Zaman Gazetesi Ekonomi Editörü Turhan Bozkurt, yolsuzluk soruşturması sürerken mevzuatın Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) sorumluluklar verdiğini yazdı. Bozkurt, soruşturma kapsamında gözaltına alınan Süleyman Aslan’ın genel müdürü olduğu Halkbank ve Murat Kurum’un genel müdürü olduğu Toplu Konut İdaresi (TOKİ) iştiraki Emlak Konut'un halka açık ortaklıklar olduğu için SPK ile BDDK tarafından incelenmesi gerektiğini savundu.
“Belgelere bakılırsa alınan rüşvetlere mukabil bankacılık teamüllerinin dışına çıkıldı. Halkbank 100 milyon dolardan fazla zarara uğratıldı, ücret ve komisyonlar piyasa şartlarına göre belirlenmedi” diyen Bozkurt, SPK’nın soruşturmaya müdahil olması gerektiğini yazdı. Bozkurt, “Halkbank’ta geriye dönük işlemlerin, sunulan faaliyet raporlarının bu çerçevede yeniden ele alınması gerekir” ifadesini kullandı.
Bozkurt, ''Borsa’da Halkbank hissesi almış yerli/yabancı yatırımcı, ayakkabı kutularından çıktığı söylenen 4,5 milyon doların izahını ilgili kurullardan bekliyor. Bir bankanın netameli bir alana itilmiş olması ayrıca ele alınmalı. Emlak Konut da aynı maddelere tabi olduğuna göre SPK’nın sessiz kalması yatırımcının tedirginliğini artırmaktan başka bir işe yaramaz'' dedi.
Turhan Bozkurt'un Zaman gazetesinde ''Halkbank’a niye komplo kurulsun!'' başılığıyla yayımlanan (20 Aralık 2013) yazısı şöyle:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada iki önemli kamu kurumunun ismi geçiyor: Halkbank ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) iştiraki Emlak Konut AŞ. sırasıyla genel müdürler Süleyman Aslan ve Murat Kurum gözaltında.
Yargıya intikal etmiş bir mevzuda mahkeme kararı kesinleşinceye kadar bahsi geçen herkes masumdur. İkisi de Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin yöneticilerinin iddia edildiği gibi rüşvete bulaşıp bulaşmadığına bağımsız yargı karar verecek.
Adli tahkikat yürürken iki şirketin hisselerini almış yatırımcının ve kamunun zarar görmemesi adına SPK ile BDDK’ya büyük görev düşüyor. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda Örtülü Kazanç Artırımı Yasağı’nı (Madde 21) düzenleyen madde ve fıkralara dikkat! Halka açık ortaklıkların (burada Halkbank ve Emlak Konut oluyor) yönetim, denetim veya sermaye bakımından doğrudan veya dolaylı olarak ilişkide bulundukları gerçek veya tüzel kişiler ile emsallerine uygunluk, piyasa teamülleri, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak farklı fiyat, ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar veya ticari uygulamalar yapması yasaktır. Bu yolla işlem hacmi üretmek gibi işlemlerde bulunmak suretiyle kârlarını veya mal varlıklarını azaltarak veya kârlarının veya mal varlıklarının artmasını engelleyerek kazanç aktarımında bulunmaları halinde aynı kanunun 94. ve 110. maddelerinde belirtilen hukuki, cezai ve idari müeyyideler uygulanır.
Biraz daha açalım. Halkbank, İran’a ödenecek doğalgaz/petrol parasını TL olarak tutarken karşı tarafa ödeme safahatında bankanın kârlılığına zarar verecek işlem ya da işlemler yaptı mı? Ortalığa saçılan belgelere bakılırsa alınan rüşvetlere mukabil bankacılık teamüllerinin dışına çıkıldı. Halkbank 100 milyon dolardan fazla zarara uğratıldı. Ücret ve komisyonlar piyasa şartlarına göre belirlenmedi. Pozitif ayrımcılık yapıldı işlemlerde. Süreç şeffaf olmayınca insan faktörü devreye girdi ve iyi niyetle başlatılan uygulamada şahsi menfaat teminine müsait boşluklar birileri tarafından dolduruldu.
Dosyanın sermaye piyasasına bakan yönlerini kim tahkik edecek? Elbette Sermaye Piyasası Kurulu. İnceleme neticesinde kazanç aktarımı yapıldığı teyit edilirse taraflardan, aktarılan tutarın kanunî faizi ile birlikte mal varlığı veya kârı azaltılan ortaklığa veya kolektif yatırım kuruluşuna iadesini yine SPK talep eder. Kendilerine kazanç aktarımı yapılan taraflar Kurulca belirlenecek süre içinde aktarılan tutarı kanunî faizi ile kuruşu kuruşuna iade etmek zorunda. 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adlî para cezaları da müeyyideler arasında zikredilmekte. Etkin pişmanlık hakkı mahfuz tutulmuş. O halde SPK da soruşturmaya müdahil olmalı. Halkbank’ta geriye dönük işlemlerin, sunulan faaliyet raporlarının bu çerçevede yeniden ele alınması gerekir.
Borsa’da Halkbank hissesi almış yerli/yabancı yatırımcı, ayakkabı kutularından çıktığı söylenen 4,5 milyon doların izahını ilgili kurullardan bekliyor. Bir bankanın netameli bir alana itilmiş olması ayrıca ele alınmalı. Emlak Konut da aynı maddelere tabi olduğuna göre SPK’nın sessiz kalması yatırımcının tedirginliğini artırmaktan başka bir işe yaramaz.
Kurye zenginleri türedi
İran’a dönük malî müeyyideleri arka kapıdan girerek aşmak siyasî bir karardı. Bunun doğruluğunu yanlışlığını bugün tartışmak manasız. Ancak doğalgaz parasının TL olarak İran’ın Türkiye’de Halkbank’taki hesaplarına yatırılmasının 2001 krizinden sonra bankacılığa getirilen sıkı düzenlemeleri sulandırabileceği hesap edilemedi. Gri alan icrada suistimale davetiyedir. İran hükümeti, Halkbank’tan çektiği TL’leri İstanbul Kapalıçarşı’da altına dönüştürüyor, altınlar da özel jetlerle Tahran’a, Tebriz’e götürülüyordu. İran ilk günlerde altını doğrudan kendi ülkesine taşırken, daha sonra bu alışverişi Dubai üzerinden yapmaya başlamıştı. Konu Financial Times gazetesi, Reuters haber ajansı ve Türkiye’de bazı gazeteler tarafından ele alındığında para-altın trafiğinde kurye zenginlerin türediği zaten herkesin malumu olmuştu.
Teknik takibe takıldığı belirtilen kuryeler ve Türkiye’deki bazı muhatapları (bakanlar, bürokratlar, banka ve şirket yöneticileri, işadamları) böylesine yüksek hacimli para trafiğini kendilerine yontacak adımlar atmış. Dolayısı ile “milli bankamıza dönük küresel operasyon var” diyenler yarın mahcup olabilir. Adlî soruşturma sürerken de SPK ve BDDK mevzuatın verdiği yetki ve sorumlulukların farkına varmalı.