Veri teknolojilerine dayalı yaratıcı araştırma projeleriye dikkat çeken FutureBright Group, ‘Türkiye’nin Anneleri’ başlığını taşıyan kapsamlı bir araştırma projesine imza attı. Türkiye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal dönüşümler sonucunda Türk aile yapısının nasıl bir değişimden geçtiğini ve en önemlisi annelerin rollerinin nasıl farklılaştığını ortaya koymayı amaçlayan araştırma projesi, evlenme ve aile kurma dinamiklerinden boşanmalara, kadının istihdamdaki konumundan cinsiyet rollerindeki değişimlere kadar pek çok konuda dikkat çekici veriler içeriyor.
Üç farklı anne profili
Türkiye’nin güncel anne profillerini çizmek için yola çıkan araştırmanın sonuç raporunda, anneler, yaşlarına ve geleneksel-modern eksenindeki sosyo-kültürel ayrımlara göre tasnif edildiği gi̇bi, çocukları ile kurdukları ilişkilerin biçimi ve niteliğine göre de segmente ediliyor. Buna göre araştırma, üç yaygın anne modeli ortaya koyuyor: “Çocuğu hiç büyümeyenler” (yüzde 42), “Eseriyle övünenler” (yüzde 34) ve “Birlikte öğrenenler” (yüzde 24).
Çocuğu hiç büyümeyenler: Daha çok kırsal kesimde yoğunlaşmış bir anne profili. Çocuklarını geleneksel değerlere göre büyütüyorlar ve onlara kabul görmüş genel toplumsal cinsiyet rollerini aktarıyorlar. Bu anneler, çocuk yetiştirme konusunda devrim yapmak peşinde değiller kesinlikle, daha çok önceki kuşağın öğretileri ışığında ilerlemeyi tercih ediyorlar.
Eseriyle Övünenler: Mutlu bir hayat için başarıyı ön koşul olarak görüyorlar. Eğitime çok önem veren, çocuklarını çok yönlü yetiştirebilmek için onları sanatla, sporla ve şehrin sunduğu diğer modern imkanlarla destekleyen bu anneler, daha çok metropollerde yaşıyorlar.
Birlikte öğrenenler: Kendilerini ve çocuklarını çok zorlamayan, ebeveynlik sürecini doğal akışında yaşamayı tercih eden annelerden oluşuyor. Bu anneler, çocuk yetiştirmek konusundaki popüler öğretilere, sürekli güncellenen altın kurallara biraz kulak tıkayan bir profil sergiliyorlar.
Araştırma için yüz yüze görüşmeler yapıldı
Boşanmalar 2022’de rekor kırdı
Araştırma raporunda en çok dikkat çeken ve Türkiye sosyolojisindeki ağırlığı gün geçtikçe artan profil ise, bekar anneler. Araştırmaya temel teşkil eden TÜİK verilere göre, Türkiye’de boşanma oranları sürekli bir artış sergiliyor. Rakamlara yakından bakıldığında, 2002 yılında 95 bin olan toplam boşanma sayısı, 2012’de 123 bine, 2022’de rekor kırarak 182 bine ulaştı. 2023 yılında gerçekleşen boşanma sayısı ise 172 bine varıyor.
Artan boşanmaların sonucu olarak tek ebeveynli hanelerin sayısı da artıyor. Buna göre Türkiye’de bekar annelerin çocukları ile birlikte paylaştıkları hane sayısı toplamda 1,8 milyona ulaşmış durumda. Bu rakamın yakın gelecekte 3 milyonu bulacağı tahmin ediliyor.
Yüz yüze görüşmeler yapıldı
FutureBright Group, Türkiye’nin anne profillerini ve bu arada bekar anneleri yakından tanımak üzere 267 binden fazla kullanıcıya ait sosyal medya yorumlarını, blog gönderilerini, forum tartışmalarını ve diğer sosyal medya etkileşimlerini, yapay zeka yardımıyla işleyip yorumladı. Bu kapsamlı taramaya ek olarak, 1-6 ve 7-15 yaş aralıklarında çocukları olan B ve C1 sosyo-ekomik gruplarına mensup 25-45 yaş arası bekar annelerle yüz yüze görüşmeler yapıldı.
Sonuçta ortaya çıkan geniş çaplı değerlendirme raporu, hem genel olarak Türkiye annelerinin hem de özel olarak bekar annelerin sosyo-ekonomik durumlarından yaşam biçimlerine, çocukları ile olan ilişkilerinden toplumun onlara bakışına, alışveriş tercihlerinden medya ve özellikle sosyal medya tüketimlerine kadar pek çok konuda veriler sunuyor.
Araştırmaya göre, boşanmak erkeklerin hayatında büyük bir yük oluşturmazken, kadınlar “dul” olarak yaftalanarak ağır bir sosyal ve duygusal yükün altına sokuluyor
Toplumda yargı ve baskının etkileri
Rapora göre, bekar anneler bütün ataerkil baskılara rağmen anneliğin kendilerine kazandırdığı güçle evde söz sahibi olabiliyorlar. Başka bir deyişle, toplumun kendilerine biçtiği rol üzerinden kendilerini ifade edebiliyorlar ancak kendilerini bu rolün ötesinde birey veya kadın olarak ifade etmek istediklerinde, gölgede kalmaktan veya ikinci sınıf pozisyonuna hapsolmaktan kurtulamıyorlar.
Öte yandan, araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, boşanmak erkeklerin hayatında büyük bir yük oluşturmazken, kadınlar “dul” olarak yaftalanarak ağır bir sosyal ve duygusal yükün altına sokuluyor. Araştırma kapsamında görüşülen bekar anneler, bu yargılama ve etkiketlemelerin hemcinsleri tarafından da yapıldığını ifade ediyor.
Araştırma sonuçlarına ilişkin en kayda değer tespitlerden biri, sayıları gittikçe artan bekar annelerin veya tek ebeveynli hanelerin markalar ve medya tarafından henüz yeterince muhatap alınmaması, neredeyse yok sayılması. Buna rağmen bekar anneler, özellikle sosyal medya üzerinden kendi medyalarını kendileri şekillendiriyorlar. Araştırma bulgularına göre, bekar anneler en çok Saniye Bencik Kangal, Şermin Yaşar, Orhan Toker, Okan Çağlar, Ayşegül Çoruhlu gi̇bi̇ sosyal medya figürlerine ilgi duyuyorlar. 2021 yılında hayatını kaybeden psikolog Doğan Cüceloğlu’na ait içeriklerin bekar kadınlar tarafından hâlâ yoğun bir ilgi görmesi de araştırmanın ilginç bir detayı olarak dikkat çekiyor.
FutureBright Group kurucu ortağı Başak Abdula
Abdula: Kadınlığın değersiz, anneliğin kutsal sayıldığı bir toplum
Araştırma sonuçları hakkında yorum yapan FutureBright Group kurucu ortağı Başak Abdula, “Türkiye’nin Anneleri raporu, hem kültürümüzle ilgili çok şey söyleyen bir memleket panoraması hem de dönüşen toplumsal dinamiklerin net bir aynası” tespitini yaptıktan sonra sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Annelerin çocuk yetiştirme tarzlarına göre üç ana segmente ayrıldığı araştırmamızın en dikkat çeken bulgusu, bekar annelerin dünyası oldu. Kadınlığın değersiz, anneliğin ise kutsal sayıldığı bir toplumda bu ikili durumun en büyük yükü bekar annelerin omuzlarında. Bekar anneler, çocukları ve kendileri için istikrarlı, kontrollü ve güvenli bir dünya inşa etmek için bireysel seviyede büyük bir mücadele verirken, kendilerini destekleyecek makro regülasyonların eksikliğinden yakınıyorlar.”
FutureBright hakkında
FutureBright Group bünyesinde yer alan FutureBright Research, araştırmada yaratıcılığı merkeze alan bir veri teknolojileri şirketi olarak 2010 yılında kuruldu. Şirket, butik yapısına rağmen, bugün Türkiye’nin en büyük araştırma şirketleri arasında yer alıyor. Yaratıcı araştırma tasarımları ve bilinçdışı araştırma tekniği ZMET ile tanınan şirket, Forbes tarafından en hızlı büyüyen şirketler arasında gösterildi. Dört farklı ülkede bölgesel ofisleri bulunan İstanbul merkezli şirket, şimdiye kadar 35’ten fazla ülkede, 800’den fazla marka için araştırma projeleri tasarlayıp yürüttü.
|