Gündem

'Tutuklu akademisyenler' artık özgür!

"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzaladığı için tutuklanan 4 akademisyen 38 gün sonra tahliye edildi, ilk açıklamaları "Barışı savunmaya devam edeceğiz" oldu

22 Nisan 2016 23:43

"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza attıkları için tutuklanan ve bugün tahliye kararı verilen dört akademsiyenden Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Doç. Dr.Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı  tahliye edildi.

Tutuklu akademisyenler için 38 gün sonra tahliye kararı!

Öğrencilerine sarılıp hasret gideren Mungan ve Camcı, cezaevi önünde kısa bir açıklama yaptı.

Yardımcı Doçent Esra Mungan “Barış ve demokrasi için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Yardımcı Doçent Meral Camcı ise, “Biz çok daha güçlendik diye düşünüyoruz. Bu güçle devam edeceğiz. Mücadeleye devam. Haklıyız, kazanacağız” diye konuştu.

Tahliye olan akademisyenler, cezaevi önünde öğrencileri ve kendilerini karşılayan grupla davul eşliğinde halay çekti. 

Ne olmuştu?

"Bu suça ortak olmayacağız"  bildirisine imza attıkları için tutuklanan akademisyenler Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Doç. Dr.Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı ilk duruşmada tahliye edilmişti. Dava Çağlayan Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İddianamenin okunmadığı davada, ilk olarak dört akademisyen ifade vermişti.

Savcı, aradan önce akademisyenlere atılı olan suçun Türk Ceza Kanunu 301. maddesi kapsamında değerlendirilebileceğini söyledi, Adalet Bakanlığı'ndan izin talebinde bulunarak,  dört ismin tutukluluk hallerinin devamını talep etmişti. Ara sonrasında konuşan savcı, bu kararından vazgeçip Adalet Bakanlığı'ndan iznin beklendiği süre zarfında akademisyenlerin mağdur olabileceklerini belirterek bu kez tahliyelerini talep etmişti.

Sanık avukatlarının konuşmalarının ardından mahkeme, dört akademisyenin adli kontrol şartı olmaksızın tahliye edilmesine karar verdi. Duruşma 27 Eylül'e ertelenmişti.

4 akademisyene tahliye kararı sosyal medyada: Zılgıt, halay, paper!

 

Neyle suçlanıyorlar?

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, dört akademisyen hakkında terör örgütü propagandasından 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede  1128 kişinin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metne imza attığı belirtiliyor ve “PKK/KCK terör örgütüne destek bildirisi” yayımlandığı ileri sürülüyor.

İşte tutuklu akademisyenlerin savunmaları: Bu suça ortak olmayın!

 

 

Neden suçlanıyorlar?

 

1128 akademisyen ‘‘Bu suça ortak olmayacağız’’ adlı bildiriyle Güneydoğu'da süren operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle yaşanan insan hakları ihlallerine tepki göstererek barış talebini dile getirmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış için Akademisyenler İnisiyatifi üyeleri hakkında başlatılan soruşturma dosyalarını bünyesinde toplayarak, bildiriyi imzalayan 733 akademisyenin ifadesini almaya başlamıştı.

Soruşturma kapsamında akademisyenlere, “PKK’nin terör örgütü olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti katliam mı yapıyor? Bildiriyi imzalamak için baskı veya tehdit aldınız mı?” şeklinde sorular yöneltilmişti.  Bu arada, 733 akademisyen haricinde bildiride imzası olan 395 kişi hakkındaki işlemin ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü belirtilmişti. 

Boğaiçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya (Bildiriyi imzalamasının ardından Nişantaşı Üniversitesi'ndeki görevine son verildi) ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı  (Bildiriyi imzalamasının ardından Nişantaşı Üniversitesi'ndeki görevine son verildi) mart ayında "Barış talebinde ısrarcıyız" diyerek basın toplantısı düzenlemişti. Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya 16 Mart'ta, yurt dışından dönen Meral Camcı da 31 Mart'ta terör örgütü propagandası yapmaktan tutuklanmıştı. 

İmzacı akademsiyenler, bildirinin yayımlandı 11 Ocak'tan itibaren başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, siyasi iktidarın ağır eleştirilerine maruz kalmıştı. 

Erdoğan, "Kendisine akademisyen diyen güruh devleti suçluyor. Bununla yetinmeyip yabancıları Türkiye'ye çağırıyorlar. Bunun adı mandacılıktır. 100 yıl önce de aynı zihniyet vardı. Bugün de üstelik çoğu maaşını devletten alan, cebinde bu devletin kimliğini taşıyan sözde aydınların ihanetiyle karşı karşıyayız. Yabancı akademisyenleri Türkiye'ye davet ediyorum. Gel Türkiye'ye, A'dan Z'ye ne oluyor, ne bitiyor biz kendilerine anlatmaya hazırız. Devletin hukuku çiğnemesi mi, teröristlerin vatandaşının canına kast etmesi mi görsünler. Mesela ABD Büyükelçisi, Chomsky'i davet etsin" demişti. Erdoğan, "Diğer ülkelerdeki gönlü ve zihni açık akademisyenleri de çağıralım. Gerçekleri böyle aktarabileceğimize inanıyorum. Ülkemize gelsinler, bölgeyi gezdirelim. Türkiye açısından terör meselesi ortadan konuşulacak, ortadan yürünecek bir mesele değildir. Ya milletin ve devletin yanında olursunuz ya da terör örgütünden yana olursunuz. Bizim bu sözde akademisyenlerden izin alacak halimiz yok. Bunların haddini de bilmesi lazım" ifadelerini kullanmıştı.

İlgili Haberler