Türk Böbrek Vakfı'nın İstanbul'da 10 ilçeyi kapsayacak şekilde yaptığı araştırmada doktora sormadan "tavsiye ile" ağrı kesici ilaç kullananların oranının yüzde 66'yı bulduğu anlaşıldı. 1067 katılımcı ile yüz yüze yapılan anket çalışmasında, eğitim durumu yüksek olanlar da dahil, arkadaş eş dost tavsiyesi ile ağrı kesici kullanıyor.
Türk Böbrek Vakfı'nın İstanbul'da yaptığı araştırma, doktora sormadan ağrı kesici kullanımı yaygınlığının yüzde 66'yı bulduğunu gösteriyor. 10 ilçede Türkiye nüfusu örneklemine uygun seçilen binden fazla katılımcıyla yüz yüze görüşme şeklinde yapılan ankette, yıllık rutin böbrek kontrollerinin de yaptırılmadığı, böbrek yetmezliği ancak son aşamaya gelince doktora gidildiği ortaya çıktı.
TBV Başkanı Timur Erk, kontrolsüz ağrı kesici kullanımının böbrek sağlığını tehdit ettiğini söyleyerek toplumun yüzde 40'a yakınının çeşitli böbrek hastalıkları ve kronik böbrek yetmezliği le karşı karşıya olduğuna işaret etti ve "Ayrıca bu anket çalışması bir şeyi daha gösterdi. Rutin böbrek kontrollerinde de iyi değiliz. Böbrek hastalıkları ancak son aşamada fark ediliyor" dedi. TBV Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Nefroloji Uzmanı Dr. Bilal Görçin ise doktor kontrolü olmadan yapılan kuvvetli ağrı kesici kullanımının "geçici böbrek yetmezliği" ve diyalize götüren en önemli sebepler arasında olduğunu vurguladı.
"Parasetamol ile başlayın"
Dr. Görçin, "Vakfımızın yaptığı araştırma, ağrı kesici kullananların yüzde 66'sının kendi iradeleriyle, doktora sormadan aldıklarını gösteriyor. Gençler arasında görüyorum, en ufak bir ağrıda direkt en kuvvetli ağrı kesici ile başlıyorlar tedaviye. Oysa kuvvetli ağrı kesiciler, böbreği geçici bozan veya hasar veren ilaçların başında geliyor. İbuprofen ya da diğer bazı grup ilaçlara bağlı böbreğin geçici bozulup diyalize girdiğini, idrarda kanama olduğunu, idrarın kesildiğini çok gördüm. Nonsteroid dediğimiz kuvvetli romatizmal ağrı kesiciler çok yaygın kullanılıyor halk arasında. Özellikle kadınlarda adet ağrılarında, diğer insanlarda da her türlü romatizmal ağrı veya geçmeyen şiddetli ağrılarda tercih edilen kuvvetli ilaçlar bunlar. Hele ki böbrek hastalığı olan veya böbrek hastalığı riski taşıyan, şeker hastası, tansiyon hastası, obez, tek böbrekli kişilere bu ilaçları asla önermiyoruz. Bunlara daha çok parasetamol grubu ve diğer basit ağrı kesiciler veriyoruz. Ağrı kesiciler mutlaka doktor önerisiyle alınmalı. Sadece parasetamol grubu ilaçlar rahatlıkla kullanılabilir (günde en fazla 3 tane olmak kaydıyla). Ama buna rağmen ağrınız devam ediyorsa, parasetamol bile olsa mutlaka hekime danışılması gerekiyor. Çünkü parasetamolü de uzun süre kullandığımız zaman karaciğere olumsuz etkileri olabiliyor veya bazı kişilerde parasetomol alerjisi de görülebiliyor. En doğrusu, bir veya iki parasetmole rağmen ağrınız geçmiyorsa mutlaka doktora gitmek" şeklinde konuştu.
"Ödem böbrek hastalığının son aşamasındaki gösterge"
Timur Erk, Mart ayının ikinci perşembesinde gerçekleşecek olan "Dünya Böbrek Günü" etkinliklerine hazırlık amacıyla İstanbul'un 10 ilçesinde, nüfusun yüzde 97'sini temsil edecek bir örneklem ile, 1067 kişi ile yapılan yüz yüze anket sonuçlarıyla ilgili, "Ankete katılanların yaklaşık yüzde 23'ü de eğitim düzeyi yüksek kişilerden oluşuyor. Böbrek sağlığı konusunda farkındalık ne düzeyde, bunu görmek istedik. Ama gördük ki insanlar hala bilinçsiz bir şekilde tavsiye ile ağrı kesici kullanıyor. Ağrı kesici ilaçlar, çok yüksek dozlu kimyasal içeren ilaçlar. Bir filtre düşünün, süzmesi gereken kimyasallar ne kadar fazlaysa, gözenekleri o kadar hızlı dolar ve artık filtre iş göremez hale gelir. Böbreği de böyle düşünmekte fayda var. Ne yazık ki böbrek rahatsızlıkları oldukça sinsice ilerliyor. 5 evrede böbrek yetmezliğine gidiliyor. 4'ncü evreye kadar hiç belirtisi yok. Burada en fazla belirti 4'ncü evredeki ödem. Ödem belirtisini de ankete katılanların yüzde 40'ı söylemiş zaten" dedi.
"Böbrek kontrolüne gitmiyoruz"
Anketin önemli bulgularından bir tanesinin de rutin böbrek kontrollerinin ihmal edilmesi olduğunu belirten Erk, "Ne yazık ki yıllık rutin böbrek kontrolü yaptırmayanların oranı yüzde 70'lerde. Böbrek rahatsızlığının neler getirdiği bilgisinden uzak bir toplumumuz var. İnsanlar ancak hastalık ortaya çıktığında mecbur kalınca doktora gidiyor. O zaman da geç kalınmış olunuyor. Halbuki böbrek rahatsızlığı, sinsi ilerlemesi ile birlikte yıllık yapılan rutin kontrollerde, kanda kreatinin, basit idrar tahlilleri ile kolayca tespit edilebilir. 18'inden 78'ine, herkesin mutlaka yılda bir defa rutin böbrek kontrolü yaptırması lazım" diyerek sözlerini noktaladı.