Plastiğin esnekliğini artırmak için kullanılan ftalat kanserojen madde içeriyor. Çoğunlukla Uzakdoğu’dan getirilen ayakkabılarda rastlanılan ftalat en son Metro Group’un test ettirdiği yerli üretim ayakkabılarda çıktı. Yılda 190 milyon çift ayakkabı satılan Türkiye’de kaç ayakkabının ftalatlı olduğu bilinmiyor. Çünkü denetimler yetersiz.
Demet Cengiz Bilgin'in Hürriyet'teki haberine göre; geçtiğimiz günlerde Metro Group’un test ettirdiği 144 ayakkabının yüzde 22’sinin kanserojen ftalatlı çıkmasının ardından gözler ayakkabı sektörüne çevrildi. Türkiye’de yılda yaklaşık 190 milyon çift ayakkabı satılıyor. Bu ayakkabıların yaklaşık 50 milyon çifti yurtdışından geliyor. Uzakdoğu’dan getirilerek Türkiye’de satılan ayakkabılar ise yaklaşık 30 milyon çift. Uzakdoğu’dan gelen ayakkabıların bu kadar çok tercih edilmesinin nedeni ise ucuz olması. Ancak bu ayakkabıların bir bölümünde insanları bekleyen büyük bir tehlike var: Ftalat. Kansorojen madde içeren, başta Avrupa Birliği olmak üzere bir çok ülkede ayakkabılarda kullanılması yasak olan bu maddeye Uzakdoğu ürünlerinde oldukça sık rastlanıyor.
İşin kötü tarafı Metro Group’un test ettirdği ve ftalatlı olduğu anlaşılan ayakkabıların yerli ürün olması. Türkiye’de denetimler yetersiz olduğu için kaç çift ayakkabı ftalat adı verilen kanserojen madde içeriyor bilinmiyor.
52 milyon çift ithal ayakkabı
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı İslam Şeker, Türkiye’de 52 milyon çift ayakkabının ithal edildiğini, bunların yüzde 70’inin Uzakdoğu’dan geldiğini belirterek, “Ne yazık ki ithal ürünlerde denetimler gerektiği gibi yapılmıyor. İç piyasada üretilen ürünlerde de denetim boşluğu var. ‘Giydiğimiz ayakkabıların yüzde kaçı kanserojen’ sorusuna yanıt veremiyoruz. Çünkü bilmiyoruz” dedi. Şeker, Metro’nun diğer firmalara örnek olmasını temenni ettiğini söyledi.
Tek gümrük önerisi
Türkiye’ye ithal gelen ayakkabıların büyük kısmının testlere tabi tutulmadığını kaydeden Şeker, sadece gümrükte kırmızı hatta düşenlerin veya gümrük memurunun kararıyla seçilen numunelerin teste tabi tutulduğunu söyledi. Kanserojen maddelerin tespit edilmesi gerektiğini söyleyen Şeker, şu önerileri sıraladı: “Uygun denetim için bütün ithal ayakkabıların tek bir gümrükten girmesini, (3 gümrük olabilir) uygun görüyoruz. Her konteynerden numune alınıp test yapılmalı. İç piyasadaki üreticilerin denetimi de iyi yapılmalı.”
Firmalarla ftalat pazarlığı
Metro Group, test ettiği 144 ayakkabının yüzde 22’sinde kanserojen ftalat maddesi bulunca, okul ayakkabısı reyonunu küçültme kararı aldı. 100 bin liralık satış kaybını göze alan Metro Toptancı Market Gıdadışı Satınalma Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Selma Zaim, “Okul ayakkabısı kategorisinde 20 tedarikçi sayımızı 4’e düşürdük. Alımın yüzde 60’ını da yerli şirketlerden yapıyorduk” dedi. Zaim sözlerini şöyle sürdürdü: “Tedarikçilerimizden 1-1.5 yıldır ftalatsız ürün istiyoruz. Bize, ‘model başına on bin ve üzerinde sipariş verirseniz ftalatsız bantta üretelim, daha az verirseniz ftalatlı alırsınız’ diyorlar.”
Mağaza denetimi caydırır
TASD Başkanı İslam Şeker, konunun sadece ithal ürünlerle sınırlı olmadığını söyleyerek, “Bu toplum sağlığını direkt ilgilendiren bir konu. Bu konuyu sağlık bakanlığı, Gümrük Bakanlığı ve Ekonomi ve Dış Ticaret’ten sorumlu bakanlıklar ortak olarak ele almalı ve mücadele etmeli” dedi. Şeker, ayakkabının derisinin, deriye alternatif kullanılan imitasyon ürünlerin, alt taban, iç astarlar ve ayağa direkt temas eden bölümlerinin sağlıklı olması gerektiğini söyledi. Kanserojen maddenin gözle görülerek anlaşılamayacağını vurgulayan Şeker, “Mağazalarda yapılacak denetimler de önemli. Tüketici malzeme içeriğini belirten etiketi olmayan ürünleri almasın. Çok büyük marka ve mağazalarda bile etiketsiz ürünlere rastlanıyor. Perakendede yapılacak denetim caydırıcı olur”
diye konuştu.
İthalde ftalata bakılmıyor
Çevresel ölçüm ve analiz şirketi Ekoteks İcra Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir, ithalatta denetimlerin yapıldığını, aslında Türkiye’nin ihracatçı bir ülke olduğunu belirtti. Ftalatın sadece plastik ayakkabılarda ya da suni derilerde kullanıldığını vurgulayan Özdemir, “Zaten Avrupa, Amerika bize bunu dayatmış 20 yıldır biz bunu iç üretimde aşmışız. Türkiye’de bu maddeyi kullanan merdiven altı üretici bulmak çok zor. İthalatta denetimler iyi ama testlerde ftalat bakmıyoruz” dedi.
Ftalat nedir?
Ftalik asidin monohidrik alkoller ile yaptığı diesterlere ftalatlar deniliyor. Genellikle plastiklerin esnekliğini arttırmak için kullanılıyor. Ftalatlar; vinil ve plastik kaplarda, gıda ambalajlarında, ev eşyalarında, sabun, losyon gibi birçok vücut bakım ürününde kullanılıyor. En çok bilinen ftalat DEHP [di(2etilheksil)] ftalat’ın insanlarda kansere neden olduğu IARC (Internatıonal Agency For Research on Cancer–Uluslararası Kanser Araştıma Ajansı) tarafından kabul edildi. (Kaynak Wikipedia)