Yeniden Refah Partisi (YRP) İstanbul Milletvekili Doğan Bekin tarafından TBMM'ye sunulan 'imar affı' yasası teklifi tepki topladı. Eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve kent planlamacısı Buğra Gökce, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Ülkemizin imar barışına değil, yapı stokumuzu güçlendirecek ve kent hakkı ile insanlarımızın çıkarlarını koruyacak çözümlere ihtiyacı var,” ifadelerini kullandı.
"Kent hakkı ve insan çıkarlarının gözetilmesi gerekiyor"
Bekin tarafından TBMM'ye sunulan yeni 'imar affı' yasası teklifi, 2018'de çıkarılan ve altı ilde büyük yıkımlara yol açan imar barışı yasasını değiştirme amacı taşıyor. BirGün'ün aktardığına göre, Teklifin birinci maddesi, kanuna aykırı şekilde inşa edilmiş yapılara belirli şartları sağlamaları durumunda ‘Yapı Kayıt Belgesi’ verilmesini öngörüyor. Eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve kent planlamacısı Buğra Gökce, bu teklife sosyal medya üzerinden tepki gösterdi ve şu ifadeleri kullandı:
"- Şehirlerimiz sağlıksız, şehircilik ilkelerine aykırı obez şekilde büyürken, ülkemiz afetlere karşı dirençsiz hale geliyor.
- Kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları, milli park, özel çevre koruma bölgesi gibi uluslararası nitelikte doğa koruma alanları ve tarihi, doğal, kentsel, arkeolojik sit alanları üzerinde inşa edilen kaçak yapılar af kapmasına alınıp her imar barışı uygulaması ile bu kıymetli alanlar yok ediliyor.
- Kaçak yapılaşma özendiriliyor. Yapılan kaçak yapılar vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit ediyor, kentlerimizin sağlıklı, nitelikli gelişmesini engelliyor. Çevresel etki ve çevre sakinlerin güvenliği yok sayılıyor.
- Mevzuata ve yapılaşma kurallarına riayet eden vatandaşlar adeta cezalandırılırken, kanuna ve mevzuata aykırı faaliyet göstererek suç işleyenler ödüllendiriliyor. Toplumun hukuka ve adalete güveni erozyona uğruyor.
- Yasa teklifinin gerekçesinde “Büyükşehir Yasası ile köylerin mahalle statüsüne getirilmesi, kırsalda yaşayan, geçimini kırsalda tarım ve hayvancıkla sağlayan vatandaşları da çok zor durumda bırakmıştır” ve 2017 yılından önceki uydu görüntülerinin bulunmaması bir sorun olarak ifade edilmişse de, yaşanan sorunların çözümü imar barışı uygulamasını uzatmak değil, “bütünşehir” uygulamasının yeniden değerlendirilmesi, mahalle statüsüne geçen köylerin yeniden kanuni statülerine kavuşturulmasıdır.
- Yasa teklifinin ilgili komisyonda nasıl ele alınacağı, hangi değişikliklere maruz kalacağı da belli değildir. Teklifte yapılacak değişikliklerle imar barışı uygulamasının 2028’e kadar uzaması, birçok kaçak ve sağlıksız yapının yapı kayıt ruhsatı alması gibi riskler bulunmaktadır.
- Türkiye’nin imar barışına değil, daha önce affedilenler de dâhil yapı stokumuzu güçlendirecek ya da rantı değil, kent hakkı ve insanlarımızın çıkarlarını koruyacak şekilde yeniden yapılmasını kolaylaştıracak çözümlere ihtiyacı var."