Türkiye'nin öne gelen yemek yorumcularından Vedat Milor, geçen hafta bir takipçisinin paylaştığı iki fotoğrafının ardından yaptığı “Telefonu denize düşünce umursamayan biriyken, bu hale nasıl geldim ben?" yorumunu bu hafta Hürriyet gazetesinde kaleme aldığı köşe yazısına da taşıdı.
TIKLAYIN - Vedat Milor: Bu hale nasıl geldim ben?
Hayatında benzeri intervention’larla (kişinin hayatına dair çevresinden gelen iyi niyetli müdahale/T24) iki kez daha karşılaştığını anlatarak, şunları söyledi:
“İşte Twitter’da denk geldiğim ve beni hayli güldüren yan yana konulmuş fotoğraflarım da bu sosyal medya mevzuunu çok daha fazla düşünmeme yardımcı oldu. Bu mecrada atılan mesajlara bakarsak; öğrenciler ve okurlar benim empati kurabildiğim, nispeten homojen grupları oluşturuyor.
"Yorum yapanlar arasında çoğunlukta olan iki grup var: Beni uzun yıllardır gazete yazılarından takip edenler ve yazılarımı bilmeyip televizyondan tanımış olanlar. Bu yorumcularla diyalog kurmak zevkli. Onların sevgisi pozitif enerji yaratıyor. Onların yazdıklarını okuyunca düşünüyorum, yeni şeyler öğreniyorum, yazılar için ilham alıyorum.”
"Cahiller, aşağılık kompleksli demagoglar ve iftiracılar”
Takipçileri arasında gayet düzgün bir dille çok yerinde eleştiriler yöneltenler de bulunduğunu belirten ve bu sebepten de paylaşımlarını yorumlara kapatmak istemediğini belirten Milor, “Ama işte madalyonun bir de öteki yüzü var: Sosyal medya canavarları…” diyerek şöyle devam etti:
“Sosyal medya canavarları her yaştan insan barındıran, çok tehlikeli bir grup. Tehlikeli çünkü asıl amaçları benim paylaşımlarımın içeriği hakkında yazmak değil. Amaçları, benim ve dişlerini geçirecekleri başkalarının paylaşımlarını kullanarak farklı kazanımlar elde etmek. Örneğin, benim vereceğim yanıta bağlı olarak kendi takipçi sayılarını artırmak, negatif iletişimle kendine yüksek değer atfetmek veya sadece dijital sosyalleşme... Ona buna saldırıyor, herkese, her şeye yorum yapıyor, daima takdir bekliyor, aksi takdirde kavga etmeye çok hazır ve provokatif. Bu sosyal medya canavarları arasında da üç farklı tipte insan var: Cahiller, aşağılık kompleksli demagoglar ve iftiracılar.”
*Milor’un Hürriyet gazetesinin bugünkü (21 Ekim) nüshasında yayımlanan yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.