Türkiye, 2011 yılında ilk imzacısı olduğu “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden bugün itibariyle resmi olarak çekildi.
20 Mart'ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile sözleşmenin feshedildiği belirtilmiş, Nisan ayında yayımlanan kararname ile de sözleşmenin sona erme tarihi 1 Temmuz olarak belirlenmişti. Söz konusu karar, Türkiye'de de uluslararası kamuoyunda da tepkilerle karşılanmıştı.
Sözleşmesinin feshedilmesi kararının durdurulmasına ilişkin Danıştay'a muhalefet ve kadın örgütleri tarafından pek çok dava açılmıştı. Cumhurbaşkanlığı, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı hakkında Danıştay'a açılan davalar sonrası savunmasını göndermiş,"Çekilme kararı Cumhurbaşkanının yetkisinde" denildi. Cumhurbaşkanlığı, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasının "Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukukî olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacak" denilmişti.
Danıştay, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması talebini reddetmişti.
İstanbul Sözleşmesi'nin amacı nedir?
Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,
Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmek;
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmek;
Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik etmek;
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamaktır.
İstanbul Sözleşmesi'nin kapsamı
İşbu Sözleşme aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları aşırı biçimde etkileyen kadınlara yönelik her türlü şiddet biçimi için geçerlidir.
Taraflar işbu Sözleşmeyi tüm aile içi şiddet mağdurlarına uygulamaya teşvik edilirler. Taraflar işbu Sözleşmenin hükümlerini uygularken, cinsiyete dayalı şiddet mağduru kadınlara özel önem atfedilmelidir.
İşbu Sözleşme barış zamanlarında ve silahlı çatışma durumlarında uygulanır.
Sözleşme kapsamındaki suçlar
Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kılmaktadιr:
- Ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
- Taciz amaçlı takip;
- Tecavüz dahil, cinsel şiddet;
- Cinsel taciz;
- Zorla evlendirme;
- Kadınların sünnet edilmesi;
- Kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.
Burada açıkça verilmek istenen mesaj, kadınlara yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin özel hayatta saklı kalacak konular olmadığıdır. Aksine, mağdur olan kimse failin eşi, hayat arkadaşı yada ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların özellikle travma yaratıcı etkisini vurgulamak üzere bu kişinin cezası daha da ağırlaştırılabilir.
TIKLAYIN | İstanbul Sözleşmesi'nin tam metni
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanlığı’ndan Danıştay’a “İstanbul Sözleşmesi” savunması: “Çekilme kararı Cumhurbaşkanı'nın yetkisinde”
TIKLAYIN | 20 maddede İstanbul Sözleşmesi nedir?
TIKLAYIN | Akademisyen ve hukukçular İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına ilişkin ne düşünüyor?
TIKLAYIN | İstanbul Sözleşmesi tartışması siyasi partiler tarafında nasıl ilerliyor?