Urfa'da bir 'Katwe' hikâyesi; öğrencilerine satrancı sevdirdi, köye madalyalar getirdi
"Tarlada bile satranç oynuyorlar"
25 Ocak 2017 11:39
Şanlıurfa'da Siverek İlçesine bağlı Taşan Köyü'ne beden eğitim öğretmeni olarak atanan 27 yaşındaki Melih Özcan, Queen of Katwe filmini hatırlatan bir başarı hikâyesine imza atıyor. Özcan, Kocaeli'nin Darıca Belediyesi'nden gönderilen satranç takımlarıyla öğrencilerine bu oyunu sevdirdi. İl genelinde dereceye giren öğrencilerden 6'sı Antalya'da düzenlenen Türkiye Şampiyonası'nda köylerini temsil ediyor.
DHA'nın haberine göre, Tekirdağlı beden öğretmeni Melih Özcan, iki yıl önce Şanlıurfa'nın Siverek İlçesine bağlı Taşan Köyüne atandı. İlçeye 35 kilometre uzaklıktaki köy okulunda yeteri kadar spor malzemesi bulamayınca öğretmen Özcan, kendi satranç takımıyla çocukların ilgisini çekti. Çocuklardaki yeteneği fark eden Melih Özcan, Okul Müdürü Mustafa Karadağlı'nın vasıtasıyla Darıca Belediyesi'nden 50 satranç takımı istedi. İşBankası'ndan da satranç sınıfı için gerekli malzemeyi tedarik eden Melih Özcan, 49 hanelik köyde satranç akımı başlattı.
"İneklerin yanından koşturarak geliyorlar"
Çocukların yazın mevsimlik işçi olarak başka şehirlerde çalıştığını belirten Özcan, "Çocuklar yazın domates tarlalarında çalışıyor. Kışın ise hayvancılık yapan ailelerine yardım ediyor. Yaşlarına göre oldukça zor işlerle meşguller. Bazen hayvanlarla ilgilendikleri için okula gelemiyorlar. Bu zorluklar arasında satranç onların kurtarıcısı oldu. Okulda açtığım kursa onların deyimiyle 'ineklerin yanından' koşturarak geldiler, hiç ders kaçırmadılar. Bazıları okula gelmediği halde okuldan sonraki kurslara katılmayı ihmal etmedi. Böylece köyde herkes biraz ucundan satrancı kabullendi" dedi. Bazı ailelerin satrancı kumar oyunu zannederek karşı çıktığını dile getiren Melih Özcan, çocuklardaki değişimi gören ailelerin de satranca ilgi gösterdiğini söyledi.
"iki öğrencimiz madalya kazandı"
Bu zamana kadar köylerinden dışarı sadece çalışmak için çıkan çocukların artık birer sporcu olarak turnuvalara katıldığını dile getiren Melih öğretmen, "İlk turnuvada derece yapamadık. Çünkü alışveriş merkezinde yapılan turnuvada yürüyen merdivenler, oyun salonları, restoranlar onların dikkatini çok dağıtmıştı. İkinci turnuvamız Şanlıurfa'daki şampiyonaydı ve iki öğrencimiz madalya kazandı. 8 yaşındaki Mustafa Akfırat il birincisi, 12 yaşındaki Sabri Beyaztoprak il üçüncüsü oldu. Köy okulumuzun kazandığı ilk ödüllerdi bunlar. Benim de öğretmenlik hayatımın ilk ödülleri oldu" diye konuştu.
Yaşadıklarını sosyal medyada paylaştıktan sonra Satranç Milli Takımı'nda yer alan Kıvanç Haznedaroğlu'nun kendisiyle iletişim kurduğunu aktaran Özcan, onun aracılığıyla Antalya'daki şampiyonaya katıldıklarını söyledi. Özcan, "Burada belki de hayatlarında bir daha göremeyecekleri bir ortamdalar. Çok mutlu ve bir o kadar şaşkınlar. 6 öğrencimiz burada yarışıyor. Öğrenciler ile ilgilenmek benim için çok yorucu oluyor ama onların yüzündeki gülümsemeyi görmek paha biçilemez" dedi.
Tarlada bile satranç oynuyorlar
8 kardeşi olan Urfalı minik satranç oyuncusu 8 yaşındaki Mustafa Akfırat, ilk defa satrancı okulda öğretmeni sayesinde gördüğünü söyledi. En sevdiği oyunun artık satranç olduğunu belirten Akfırat, oyunu evde ağabeyiyle sürekli oynadığını söyledi.
Furkan Akfırat ise Melih öğretmenlerinin satrancı kendileriyle tanıştırdığını anlatarak, artık bu oyunu çok sevdiğini kaydetti. Akfırat, "Evde ve okulda her zaman bu oyunu oynar olduk" dedi
Şanlıurfa'da il birincisi olan Sabri Beyaztoprak da satrancın en sevdiği oyun haline geldiğini dile getirdi. Beyaztoprak, "Eskiden köyde saklambaç, futbol oynardık. Şimdi ise sürekli satranç oynuyoruz. Zeka oyunu olduğu için bu oyunu tercih ediyoruz. Tarlaya ineklerin girmemesi için beklerken bile satranç oynuyoruz" diye konuştu.
Queen of Katwe'yi akıllara getirdi
Urfa'daki bu başarı hikâyesi, vizyondaki filmler arasında yer alan Queen of Katwe'yi akıllara getirdi. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan film, Ugandalı bir kızın satranç ile tanıştıktan sonra hayatının değişimine odaklanıyor. Uganda-Kampala'daki Katwe Köyü'nün gecekondusunda yaşayan 10 yaşındaki Phiona'nın dünyası Robert Katende ile misyonerlik programında tanıştığı gün değişiyor. Futbola antrenörlük yapan ve çocuklara satranç oynamayı öğreten Katende, Phiona'yı keşfederek oyunu öğretiyor ve şampiyonluğa uzanan bir yolculuk başlıyor.