Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, ABD Başkanı Donald Trump'ın selefi Barack Obama'dan görevi devralmadan önce Başbakan Binali Yıldırım'a "Obama yönetimi üç konuda da sizi dinlemeyerek hata yaptı" dediği iddiasını gündeme getirdi.
Serpil Çevikcan'ın "Referandum kampanyasının gündem maddeleri" başlığıyla yayımlanan (24 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Başbakan Binali Yıldırım, Trump henüz göreve başlamadan, seçildiği dönemde ilk ağızdan bu beklentileri dile getirdi.
Yansıyan bilgilere göre, Trump da Yıldırım’a, “Obama yönetimi 3 konuda da sizi dinlemeyerek hata yaptı” demiş.
ABD son dönemde Fırat Kalkanı ve DAEŞ’le mücadeleye daha olumlu yaklaşıyor.
Türkiye, Rusya ve kısmen İran’ın Suriye konusunda aldığı inisiyatifi desteklemek konusunda ortak hareket etme niyetini de gösteriyor.
Ankara, Trump yönetiminde bu başlıklarla ilgili olumlu adımlar gelmesi konusunda umutlu.
Anayasa değişikliği teklifi Meclis’ten geçti.
Artık gözler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın referandum kararı almasının ardından yaşanacak süreçte.
Mevzuata göre, Cumhurbaşkanı’nın referandum kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra propaganda çalışmaları için 60 günlük bir süre var.
60 günden sonraki ilk pazar günü sandığın kurulması zorunlu.
Cumhurbaşkanı’nın referandum kararı alacağı tarihe göre, 26 Mart, 2 ya da 9 Nisan tarihlerinden birinde referandumun yapılabileceği değerlendiriliyordu.
Ancak kulislerdeki son bilgiler, nisan ayının ilk yarısının da kullanılabilmesi için ve mevsim şartları nedeniyle tarihin 16 Nisan olarak belirlenebileceği yönünde.
TBMM’nin yasayı Afrika seyahatinden perşembe günü dönecek Cumhurbaşkanı’na bu tarihte göndermesi, Erdoğan’ın da 15 günlük inceleme süresinin tamamını kullanması halinde 16 Nisan referandum günü olarak belirlenebilir.
Erdoğan, buna gerek duymazsa, daha önce gündeme gelen tarihlerden birinde Türkiye sandığa gidecek.
İki ana başlık
Referandum sürecinde yapılacak propaganda çalışmaları hangi ayaklar üzerine oturtulacak?
Muhalefetin rejim, tek adam yönetimi, üniter bütünlük gibi başlıkları öne çıkartacağına kuşku yok.
MHP’nin de “Devletin bekası için evet” odaklı bir kampanya yürütmesi bekleniyor.
Ak Parti’nin analizlerine göre ise iki başlık halkın gündeminde ön planda: Ekonomi ve terör.
Hükümet, ekonomi konusunda kamu bankalarının tutumunu gündemine almış durumda.
Cumhurbaşkanı’nın aksi yöndeki çağrısına rağmen kredilerin erken çağrılması piyasalar açısından ciddi bir sorun.
Bankaların bu konudaki açıklaması ise “sermaye yeterlilik rasyosu.”
Ancak hükümet mali tabloların bir süreliğine “kâr odaklı” hazırlanmaması, fedakârlık döneminde bulunulduğunu savunuyor.
Devletten ek teminat desteği
Buna rağmen, bankaların güvende hissedebilmeleri için de yeni bir ekonomik paket hazırlanıyor.
Paketteki en önemli düzenleme, döviz odaklı.
Buna göre, bankaların döviz artışından kaynaklı olarak ek teminat talep etmeleri durumunda devreye devlet girecek.
Hedef piyasanın rahat çalışması.
Dövizdeki oynaklığa rağmen, 2001 krizinde hem döviz hem de borsa üzerinde spekülatif hareketlerde bulunulmasına karşılık, borsa şu anda sağlam duruyor.
Borsanın sağlamlığı önemli bir güvence.
Hükümet, herkesin kendi cephesinden baktığı, bütüncül ve vizyoner biçimde bakılmayan ekonomiye bu yetenekleri kazandırma niyetinde.
Yüzde 70-30 dengesi
Terörle mücadele başlığında ise hükümetin “topyekûn mücadele kararlılığına” destek büyük.
Ak Parti, kampanyasına bu iki önemli başlığı dikkate alarak yön vermeyi amaçlıyor.
Hedef, vatandaşa anayasa değişikliklerini sade ve anlaşılabilir biçimde aktarmak.
Yüzde 70’lik kesime doğru biçimde değişiklikler anlatılırken, kalan yüzde 30’luk kısmı kırıp dökmemek.
Örneğin beka sorunundan bahsederken, Kürt vatandaşları da kırmamak.
Mevsim koşulları nedeniyle kapalı spor toplantıları ile televizyon yayınlarına ağırlık vermeyi tasarlayan Ak Parti’de bütün hesaplar “doğru anlatmak” üzerine kurulu.
“Rakibimiz kendimiziz” diye düşünen Ak Parti, her kafadan bir ses çıkmadan, bütüncül bir kampanyayı hedefliyor.
Sloganın “Türkiye’yi seviyorum, Cumhurbaşkanlığı sistemine ‘evet’ diyorum” şeklinde belirlendiği yansısa da bu konudaki kapsamlı çalışmalar sürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise ayrı bir süreç yürütmesi, 15 Temmuz darbe girişimini odağa alarak, Türkiye’nin eş zamanlı PKK, DAEŞ ve FETÖ saldırısı altında olduğunu vurgulaması bekleniyor.
Toplumsal barış
Erdoğan’ın, referandum sonrasında ise ayrı bir süreci başlatması bekleniyor.
15 Temmuz’dan bu yana süren terör saldırıları, OHAL süreci ve sonuçları, anayasa tartışmaları gibi nedenlerle bozulan moralleri düzeltecek, birlik ve beraberliği artıracak toplumsal barış esaslı bir süreç.
Trump: Obama yönetimi yanlış yaptı
Referandum sürecine yönelik hazırlıklar sürerken hükümet bir yandan da birçok başlık üzerinde çalışıyor.
ABD’nin yeni yönetimi ile kurulacak ilişkiler bu başlıkların en önemlilerinden.
Trump yönetiminden 3 beklenti var:
- Fethullah Gülen’in iadesi.
- DAEŞ’le mücadele, Fırat Kalkanı Harekâtı’na etkin destek.
- 15 Temmuz’da derinleşen ABD’ye yönelik olumsuz algının düzeltilmesi.
Başbakan Binali Yıldırım, Trump henüz göreve başlamadan, seçildiği dönemde ilk ağızdan bu beklentileri dile getirdi.
Yansıyan bilgilere göre, Trump da Yıldırım’a, “Obama yönetimi 3 konuda da sizi dinlemeyerek hata yaptı” demiş.
ABD son dönemde Fırat Kalkanı ve DAEŞ’le mücadeleye daha olumlu yaklaşıyor.
Türkiye, Rusya ve kısmen İran’ın Suriye konusunda aldığı inisiyatifi desteklemek konusunda ortak hareket etme niyetini de gösteriyor.
Ankara, Trump yönetiminde bu başlıklarla ilgili olumlu adımlar gelmesi konusunda umutlu.