Gündem

Türkiye Barış Meclisi'nden, açlık grevlerine duyarlılık çağrısı

TBM: Bu hukuksuzluk ve inatlaşma her gecen gün vicdanları köreltiyor

07 Kasım 2012 16:20

Açlık grevleri 57. gününe girerken,Türkiye Barış Meclisi'de(TBM) greve dair açıklma yaptı. TBM yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Kürt tutsakların başlattığı açlık grevi, her gün yeni katılımlarla kitleselleşiyor. Toplum her an ölüm haberi almanın tedirginliğini, kaygısını ve gerilimini yaşıyor.
 
Açlık grevlerinin ulaştığı boyut ve buna kayıtsız kalınması, ülkeyi geriye dönülmesi imkânsız bir noktaya sürüklemektedir. 
 
Hükümet, toplumun çok değişik kesimlerinin ortak haykırışı olan “ölüm değil, çözüm istiyoruz” talebini hala umursamamakta. Aksine, “devlet ile pazarlık yapılmaz” ve “devlete zorla bir şey kabul ettirilemez”  gibi kibir kokan,  öfke ve kin dolu sözler, tehlikenin boyutunu artırıyor. Nefret söylemi bizi ölüme bir adım daha yakınlaştırıyor.
 
Hiçbir hukuksal dayanağı olmayan tecrit, anadilde savunma ve anadilde eğitim taleplerine samimi olmayan yaklaşımlar sorunu daha da büyütme tehlikesini içinde barındırmakta.
 
Hükümet sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın basın açıklamasında ifade ettiği gibi PKK liderinin avukatlarıyla görüştürülmesini yasadışı bir biçimde çeşitli koşullara bağlanmak istenmesi veya Başbakanın ifade ettiği gibi keyfi engellenmeye devam edilmesi adeta ateşle oynamaktır. Toplumun hükümetten beklentisi açlık grevinin bitirilmesi için ivedilikle üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmektir.


 
Bu hukuksuzluk ve inatlaşma her gecen gün vicdanları köreltiyor


 
Her şeyden önce oyunu ve gönlünü AKP’ye vermiş/kaptırmış vicdan sahibi Kürt sorununun demokratik çözümünü arzulayan, ülkenin daha fazla demokratikleşmesinden yana olan tüm yurttaşlarımız daha fazla zaman yitirmeden ve ülke tam anlamıyla yangın yerine dönmeden hemen şimdi harekete geçmeli.
 
Bedenini, barış ve onurlu bir gelecek için “ölüme yatıranların” yaşamalarını sağlayacak sağduyunun hâkim olması için çaba göstermeliler. Evrensel insan haklarından  olan tecridin kalkması, anadilde savunma ve eğitim hakkının tanınması ve yasal güvenceye kavuşması için hükümeti uyarmalılar.
 
Aksi halde yarın gerçekten çok geç olacak…"

 

İlgili Haberler