T24 - Ocak ayında bahar ayını yaşayan Marmara ve kışı ılı ılıman geçiren Türkiye, asıl soğukla şubatta tanışacak. Uzmanlara göre, en soğuk günler şubatta yaşanacak. Uzmanların diğer bir görüşü ise, Türkiye artık “ılıman kış” mevsimine ve arkasından kurak geçecek yazlara hazırlıklı olmalı!..
Kuzey bölgesindeki atmosferik sistemde saptanan “soğuk hava kaçağı”, Kuzey Avrupa’yı buza kesti.. Ama Türkiye ise bu değişimden “ılıman kış” biçiminde etkilendi. Bilimciler, sistemin Avrupayı ilk kez böylesine kesintisiz etkilediğine dikkat çekiyor ve 2011-2012 kışının da soğuk geçme olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor.. Eğer öyleyse, Türkiye de artık “ılıman kış” mevsimine ve arkasından kurak geçecek yazlara hazırlıklı olmalı!..
Türkiye ne durumda?
Cumhuriyet Gazetesi'nin Bilim Teknik ekinden Oya Koca ve Reyhan Oksay'ın haberine göre, Türkiye’de şu güne dek Avrupa’nın kuzeyindeki dondurucu soğuklara karşın, oldukça yumuşak bir kış yaşanmakta. Bu durumun önümüzdeki günlerde de devam edip etmeyeceğini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve İTÜ Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr.Mikdat Kadıoğlu’na sorduk.
Kadıoğlu daha önümüzde şubat ve mart gibi soğuk geçmesi muhtemel iki ay olduğuna dikkat çekerek, “Bu kışı fazla üşümededen geçireceğiz” demek için erken olduğunu, genellikle en soğuk günlerin şubatta yaşanabileceğini söyledi.
Kadıoğlu, özellikle aralık ve ocak aylarında yeterli yağışın olmamasından hareketle, tüm kış mevsiminin böyle geçmesi durumunda, yaz aylarında kuraklık yaşayabileceğimiz uyarısında bulundu. Kadıoğlu’na göre, yağış azlığı Türkiye’nin her yeri için geçerli. Aralık ve ocak ayındaki kaybımızın önümüzdeki aylarda telafi edilmesi, yaz kuraklığını biraz hafifletebilir.
Oysa ÇOMÜ (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi ve iklim bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, bu yıl ılıman bir kış geçireceğimizi öngörüyor.
Kış yağışlarının olduğunu, ancak sıcaklıkların çok düşük olmadığını dile getiren Murat Türkeş, Türkiye’nin kış döneminde KAS ve AS etkisine girdiğini, bunun dışında daha alt düzeyde Akdeniz Salınımı’nın de etkisinin hissedildiğini söyledi. Türkeş bu durumu şöyle açıkladı.
“Türkiye 2008 yılından bu yana Akdeniz Havzası ve Kuzey Atlantik Salınımı’nın negatif evresinin etkisi altında.Yani Kuzey Atlantik ve Akdeniz kökenli orta enlem ve Akdeniz siklonlarının etkisinde kaldı. Klimatolojik olarak bu yıl nemli, ılıman bir kış geçiriyoruz. Son iki yılın ve uzun süreli kış mevsimindeki değişimlere bakarak bunu söyleyebiliriz. Bu yılın böyle tamamlanacağını düşünüyorum.‘’ Peki, artık Kuzey Avrupa esas olarak aşırı soğuklarla birlikte mi yaşayacak önümüzdeki yıllarda da? Yukarıda sözü edilen ve soğuk havanın Kuzey Avrupanın üzerine kaçmasına neden olan “Açık Kapı”nın önümüzdeki yıl da süreceğine işaret ediliyorsa, 2011 kışının da Avrupa üzerinde daha sağuk geçeceği kestirimlerinde bulunuluyorsa..
Aynı sistem gereği, Türkiye’yi 2011-2012 döneminde de, bu yılki gibi ılıman bir kış bekliyor çıkarması yapılabilir.
Önümüzdeki iki ayda yağış olmazsa yaz kurak geçecek.. Ancak aynı tehlike 2012 Türkiyesi için de geçerli olcak demektir! Avrupa çapında havaalanlarının kapanmasına, yüzlerce trafik kazasına ve donma sonucu ölümlere sebep olan mevcut ağır kış koşullarının ve sıfırın altında seyreden hava sıcaklıklarının olası nedenlerinden biri de küresel ısınma. Bazı iklim bilimciler Arktik (Kuzey Kutbu ve çevresi) bölgesinde erimekte olan buzulların, Atlantik ve Arktik basınç sistemlerinin de etkisiyle soğuk havayı güneye doğru ittiği kanısında. Avrupa’nın kuzeyini donduran sistemler, Türkiye’de kış mevsiminin ılık geçmesine neden oluyor.
Avrupa’daki soğuk hava genellikle NAO (North Atlantic Oscillation- Kuzey Atlantik Salınımı-KAS) adıyla bilinen bir meteorolojik sistemle ilişkilendirilir, ancak dünyanın önde gelen bir iklim bilimcisine göre, halihazırdaki şartları pekiştiren, Barents-Kara Denizi’ndeki buzulların seviyesindeki düşüklük.
Barents Denizi ile Kara Denizi’nde (Kara Sea) deniz yüzeyini kaplayan buzulların seviyesindeki düşüklük, bugünlerde 2005 ve 2006’da yaşanan sert kışlarda kaydedilen rekor seviyeye yaklaşıyor.
Geçen ay yayımnlanan yeni bir araştırma, Norveç ve Rusya’nın kuzeyindeki Barents-Kara Denizi’ndeki deniz yüzeyi buzullarının azalmasıyla, Avrupa’nın tamamında 2005 ile 2006 arasındaki gibi, sert kışların yaşanması olasılığı arasında bir ilişki olduğunu ortaya çıkartıyor.
Söz konusu araştırmayı, Almanya’daki Postdam İklim Değişimi Araştırmaları Enstitüsü’nden iklim bilimci Vladimir Petoukhov ve ekibi yürütüyor. Petoukhov, “Okyanuslarda su sıcaklıklarının artmasının neden olduğu deniz buzullarının azalması durumu, Avrupa ve kuzey Asya’da çok soğuk kışlar yaşanması olasılığını üçe katlayabilir” diyor.
Soğuk kışlar sürecek mi?
Olağanüstü şekilde negatif olan AS ve uzun dönem negatifte kalan KAS birlikteliği Avrupada’ki soğuk havanın şiddetini ve süresinin uzunluğunu belirliyor. KAS’ın negatifte kalması eşi benzeri görülmemiş şekilde 15 aylık kesintisiz bir seyir arz ediyor. Önceden en uzun kesintisiz dönmeler 1968-69’da 9 ay ve 1962-63’de 6 ay olmuştu.
Benzer durumlar 1968-69 kış aylarında kuzey yarıkürede hakimdi ve Kuzey Amerika ve kuzey Avrupa’da çok şiddetli bir kış yaşanmıştı. Aynı şekilde 1962-63 döneminde de kuzey Avrupa soğuktan donmuştu. 1942 kışında II.Dünya Savaşı sırasında benzer koşullar sayesinde Sovyetler Nazi istilacıları yenmişti. 1969’dan beri ilk kez böylesine kesintisiz anomali dönemi geçiriliyor. Önceki yıllardaki koşulların tekrarlaması durumunda kuzey yarıkürede 2011 yılında da çok sert bir kış yaşanması olasılığı çok yüksek.