Yaşam

Ulusal Kriminal Büro manken Aslı Baş'ın ölümüne 'cinayet' dedi

172 sayfalık detaylı ikinci bilirkişi raporunda da manken Baş’ın cinayete kurban gittiği belirtildi

13 Kasım 2012 17:52

Muğla’nın Bodrum İlçesi Yalıkavak Beldesi’nde 2 yıl önce turizmci Ahmet Bayer’in villasının terasından düştüğü iddia edilen 2003 yılı Miss Model Of The World (Mankenler Kraliçesi) yarışması birincisi 32 yaşındaki Aslı Baş’ın, ikinci bilirkişi raporunda da cinayete kurban gittiği belirtildi. Baş’ın önce sırtına ve başının arkasına sert bir cisimle vurulduğu, boynunun kırıldığı, ardından kucağa alınarak terastan atıldığı ifade edildi.

Yaşar Anter'in DHA'da yer alan haberine göre; Manken Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde saat 02.30 sıralarında vurgun yediği için tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayan turizmci 55 yaşındaki Ahmet Bayer’in Yalıkavak Beldesi’ndeki tatil köyü içindeki villasının 6.5 metre yüksekliğindeki terasından düşerek yaşamını yitirdi. Genç mankeninin ölümüyle ilgili olarak Ulusal Kriminal Büro Adli Kriminal İnceleme ve Raporlama Kuruluşu tarafından geçen 19 Nisan’da hazırlanan ön bilirkişi raporunda, 'Kadın düşmüyor, atlamıyor, atılıyor' ibaresi üzerine, turizmcinin oğulları 25 yaşındaki Hakan Bayer ve 23 yaşındaki Volkan Bayer geçen 29 Ağustos’ta tutuklandı.

Olayla ilgili 30 Ekim 2012 tarihinde yine aynı kuruluş tarafından hazırlanan 172 sayfalık detaylı ikinci bilirkişi raporunda da manken Baş’ın cinayete kurban gittiği belirtildi. Bodrum 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi, geçen 8 Kasım’da görülen davanın duruşmasında, Muğla Cezaevi’nde tutuklu bulunan Volkan Bayer’i yurtdışı yasağı koyup, adli kontrollü olarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Hakan Bayer’in ise tutukluluğunun devamına karar verdi.

 

'Başına sert cisimle vurulup, atıldı'

 

Mahkemeye ulaşan ikinci bilirkişi raporu ve villada cansız mankenle yapılan tatbikatın ardından olaydaki sır perdeleri de yavaş yavaş tüm detayları ile gün yüzüne çıkmaya başladı. Raporda, manken Baş’a ait, notebook, pasaport, telefon, facebook hesabı ve 12 saatlik kamera kayıtlarının dökümlerine de yer verildi. İkinci bilirkişi ve cansız mankenle yapılan prova raporlarında, manken Baş’ın düşme veya atlama değil 'atılma' sonucu öldüğü vurgulandı. Genç mankenin, önce sırtına ve başının arkasına sert bir cisim ile vurulduğu, boynunun kırıldığı, ardından kucağa alınarak terastan atıldığı ifade edildi.

20 sorunun yanıt beklediğinin belirtildiği raporda, "Manken Baş’ın başının sol arka bölgesinde kemiğin kırılarak içeri göçmesiyle oluşan göçük yere düşme ile değil, vurma sonucu meydana gelmiş. Büromuzun kanaatine göre Aslı, kuvvetle muhtemel baygın veya darbelenmiş halde atılmış. Boynundaki kırılmanın ise yukarıdada meydana gelmiş olabileceği göz önünde bulundurulmalı" denildi.

Bilirkişi raporunda Aslı Baş’ın tam olarak saat 02.33.37’de düştüğünün belirlendiğine de yer verildi.

 

'Şüpheli hareketler kameralara takıldı'

 

Raporda, atıldığı ve ölümün meydana geldiği saatlerin ardından delil karartmaya, delillerin yerini ve şeklini değiştirmeye, saklamaya, silip yıkamaya, yıkayanın ifadesine göre yıkatılmaya çalışıldığı, mekanda var olan kişilerden başkaca kişilerin de kameralara yansımayan bir takım yerlerden mekana giriş çıkış yaptıkları, anlamsız ve olmaması gereken bazı hareketlerin şüphe ve dikkat çekici bulunduğu da vurgulandı. Düşmenin hemen ardından bir kişinin çalıların arasına bıraktığı cismi, gündüz saatlerinde bir kadının aldığının, kamera görüntülerinden tespit edildiğine de raporda yer verildi. Raporda bu cismin Baş’ın baş ve sırtına vurulan cisim olabileceği de öne sürüldü.

 

'Kucakta taşınıp atıldı'

 

Raporda, görüntü kayıtlarındaki düşüş pozisyonundan manken Baş’ın kucakta bir hasta gibi taşınıp atıldığının anlaşıldığı belirtildi. Genç mankenin düşme sırasında çok kuvvetle muhtemel kendinde olmadığı, baygın olduğu izleniminin hareketsizliğinden anlaşıldığı da raporda kaydedildi.

 

'İntihara meyilli biri değildi'

 

Bilirkişi raporunda, Hakan Bayer, Nilgün Okur, Beyhan Strasser ve Melis Murat’ın olayın tam merkezinde oldukları, hepsinin de yaşananları gördükleri öne sürüldü. Bu kişilerle birlikte Bayer’in şoförünün de şüpheli durumunda olduğu vurgulandı. Bayer, oğulları ve tanıkların ifadelerinde agresif, sinirli, psikilojik tedavi gören, asabi biri olarak tanımlanan manken Baş’ın raporda, görüntülü telefon ve notebook çözümlerinden ve hakkında bilgi alınan arkadaşlarından edinilen kaanatin ise intihara meyilli olmadığı, munis, uysal, saf, intihar değil yaşam insanı olduğu ve istismarcı kişiliğe sahip olmadığına yer verildi.

Raporda yanıt bekleyen sorular:

1) Hakan Bayer, olay günü saat 15.00’ten sonra babası Ahmet Bayer’i tam 36 saat hiç aramıyor. Babası da Hakan’ı aramıyor?

2) Hakan Bayer, olay günü ve ertesi gün güvenlik kamerası kuruluşunu arıyor. Ardından da bu kuruluşa altı kez mesaj çekiyor. Neden?

3) Olay yerini ve havuzlu bahçe katını gören kamera neden yok?

4) Evin içini ve tahta perdeyi gören kameralar da yok neden?

5) Hakan Bayer verdiği ifadede Aslı’yı ambulansa taşıdıklarını söylüyor ama bu görüntülerde Hakan yok?

6) Volkan, ‘Aslı ile samimiyetim yoktu’ diyor ama 00.59’da merdiven başında Aslı’ya ya tokat atıyor veya benzer davranışta bulunuyor, bu iki defa oluyor?

7) Aslı’nın HTS’si (Konuşma dökümü) nerede? Gelmediyse neden sorulmuyor? Geldiyse kaybolmuş olabilir mi?

8) Aslı, Ahmet Bayer’in dediği gibi şayet abisine gidecek ise ölmeden önceki son hareketi harici elbise giymek olmalıydı. Oysa saat 01.48’de soyunup üstünde öldüğü andaki kıyafeti ile havuzlu kata çıkarmıydı?

9) DVR’lar (kamera sistemi) kurulurken aynı kapasitede HD’lere sahip olması gerekir. Neden farklı? Farklı hardiskler mi sunuldu?

10) Olayın hemen ardından neden sadece üç kişinin ifadesi alınıyor? Mekanda olduğu söylenen kişilerin ifadeleri alınmıyor?

11) Ahmet, Hakan, Nilgün ve Beyhan’ın vücutları neden incelenmiyor? Bir boğuşma izi neden aranmıyor? Yaralıda otopsi izi aranıyor fakat akla bunun bir intihar olmayabileceği ihtimali neden akla getirilmiyor?

12) Aslı’nın olay anından iki üç dakika önce konuşurken saati kolunda. Ancak, düştüğü yerde kolunda saati bulunmuyor? Ardından hastanede teslim edilen malzemeler arasında saat tekrar ortaya çıkıyor? Bu nasıl oluyor?

13) Ahmet Bayer, Aslı’nın telefonunun bozuk olması nedeniyle kendisinin telefonunun kullandığını söylüyor ama buda doğru çıkmıyor?

14) Olayda ifade verenlerin çelişkili ifadeleri ve bazı konuları ezberlercesine aynı şekilde tekrar etmeleri tesadüf müdür?

15) Görüntülere yansıyan ve M.’nin çalıların içerisine bıraktığı cisim üzerinde taşınması veya elinde görülmesi sıkıntı yaratacak bir şey midir? Neden saklanıp, sonradan yerinden alınmış ve yok edilmiştir? O cisim nedir?

16) Duvar üzerinde bulunan 80 santimetre yüksekliğinde ve 1 metre genişliğindeki dikenli bitkilerin arasından geçerken çıplak vaziyetteki bacaklarını yırtması veya çizerek kanatması gerekmez miydi?

17) 6,5 metre yüksekten düşen 1.85 boyundaki Baş’ın boyuda hesaba katıldığında 8.35 metre yüksekliğe ulaştığı için düşme anında vücut ağırlığıda hesaba katılarak kafatasının yarısının kırılması gerekirdi,

18) Yüz üstü atlama pozisyonunda ellerin avuç içleri zarar görmesi gerekirdi, oysaki tam tersi olmuştur. Sol el avuç içerisinde çizikler olduğu bununda düşme esnasında yine sol elini kullanarak muhtemelen duvardan tutunmak istediği esnada meydana geldiği.

 

19) Tanıklardan Nilgün Okur’un beyanlarını şüphelidir. Okur, Baş’ın çitin içerisine girdiğini ve buradan uzun bacakları ile atlar vaziyette geçerek kendisini boşluğa bıraktığını beyan etmektedir. Okur’un ifadesinde olayı gizlediği açıkca görülmektedir. Çünkü Aslı Baş anlatıldığı gibi ayağında parmak arası terlikler ile hem de çim bir zemide koşması mümkün olmamakla birlikte, bahçe duvarı etrafındaki dikenli bitkili çitin içinde geçmesi halinde bacaklarında mutlaka çizikler olması gerekirdi,

20) Görgü tanıklarının ifadelerinde hepsi ağız birliği yapmış gibi Aslı Baş’ın bir şişe şarap içtiğini bundan sonrada psikolojik nedenlerinden dolayı hap kullandığını beyan etmektedir. Oysaki raporlarda buna rastlanmamıştır.