Sağlık

Uzmanı açıkladı: Sarı nokta hastalığı körlüğe sebep olabilir

21 Aralık 2024 10:32

Güncelleme: 21 Aralık 2024 10:48

Sarı nokta hastalığının oluşma nedenlerine, belirtilerine ve dikkat edilmesi gerekenlerine değinen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fevzi Akkan, görmeyle ilgili yaşanan herhangi bir problem sebebinin sarı nokta olabileceğini söyledi. Hücrelerin erken ölmesinden dolayı hastalık sonunda körlüğe giden durumların oluştuğunu ifade eden Op. Dr. Akkan, "Bazen bir hastaya 3 defa iğne yaptıktan sonra iyileşebiliyor ama belli süre sonra takipsiz kalındığında tekrar edebiliyor. Onun için sarı nokta hastalığında önemli olan sıkı takiptir" dedi.

"Sarı nokta hastalığının 100 farklı tipi var"

Sarı noktanın gözün iç arka duvarında bulunan 1-2 milimetrelik bir alan ve görmemizi sağlayan en güçlü yer olduğunu söyleyen Op. Dr. Fevzi Akkan, "Sarı nokta görmemizin yüzde 95'inden sorumludur. Sarı nokta hastalığı ise bir tane değildir, 100'e yakın farklı tipi vardır. Bütün ışık ve görüntü odaklanıp sarı noktanın üzerine düşer. Görevini iyi yapamazsa görmemiz bozulur. Sarı nokta hastalığının asıl belirtisi de hastanın iyi görememesidir. Bazen görmenin miktarının düşmesi ve obje formunun iyi görülmemesi, mesela çizgiyi eğri, kırık ya da yamuk görmek gibi, belirtileri gösterir. Hastanın görmeyle ilgili yaşadığı herhangi bir problemin sebebi sarı nokta olabilir" diye konuştu.

Erken tanının önemi

Erken tanı konulmasının önemli olduğundan bahseden Op. Dr. Akkan, sözlerine şöyle devam etti:

"Eskiden sarı noktaya bağlı kör olan birçok hasta vardı. Günümüzde bu körlüğü engellemek için bir sürü tedavi şekli var. Sağlık Bakanlığı ile beraber yürütülen bir kök hücre terapisi var. Bu da bütün tedavilerden fayda göremeyen hastalar için şu an son bir şans olarak uygulanıyor. Doğuştan gelen sarı nokta hastalıkları var.

Genetik yolla aktarılan sarı nokta, küçük yaştan beri gözde taşınıyor. 10'lu yaşlara doğru gelindiğinde ise görme azalmaya başlıyor. Burada olay sarı noktanın altındaki hücrelerin erken ölmesidir. Hücreler erken öldüğü için görme gittikçe azalmaya başlıyor, sonunda körlüğe giden durumlar oluşuyor. Kök hücre tedavisinin amacı ise hızlı kötüye gidişi yavaşlatmak. Erken yaşta kör olacak hastaların daha uzun yıllar görmesini sağlamak.

Bu yüzde 100 çalışan ve her hastada başarılı olan bir yöntem değil. Tedavisi olmayan hasta gruplarında ise başarısı iyi ama yeni bir uygulama olduğu için Sağlık Bakanlığı'nın özel izni ve onayı ile yapabiliyoruz. Burada biz hastalığı ortadan kaldıramıyoruz, yavaşlatıyoruz ve biraz durdurabiliyoruz. Bazı hastalarımızda, bunlar yüzde 15-20 grup, görme kalitelerinde biraz daha artış olduğunu biliyoruz."

"İlaç vasfında olmayan damlalar körlüğe neden olabilir"

Sarı nokta hastalığının tedavisinde internetten ya da reklamlardan görülen ve doktor onayı olmayan damlaların kullanılması hakkında uyarılarda bulunan Op. Dr. Akkan, hastaları körlüğe kadar götürme riski taşıdığını ifade etti. Gözde kullanılan bu damlaların yan etkilerini anlatan Op. Dr. Akkan, "Kornea ve konjonktiva dediğimiz dış tabakaya zarar vermekten tutun; katarakt, göz tansiyonu ve retinaya kadar her türlü yan etkisini görüyoruz. Onun için internetten ya da reklamlardan gördüğünüz ve doktorunuzun onayı olmayan hiçbir damlayı kullanmayın. Bu şekilde ilaç vasfında olmayan damlaları kullanmanın hastaları körlüğe kadar götürme riski olabilir. Ayrıca özel faktörler dediğimiz sistemik hastalıkta; hipertansiyonlar, diyabet, yağlı beslenme, düzensiz beslenme ve sigara kullanımı sarı nokta hastalığını artıran faktörlerdir" dedi.

"Her gün bir kilo havuç yiyerek gözlerimizi iyi edemeyiz"

Sadece sebze ve meyve tüketerek sarı nokta hastalığının iyileşemeyeceğini belirten Op. Dr. Akkan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Her gün bir kilo havuç ya da kırmızı üzüm yiyerek gözlerimizi iyi edemeyiz. Kuru tipte sarı nokta hastası olanlara bu besinlerden alacakları özel vitaminleri ve mineralleri içeren ilaçları tavsiye ediyoruz. Kilolarca yenilecek sebze ve meyvelere karşılık bir tablette vitamin ve mineraller mevcut oluyor. Sarı nokta hastalarında ve yaşlılarda ultraviyolenin, güneşten gelen ışık enerjisi, zararlı etkisinden korunmak için güneş gözlüğü öneriyoruz. Güneş gözlüğünün içinde ultraviyole koruyucu bir etki ya da tabaka yoksa siyah camlar göz bebeğimizin büyümesiyle zararlı ışınların gözümüze girmesine sebep oluyor." (DHA)

 

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir