Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi’ne bağlı Topkapı Sarayı’nda Türk süsleme sanatının en eski örneklerinden ‘saz yolu’ üslubuna ait bezemeler bulundu. Saray’ın 4. avlusunda devam eden restorasyonlar sırasında tesadüfen bulunan altın varak işlemeli duvar süslemesinin Kanun Sultan Süleyman döneminde baş nakkaş Şahkulu’na ait olduğu, üzeri kara beton sıva yapılarak kapatılan nadide bezemenin 500 yıllık olduğu düşünülüyor.
Hürriyet'te yer alan habere göre, sanat tarihi açısından heyecan uyandıran kalem işi bezemenin 500 senelik olduğu düşünülüyor. Restorasyon sırasında sıva dökülmesi sonucu, kara sıva altından tesadüfen çıktı.
Bezeme için müdahale planı hazırlandı
Milli Saraylar İdaresi Bilim Kurulu, ‘saz yolu’ bezemesine ilişkin bilimsel müdahale planı oluşturdu. Buna göre; “Uygulama kapsamında Horasan sıva üzerine işlenen bezeme, özgün haliyle korunacak. Milli Saraylar’ın 3 kalemkâr ustasının yürüttüğü çalışmalar kapsamında ‘saz yolu’ bezemesine sıva güçlendirmesi yapılacak ve iklim şartlarından etkilenmemesi için koruyucu katman uygulanacak. Bezeme, konservasyonu tamamlandıktan sonra hava ile teması kesilmeden cam veya benzeri bir malzeme ile korunarak sergilenecek.”
Topkapı Sarayı'nda bulunan 'saz yolu’ tekniği bezemesi hakkında
Simurg, ejder, bulut ve bitkisel motif detaylı ve altın varaklı bezemenin; üslup, büyüklük ve renk çeşitliliği açısından ‘saz yolu’ tekniğinin günümüze ulaşan en etkili örneği olduğu varsayılıyor. Topkapı Sarayı’nda sernakkaşlık yapan Şahkulu, Osmanlı saray nakışhanesinde yeni bir bezeme üslubu şeklinde gelişme gösteren ‘saz yolu’nun ilk temsilcisi olarak biliniyor. İri, kıvrak ve sivri uçlu dilimli detaylar, yaprak ve çiçek motifleri, hayal mahsulü çeşitli orman hayvanları bu üslûbun konuları arasında sayılıyor. ‘Saz yolu’nda en çok kullanılan motifler arasında efsanevi hayvanlardan ejder ve simurg yer alıyor. Topkapı Sarayı’nda Hırka-i Saadet Odası, Bağdat Köşkü ve Revan Köşkü çinileri ile Sünnet Odası’nın dış cephesinde görülen ‘saz yolu’ örnekleri, XVI. yüzyılın ortalarından XVII. yüzyılın ortalarına kadar geçerliliğini koruyor. Bu üslupla yapılmış pek çok süsleme yasa dışı yollarla ülkemizden kaçırılarak Metropolitan, Louvre, British Museum gibi müzelerin koleksiyonlarında da yer alıyor.
|