Ekonomi

TÜSİAD Başkanı Kaslowski: Teknolojiye erişimde cinsiyetler ve bölgeler arasındaki farklılıkların giderilmesi gerekiyor

"Dijital dönüşüm sürecindeki potansiyelimizi geliştirmek için geniş bir vizyona ihtiyacımız var "

13 Ocak 2022 09:30

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'ni (TÜSİAD) "Oyunun kuralları değil, kendisi değişti" temalı "Dijital Türkiye Konferansı" başladı. Toplantının açılış konuşmasını TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ve Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Sevim yaptı. Tüm gün sürecek konferansın ana tema konuşmalarını Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gerçekleştirecek.

TÜSİAD Başkanı Kaslowski yaptığı konuşmada ülkelerin gelişmelerinde rekabetçiliği etkileyen en önemli faktörün dijitalleşme olduğunu ifade ederek Türkiye'nin bu süreçte ciddi bir mesafe kat etme potansiyelinin olduğunu ifade ederek "Bu potansiyelin hayata geçirilmesi için eğitim seviyesinin geliştirilmesi yetkin insan kaynağının korunması, geniş bant alt yapısının güçlendirilmesi, KOBİ'lerin teknoloji kullanımının desteklenmesi gibi geniş bir vizyona ihtiyacımız var" dedi.

Kaslowski, Dijital okur-yazarlığın toplumun tüm kesimlerine kazandırılması, gerektiğinin altını çizerek "Teknolojiye erişimde cinsiyetler ve bölgeler arasındaki farklılıkların giderilmesi de gerekiyor." diye konuştu.

Konuşmasında Dünya Ekonomik Forumu'nun araştırmasına yer veren TÜSİAD Başkanı "Dijital teknolojiler küresel karbon emisyonunu yüzde 15'e kadar düşürebiliyor." ifadelerini kullandı.

Son dönemde teknoloji gündeminde geniş yer bulan Metaverse'nin interneti dönüştürdüğüne dikkat çeken Kaslowski "İnternet, Metaverse ile kullanıcıya sadece izleme ve takibin çok ötesinde gerçek deneyimi yaşatan sürükleyici bir evrene doğru dönüşüyor" diye konuştu.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Sevim, ise dijital teknolojinin benimsenmesinin önemine dikkat çekerek "Yapay zeka pazarının 2020 yılında küresel çapta 281 milyar dolar civarında olan gelirinin sadece bir yılda 320 milyar dolar mertebelerine çıktığı tahmin ediliyor" ifadelerini kullandı.

Kaslowski'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Yenilenen küresel düzene uyum sağlamak için kuşkusuz en önemli ihtiyaçlardan biri teknoloji"

"Ülkelerin dijitalleşme süreci rekabetçiliği etkileyen en önemli faktör. Dijital dönüşüm sürecinde ciddi bir mesafe kat etme potansiyelimiz var. Bu potansiyelin hayata geçirilmesi için eğitim seviyesinin geliştirilmesi yetkin insan kaynağının korunması, geniş bant alt yapısının güçlendirilmesi, KOBİ'lerin teknoloji kullanımının desteklenmesi gibi geniş bir vizyona ihtiyacımız var. Geçtiğimiz ekim ayında kamuyla paylaştığımız yeni bir anlayışla geleceği inşa çalışmamızda altını çizdiğimiz gibi insani yetkinleşme bilim ve teknolojiye, etkin ve kapsayıcı kurum ve kurallara dayalı bir kalkınma anlayışını esas almalıyız. Bu bizi gelişmiş, saygın adil ve çevreci bir Türkiye hedefine ulaştıracak. 

Bugünkü zirvenin teması olan dijital dönüşüm, tekonoloji ve inovasyon kapasitesinden ikiz dönüşüme insan kaynağından girişimciliğe kadar sağlayacağı pek çok katkıyla bu hedefe ulaşmamızda kritik önem taşıyor. 

Yenilenen küresel düzene uyum sağlamak için kuşkusuz en önemli ihtiyaçlardan biri teknoloji. Yapay zeka, artırışmış gerçeklik, makine öğrenimi, blockzincir gibi yeni nesil teknolojilerin üretilmesi ve kullanılması sektör ve ölçek fark etmeksizin verimlilik ve katma değer artışında katalizör oluyor.

"Dijital sektöründe yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi çok önemli"

Çağın dinamiklerinin yakalanmasında büyük veri, kritik rol oynuyor. İnternet, Metaverse ile kullanıcıya sadece izleme ve takibin çok ötesinde gerçek deneyimi yaşatan sürükleyici bir evrene doğru dönüşüyor. Büyük veri, ileri malzeme gibi yeni nesil teknolojilerin üretimde verimliliği artırmasının yanı sıra, iklim değişikliğiyle mücadelede de önemli rol oynayacağı aşikar. 

Avrupa Birliği (AB), karbon nötr bir kıta olmak yolunda büyüme stratejisi olan yeşil mutabakatın temeline ikiz dönüşümü koyuyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun bir araştırmasına göre dijital teknolojiler küresel karbon emisyonunu yüzde 15'e kadar düşürebiliyor. Süper bilgisayarlar rüzgar tribünlerinin tasarımının iyileştirilmesinde ya da enerji verimliliği için en uygun sahanın bulunmasını yardımcı oluyor. Yapay zeka teknolojisi tarımsal üretimde çiftçilerin üretimde pestitit ve yakıt kullanımını azaltmasını sağlıyor. Akıllı şehirler daha kaynak ve enerji verimli, daha güvenli bir yaşam olanağı sunuyor. Bu da topyekun bir hayat kalitesi artışı anlamına geliyor. 

Diğer taraftan büyük miktarlarda verinin işlenmesi enerji tüketimini de artırıyor. Hali hazırda küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 2'sinin elektrik tüketiminin ise neredeyse yüzde 10'unun kaynağını bu süreç oluşturuyor. Bu oranların kısa sürede yükselmemesi için dijital sektöründe yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi çok önemli. AB bu hedef doğrultusunda farklı uygulamalar hayata geçirmeyi planlıyor. Ürünlerin üretim aşamalarında ortaya çıkan karbon emisyon miktarlarının yer alacağı ürün pasaportları bunlardan biri. Veri merkezleri ve telekomünikasyon merkezlerinde enerji tüketimini azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenmelerini sağlamak ise bunlardan bir diğeri.

"Teknolojinin ülkemizde üretilmesi küresel rekabet açısından önemli"

Yeni teknolojiler, yeni iş modelleri ve dijital dönüşüm, rekabet hukukunu da dönüştürüyor. Özellikle rekabet hukukunun teknolojinin yoğun sektör ve pazarlara uygulanmasında yeni yaklaşımlar ortaya çıkarıyor. Veriye dayalı piyasaların genişlemesiyle rekabet hukuku ve verinin korunması teknoloji hukuku gibi alanların kesişimin artmasını öngörüyoruz. Bu dönemde şirketlerin dijital dönüşüm yatırımlarını çevik ve stratejik bir planlama çerçevesinde gerçekleştirmeleri, etkinliği ve başarıyı belirleyen unsurlar olacaktır. 

Dönüşüm sürecinin insan kaynağından veri güvenliğine iletişim altyapısından organizasyon yapılarına ve paydaşlarla işbirliğine kadar her alanda bütünsel olarak ele alınması gerekiyor. 

Teknolojilerin ülkemizde üretilmesi gerek sanayimizin gelişmesi ve ekonomimizin küresel rekabetçiliği gerekse de istihdam politikalarımız açısından kritiktir. Dijital okur-yazarlığın toplumun tüm kesimlerine kazandırılması, teknolojiye erişimde cinsiyetler ve bölgeler arasındaki farklılıkların giderilmesi de gerekiyor. Dijital dönüşümün odağında insan olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Dinamik insan gücümüzün ve girişimcilerimizin yenilikçi iş modelleriyle ve en yetkin şekilde ülkemizin kalkındırılmasını ve güçlendirilmesini arzuluyor ve çalışmalarımızı bu odakla sürdürüyoruz. 

"Her bir paneldeki tartışmaların ülkemizin rekabet gücünün artırılması yolunda dijitalleşme yol haritalarına katkı sağlayacağını ümit ediyoruz."

Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz projelere de kısaca değinmek isterim;

"TÜSİAD sanayide dijital dönüşüm sedekari" programımız kapsamında KOBİ ölçekli teknoloji şirketlerinin ürettiği çözümler ile teknoloji kullanıcısı şirketlerin çözüm arayışlarını buluşturuyoruz. TÜSİAD dijital platformu ile farklı ölçekte farklı daha fazla şirketi dahil ederek dijital dönüşüm ekosistemini güçlendiriyoruz.

TÜSAİD'ın online dijital akademi projesi olan "işim gücüm geleceğim" ile gençlerimiz siber güvenlik, bulut çözümleri mobil uygulama geliştirme gibi pek çok alanda sertifika sahibi olurken, istihdama  erişim imkanları da artıyor. "Bu gençlikte iş var" girişimcilik programımız çerçevesinde de 10 yıldır gençlerimizin girişimcilik ve inovasyon konularındaki yetkinliklerini geliştiriyoruz. Yeni bir girişimiz olan dönüşümü başlat projemiz ile de gençlere erken ve ileri aşama girişimcilik eğitimleri vermeyi TÜSİAD üye şirketleriyle deneyimli insan kaynağıyla girişimci adayları mentorlük görüşmelerinde de bir araya getirmeyi planlıyoruz. Dijital dönüşüm çalışmalarımızın ulusal ve uluslararası işbirlikleri ayağında Özyeğin Üniversitesi TÜSİAD sürdürülebilir kalkınma forumunda akıllı ve yeşil şehirlere yönelik çözüm üretmek için çalışıyoruz.

Bugün konferansımızda dijitalleşmeyi, yeni teknoloji trendlerinden online pazar yerlerine, yazılımdan AB Dijital Tech pazarına ve teknolojiyi dönüştüren kadınlara kadar geniş bir yelpazede ele alacağız. Her bir paneldeki tartışmaların ülkemizin rekabet gücünün artırılması yolunda dijitalleşme yol haritalarına katkı sağlayacağını ümit ediyoruz."

Serkan Sevim: Dijital teknolojilerin benimsenmesi, küresel rekabet gücümüzün korunması açısından kritik önem taşıyor

"Son 20 senedir iş hayatına etki eden dijitalleşme, COVID-19 etkisiyle büyük bir ivme kazandı. Pandemi süreci, sektör ve ölçek fark etmeksizin dönüşüm ihtiyacını çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Yine bu dönemde, dönüşümün teknoloji altyapı yatırımları kadar bakış açılarımızda da olması gerektiğini gözlemledik.

 Bu noktada dijitalleşmenin iş hayatımıza iki şekilde etki ettiğinin altını çizmek istiyorum.

 Bir yandan yapay zeka, bulut bilişim, blok zinciri, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi yeni nesil teknolojileri üreten sektörler doğarken, öte yandan bu teknolojilerin konvansiyonel şirketlerce kullanılması ile süreçte verimlilik, inovasyon ve katma değer artışının yaşandığını gözlemliyoruz. Alışılmış iş yapma yöntemlerinin gözden geçirilerek dijital teknolojilerin etkin kullanılması aynı sorunlara yenilikçi çözüm yolları geliştirdi. Artık oyunun kuralları değil, kendisi değişti.

Kuşkusuz içinde bulunduğumuz çağın gerekliliklerine uyum sağlanması ve dolayısıyla dijital teknolojilerin benimsenmesi, küresel rekabet gücümüzün korunması açısından kritik önem taşıyor. Üretim ve tedarik süreçlerindeki değişiklikler, müşteri beklentilerinin hızla farklılaşması her yerde güvenli, kesintisiz, sürdürülebilir ve yüksek kaliteli dijital altyapı ihtiyacının önemini bir kez daha gösterdi. Kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi ve farklı endüstriyel kullanım senaryoları sunmak için IoT sensörleri ve veri, bu süreçte katalizör bir rol oynuyor. Yazılım, donanım ve hizmet segmentlerini içeren yapay zeka pazarının 2020 yılında küresel çapta 281 milyar dolar civarında olan gelirinin sadece bir yılda 320 milyar dolar mertebelerine çıktığı tahmin ediliyor. Gümrük süreçlerinden lojistiğe kadar birçok alanda dönüşümü tetikleyen blokzincir teknolojilerinin ise 2030 yılına kadar küresel GDP'yi 1,76 trilyon dolar artırması bekleniyor"

TIKLAYIN: Gençlerimizin istikballerini yurt dışında aramaları beni fevkalade üzüyor

TIKLAYIN: Güler Sabancı: Dünyamızın geleceği tehdit altında; geri dönülmesi mümkün olmayan bir noktaya doğru ilerliyoruz

TIKLAYIN: İmamoğlu: İstanbul'un akıllı bir kent olma hedefini sürdürüyoruz