendini göstermiş, maden ruhsat sahaları içinde kalan ya da ruhsat sahaları çevresindeki Küçükaltunbulak, Çullu, Koyunlu, Gülistan, Yağmuroğlu, Balçeşme, Esenyayla, Gedik, Kuytuca ve Toptaş köylerindeki yapılarda ağır hasar meydana gelmişti.

27 Eylül 2022 depremi sonrasında, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Göle fayı 6.8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip” uyarısında bulunmuştu. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür ise Göle Fayı hakkında, “Fay uzunluğu itibariyle daha büyük deprem oluşturma potansiyeline sahip” diye konuşmuştu.

ÇED süreci olumsuz sonuçlandı dendi ama Göleliler karara ulaşamıyor

Yaşadıkları köy ve mahallelerin maden ruhsatlarına konu edildiğini öğrenen Göleliler, yaklaşık bir yıldır maden projeleri hakkındaki ayrıntıları öğrenebilmek için endişeli bir bekleyiş içindeydi. Koza Altın İşletmelerinin 5 Aralık 2023’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına proje tanıtım dosyası sunup Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatması, maden tehdidinin somutlaşmasına yol açtı. Madene karşı yasal girişim başlatmak için hazırlık yapan Göleliler, çok geçmeden AKP’li ve CHP’li milletvekillerinin ÇED sürecinin sona erdiğine ilişkin açıklamalarıyla karşılaştı.

AKP Ardahan Milletvekili Kaan Koç, “Yeşil Göle’mizin gönlü rahat olsun. Göle’mizin zengin tabiatının doğasının bozulmasına asla ve asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. 2023 yılı aralık ayında başlatılan ÇED süreci bugün itibariyle olumsuz sonuçlanmış ve projeye ÇED onayı verilmemiştir” açıklamasını yaptı. Daha temkinli bir yaklaşım takınan CHP Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu ise “Projeye ÇED onayı verilmemiştir. Fakat bu bir sonuç değil bunun farkındayız. Ruhsatın tamamen iptalini sağlayana kadar mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.

Fakat maden projesi hakkındaki ÇED sürecinin akıbeti hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı herhangi bir açıklama yapmıyor. Yerel ve ulusal düzeyde Bakanlık yetkilileriyle görüşüp ÇED sürecinin sona erdiğinin resmen kendilerine bildirilmesini isteyen Göleliler, Bakanlıktan henüz bir yanıt alamadı. Göle Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Ömer Turan, görüştükleri yerel yetkililerin kendilerine projenin akıbeti hakkında açıkça bilgi vermekten imtina ettiğini söylüyor. Turan, “Görüştüğümüz memurlar, Koza Altın’ın maden projesine ait ÇED sürecinin sonlandığına dair ellerine resmi belge ulaşmadığını söylüyor. Biz de milletvekillerinin söyledikleri kadar biliyoruz yani. ÇED süreci sonlandı deniyor ama ortada resmi belge yok” diyor.

Maden projesinin ÇED sürecinin durdurulduğuna ilişkin herhangi bir duyuru Bakanlığın E-ÇED sisteminde de yayınlanmadı.

Ruhsatın iptali için dava açan Göle sakinleri, mahkemeden Ardahan Valiliği ile yazışarak ÇED sürecinin sonlandığına ilişkin iddiaları da teyit etme talebinde bulundu.